Issız bir kasaba insana kendini ve yaşadıklarını sorgulattırır. Yunanistan'ın Agios Athanasios kasabasında kar altında kalan taş binaları izlerken, elimde Balkanlar'ı anlatan dramatik bir kitabı okurken dalıyorum bu düşüncelere. “Gerçekten kafa dinleyip, ruhumuzu dinlendirebileceğimiz bir yer var mı?” diye kendi kendime sorarken THY'nin davetiyle tam da aradığım yere doğru yola çıktım. İstikamet Yunanistan, ardından Selanik, Edessa, Agios Athanasios ve en son Kaymakçalan Dağları. Güneşi, denizi, kumsalı ve adalarıyla bilinen Yunanistan'a farklı bir pencereden bakmak üzere yollardayız. İlk durak şelaleleriyle ünlü ve bir dönem Türklerin yaşadığı Edessa. Nüfusu 25 bin olan Edessa'da su kaynakları oldukça fazla. Şehrin ortasında bulunan dev şelale görkemi ve su sesiyle gelenleri kendine hayran bırakıyor. Efsaneye göre mağaraların bulunduğu Edessa Şelalesi'nin altından geçenlerin tüm dilekleri kabul oluyormuş. Ekipten bir arkadaşın 'İki ülke arasındaki ilişkiler iyileşsin, vizeler kalksın' duası hepimizde gülümseyeme neden oluyor.
Edessa'yı geçtikten sonra soluğu tarihi dokusuyla bizleri kendine hayran bırakan Agios Athanasios'a geliyoruz. Burası mübadeleden önce Müslüman Türklerin yaşadığı bir bölge. Fakat sonradan kaderine terk edilerek enkaz bir köye dönüşmüş. Kaymakçalan Dağları'nın eteğinde bulunan bu güzel kasabanın hayata dönüş operasyonunun altında güzel bir hikaye yatıyor. Hikayenin kahramanı Yorgo Vildiridis.
1996 yılında arkadaşı onu bu köye getiriyor. Köyde bir tane bile ev yok, her yer yıkıntı. Yanyalı Ali Paşa ve askerlerinin kurduğu bu köyü Vildiridis çok seviyor ve ilk olarak kendi evini kuruyor. Daha sonra da Selanik'ten 30 çifti davet ediyor. 'Cennette de olsanız yalnızlık güzel değil. Bu yüzden burada evler yapıp dostlarıma sattım' diyen Vildiridis bir orta çağ kasabasını andıran Agios Athanasios hakkında bilgi vermeye devam ediyor: "2 bin 500 yatak, 22 restoran, 22 kafe, sekiz tane eğlence mekanı, 30 tane de yöresel ürünler satan dükkanlar bulunuyor. Senede 200 bin kişi geliyor. İki sene evvel yalnızca kışın açıktı oteller. Artık yazın da hizmet veriyoruz ve herkesi kiraz mevsiminde festivalimize davet ediyoruz."
Selanik'e kışın gittiğinizde yapacağınız en güzel iş Kaymakçalan Dağları'na çıkmak olur herhalde. 2 bin 540 metre yüksekliğindeki bu dağda şu anda 2 metre kar bulunuyor. Tesislerin sahibi Yorgos Parashu 300'den fazla kaynağa sahip bu dağda, sulardan suni kar yapıyor. Vegoritida Gölü manzaralı bu kayak merkezinde günlüğü 25 Euro'ya kayak yapabilir, manzarayı seyre dalıp geceyi de burada bulunan otelde geçirebilirsiniz. Otel ücretleri ise 80 Euro. Buraya nasıl ulaşırım diyenler THY ile Selanik'e gidip, oradan da Kaymakçaln'a giden arabalara binebilir. 130 kilometrelik yoldan sonra kayak yapmaya başlayabilirsiniz.
THY Selanik'e haftada 4 sefer düzenliyor. Pazar, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yapılan seferlerin fiyatları gidiş-dönüş 99 Euro'dan başlıyor. THY Selanik Genel Müdürü Utku Yazan bugünlerde vizenin kalkması için görüşmelerin devam ettiğini ve sürecin olumlu işlediğini belirtiyor. Yazan, ayrıca artık ülkeyi tanıtan katalogların Türkçe basıldığını ve Osmanlı döneminden kalan eserlerin, özellikle camilerin restore edildiğini vurguluyor.
