|

İçimizdeki İrlandalı’ya şiirler: Mangan Mangan

Adem Turan’ın “Mangan Mangan” şiir kitabında bahsettiği İrlandalı şair J.C. Mangan Türk dostu olduğu halde ülkemizde yeterince ilgi görmemiş bir isim. İrlanda”da doğup büyüyen Mangan’ın hiç görmediği Türkiye için yazdığı şiirlere şair Turan kitabıyla yıllar sonra ses veriyor.

Hüseyin Akın
19:43 - 14/07/2021 Çarşamba
Güncelleme: 20:00 - 14/07/2021 Çarşamba
Yeni Şafak
James Clarence Mangan
James Clarence Mangan

Âdem Turan 2016 yılında “Gün doğarken gün batımı” diyerek Latin Amerikalı şair ve hikayeci Borges’in içe dönük gözleriyle dünyaya bakmayı denemişti. Erken yaşlarda gözlerini kaybeden Borges’in şiirde de hikâyede de dilini görmeyen iki gözü yerine kullandığını biliyoruz. Talihi gün doğumunda gün batımını gören bu âmâ adamı dev bir kütüphanenin başına getirdiğinde içinde uyuyan şiiri de uyandırmıştı. Uyanan şiirle birlikte Borges’in bilinci de büyülü bir gerçekliğin şiirle sabahladığı dört yol ağzına gelip memnun ve müsterih şunu söylemişti: “Tanrı bana ilahi bir şaka yaptı/ Kitabı ve körlüğü aynı anda bağışladı.” Âdem Turan bir şair olarak bu kitabında yeni bir şey deneyerek Borges’in dünyası ile özdeşlik kurmuş onu kendi şiirinde ağırlamıştı.

Bunun peşinin geleceği şairimizin adımlarına tempo tutan kalp atışlarından belliydi. Beş yıl sonra bu kez Adem Turan’ın“gün batarken gün doğumu” takdimiyle İrlandalı şair James Clarence Mangan’ı Türk okuyucularının dikkatlerine sunup gönüllerine yaklaştıran “Mangan Mangan” şiir kitabı çıkageldi. Aynı zamanda İrlanda Milli Marşı’nın yazarı da olan Mangan hem Türk dostu hem de Türkçeyi diline sahiden yakıştırmış biri olarak ülkemizde yeterince tanınmamıştır. Divan şiiri ile Almanca çevirilerini okuyarak tanışmış ve Türk ve İslam iklimini kendisini içerisinde görebilecek derecede içselleştirmiş bir şairden bahsediyoruz. Düşünün, İrlandalısınız, fakat İslam inanç ve kültürüne, Türk geleneklerine duyduğunuz derin saygı ve bağlılıktan dolayı Oxford Antolojisinde adınız Türk şairleri arasında sayılıyor.

GÖRMEDİĞİ ŞEHİRLERE ŞİİRLER


İrlanda’da doğup yine orada hayata veda eden Mangan ilginçtir, hiç görmediği halde binlerce kilometre uzaktaki Türkiye ile ilgili şiirler yazmıştır. Erzurum’dan bahsederken de Karaman’ı anlatırken de oraların bir yerlisi gibidir. Âdem Turan bu gizemli sıhriyetten ne denli etkilendiğini saklamadığı gibi müşterek bir ağızla batı ile medeniyet hesaplaşmasına da giriyor. Kitapta yer alan 19 şiir batan bir günün ardından sanki bir gün doğumunun muştusunu fısıldıyor. Turan’ın “Gün Batarken” ve “Gün Doğumu” bölümlerinden oluşan şiir kitabının ilk bölümü Mangan’ın diliyle Batı’nın batışı, Avrupa’nın çöküşüne belleği güçlü bir şahid edasıyla yaklaşırken, ikinci bölümde doğan bir yeni günün sevinci paylaşılır.

İlk bölümde Mangan’a ait batışın habercisi bir cümleyle sıralanıyor şiirler: “Avrupalılığın bütün eskimiş paçavralarından kurtulmak, onları rüzgâra savurmak gerek…” “Ben Yukarı Çıktım” başlıklı kitabın ilk şiirinde Âdem Turan bu yıkımı ve yıkımdan kurtulan şairi çeşitli eğretilemelerle anlatmaya çalışır. Bunu yaparken yine Türkiye’de Mangan’la ilgili ilk yazıyı yazan Peter Hird’in yaktığı ışıkla okuyucuyu aydınlatmayı da ihmal etmez: “Mangan’ın yazdıklarını yazabilmek, hissettiklerini hissedebilmek ve onun gibi düşünebilmek için kesinlikle bir Türk olmak gerekir…”

“Ben Yukarı Çıktım” şiirinde enkazdan kurtulmuş bir şair görüyoruz. “Ben yokuşun üstünde durdum, her şeyi gördüm” dizesi Mangan’ın bünyesinden çıktığı toplumun kutlu şahitliğine işaret olsa gerektir. Şiirin başında yer alan Peter Hird’in tespitini Âdem Turan Mangan’ın yüreğine dokunup onun dilinden aktarır “Sizinle beraber olduğumu gördüm” Şiirde geçen “şaşalı molozlar”, “ihanet tozu”, “gardiyan izleri”, “kölelik beratları”, “pörsümüş elbise” gibi terkipler Avrupa’nın inkırazına olduğu kadar İrlanda’nın bağımsızlık savaşına bir gönderme olarak da anlaşılabilir.

HİÇ TANIMADIĞI ÜLKEYE ŞİİRLER

Şairler uzağı da yakını da hiç görmediklerini de şiir gözlüğüyle görürler. Dizeler bu bakışın çizdiği resimler, çektiği fotoğraflar gibidir. Hiç gezip görmediği Anadolu’yu orada doğup büyümüşçesine şiirinde yaşayıp okuyucusuna duyumsatan J. C. Mangan’ın dizelerine karşılık Âdem Turan da aynı gizemi koruyup hiç görüp tanımadığı bir coğrafyayı şiir gözlüğünü takarak okuyucusunun dünyasına yaklaştırmayı başarıyor. İrlanda’nın yağmurlu havası da İrlandalılık duygusu da Mangan’ın Türklüğe ve Müslümanlığa duyduğu ilgi de bakışın şiir olarak çizdiği bu resimlerde var.

Derin duyuş sahibi şairler zaman ve mekânı çağırabilir, geri getirebilir veya ütopyalarına misafir edebilirler. Şair sadece zaman ve mekân çözücü değildir elbette. O aynı zamanda zamanla mekân arasına sıkışmış insanın çözücüsüdür. Şu dizeler de şair Âdem Turan’ın yüreğinden mürekkep damıtır gibi insan çözücülüğüne örnek sayılsın: “Bulutlar diliyle geldim, size kardeş olmaya/ İçinizdeki Türk benim, Lâ ilahe, illallah!”, “Geçiyorum işte aranızdan/ Şiirin gücüyle: Allah’a hamdolsun!”, “Derunumdaki bu onulmaz yaralar! / Allah, Allah hu!” Mangan’ın yazdığı şiirlerle Mangan için yazılan şiirler birbirine o kadar benziyor ki birini diğerinin tercümesi bile zannedebilirsiniz.

“Elveda gaileli dünya, günahlarla haşır neşir dünya. Ruhum dinlenecek artık Allah’ın sakin yurdunda” Mangan’ın bir mutasavvıf edasıyla dilinden dökülen bu satırlar aynı zamanda bir çıkışsız Türk’ün çilesini de yansıtıyor. Bütün dünyalıların daralan göğsünü. Sahi bu doğum hangi âlemdeki güne açıyor penceresini?

Cümle şair dost bahçesinin bülbülüdür diye boşuna dememiş bizim Yunus. Acılar da birbiriyle kardeş sayılır. İrlanda’dan uzatılan gülü Türkiye’den karşılamak has şairlerin harcı olsa gerektir. Marifet gülü dalında yakalamak değil, kokusundan gövdesine ulaşabilmektir.

#Mangan Mangan
#Adem Turan
#Hece Yayınları
3 yıl önce