Yaşlı, yoksul ve ihtiyaç sahiplerinin sevgi ve umut kapısı olan Darülaceze, her köşesinde farklı bir yaşam hikayesi barındırıyor. 18 yıldır bu merkezde yaşamını sürdüren 50 yaşındaki Hava Balcı’nın duygulanarak anlattığı hayata tutunma çabası da bunlardan sadece biri. İki kez beyin kanaması geçirdikten sonra Darülaceze’ye yolu düşen Balcı, “Şişli’deydi evim. Evliydim ve iki çocuğum vardı. Beyin kanaması geçirdim. 29 gün hastanede komada kaldım. Uyandığımda ise ne bacaklarım ne de kolum tutuyordu. Eşim bu durum yüzünden benden ayrıldı. Bir kez daha beyin kanaması geçirdim. Bir oğlum bir kızım, dört tane de torunum vardı. Kızım, çocuklarından biri sekiz yaşında diğeri 10 aylıkken intihar etti. Annem de vefat etti. İki ablam beni Darülaceze’ye yerleştirdi. Burada Hikmet Nazlı ile evlendik, benim tek dostum oydu. Ancak geçtiğimiz cuma o da hayata gözlerini yumdu” diyor.
SEN ŞANSLISIN, TEK ELİN VAR
Darülaceze sakinleri için kurulan rehabilitasyon merkezinde hayata sarılan Balcı, şunları söylüyor: “Burada kalmaya başladım. Herkes çalışıyor. Biz yatıyoruz. Ekmek elden su gölden. Hasta olana kadar her işimi kendim yapardım. Sıkıldım. Bahçede dolaşırken giren çıkanı bol bir kapı gördüm. Merak ettim. İçeriye girdiğimde bir çalışan beni karşıladı. Atölyelerin içerisine aldı. Görme engelliden tutan da tamamen elleri tutmayanına kadar herkes bir şeyler yapıyordu. Hoca bana, ‘Sen şanslısın senin tek elin var. Bir şeyler yapabilirsin’ dedi ve beni örgü tarafına aldı. Tek elim ve dişlerim yardımıyla çanta örüyorum. Bizim yaptıklarımız dışarıdaki dükkanlarda satılıyor. Aylık bile kazanıyorum. Kendi emeğimle bir şeyler yapmanın mutluluğunun tarifi yok.”