Süreyya Altunkara’nın ilk kitabı Bütün Olasılıklar Mümkündür Saadet Başka Bir Şey Ötüken Neşriyat etiketiyle raflardaki yerini aldı. Altunkara “Dosyayı teslim ettikten sonra heyecan yerini tedirginliğe, adını koyamadığım bir rahatsızlığa bıraktı. Sanırım “eksik bir şeyler var” düşüncesi kahir ekseriye bu yolda heybemizden düşmeyen katıklar arasında” diyor.
Dosya hazırlayıp kitap olarak neşretme düşüncesi yakın sayılacak bir zaman diliminde oldu. Öncesinde neden böyle bir düşüncemin olmadığına dair bir fikrim yok. Herkes gibi heyecan verici süreçti benim için. Yorulduğumu düşünmüyorum ama uykusuz çok gecem geçti. Dosyayı teslim ettikten sonra heyecan yerini tedirginliğe, adını koyamadığım bir rahatsızlığa bıraktı. Sanırım “eksik bir şeyler var” düşüncesi kahir ekseriye bu yolda heybemizden düşmeyen katıklar arasında. Evet, tedirginim. Kitap neşredilince rahatlayacağımı ve tedirginliğimin yerini sevincin alacağını zannediyordum. Yanılmışım. Rahatsızlığım katlanarak devam etti. Tedirginliğimi gidermenin yolunu bulamadım. Şiirin doğası bu olsa gerek; tedirginlik, rahatsızlık…
SAYFALARINDA GEZİNDİM
Bunca yorgunluk şu küçük kitap içinmiş dedim. Sayfalarında gezindim. Bütün şiirleri tekrar okudum. Kitaplığımda sevdiğim şairlerin arasına çekinerek iliştirdim. Benim için muazzam bir an olarak kalacak.
Anneme ve babama imzaladım. Ne yazacağımı nasıl bir imza atacağımı uzunca düşündüm. Kitap imzalamanın zor bir şey olduğunu söylemeliyim.
İlkokulda sınıf kütüphanesinde manilerin toplandığı bir kitabı defterime geçirerek başladım. Elbette yazmak denemez ama mühim bulduğum bir şey. O kitap dikkatimi çekmeseydi şiirle ünsiyet kurmam nasıl mümkün olacaktı bilmiyorum. Çünkü ders kitabı müfredatında olan şiirlerin dikkatimi çektiğini hatırlamıyorum. Özgün ve ciddi olarak şiir yazmaya başlamam lise sıralarında oldu.
Aslında dikkat ettiğim, özellikle beklediğim vakit yok. Gündüz maişet ve diğer koşuşturmalar arasında ne okumaya ne de yazmaya vakit buluyorum. Gece, gündüze göre daha sakin. İnsan geceleyin durup düşünmeye daha müsait. Şiirlerimin hemen hepsini gece yazmışımdır. Başka bir hususta seçiciliğim mevcut: mekân. Ev dışında şiir yazmışlığım yok. Dışarıda not tutar, evde yazarım.
Defterin kıymetini bilirim ama olmazsa olmazım değildir. Ev dışında aldığım notları telefona kaydederim. Eve geçince ilk işim notları defterime aktarmak olur. Bu defteri, birkaç kelimeyle bir rüyayı hatırlamak için kullanıyormuşum gibi gelir. Şiirimi bilgisayarda nihayete erdiririm. Zihin dünyamı bilgisayara aktarmak daha rahat ve hızlı oluyor.