|

İçinden şiir geçen öyküler

Şenler Yıldız’ın öykü kitabı “Mısır Tarlasında Bir Eksik” Dergah Yayınları’ndan çıktı. Öyküyle şiiri başarılı bir şekilde harmanlayan Yıldız, geleceğin önemli yazarlarından biri olacağını bu ilk kitabıyla müjdeliyor.

Arzu Şahin
04:00 - 15/11/2020 Pazar
Güncelleme: 00:52 - 15/11/2020 Pazar
Yeni Şafak
Mısır Tarlasında Bir Eksik Şenler Yıldız Dergah Yayınları Ekim 2020 134 Sayfa
Mısır Tarlasında Bir Eksik Şenler Yıldız Dergah Yayınları Ekim 2020 134 Sayfa

Bazı yazarlar vardır daha ilk cümlede yakanıza yapışırlar. Cümleler birbirini takip ettikçe beyninizde patlamaya başlayan havai fişekler, yüzünüze yerleşen tebessüm, içinize sığmayan coşku sarar her yanınızı. Bütün bunlar yeni bir yazar keşfetmenin verdiği mutluluğun göstergeleridir. Şenler Yıldız işte o yazarlardan biri. Kendisi ilk öykü kitabı “Mısır Tarlasında Bir Eksik” ile edebiyatımıza klas bir giriş yaptı. 134 sayfaya sığdırdığı kısa öyküleriyle, iyi bir hikaye anlatıcısı için üslubun önemini okura yeniden hatırlattı.

BİLİNDİK BİR O KADAR DA BÜYÜLÜ ÖYKÜLER

Mısır Tarlasında Bir Eksik, insan olma hallerimiz etrafında şekillenen hikayelerden oluşuyor. Öyküyle şiirin akrabalığını gözler önüne seren, iki türün ustaca bir araya getirildiğinde nasıl tadından okunmayan hikayeler çıkacağını gösteren kitap, sizi başka bir dünyanın içine çekiyor. Burada kurgu önemini yitiriyor, hikayenin sonu anlamsızlaşıyor, kahramanlar ve isimler birbirine karışıyor. Büyülü kelimelerin hüküm sürdüğü sayfalar, içinden şiir geçen cümleler “bu hissi biliyorum, bunu da bunu da” dedirtiyor. Ki bu cümleyi kurdurtan ve hissettiren tüm kitaplar zihninizdeki o en özel kütüphanede yerini hemen alıveriyor.

Bildiğimiz tüm o büyük yazarların, film kahramanlarının, sahnelerin hayatın detaylarıyla harmanlandığı Mısır Tarlasında Bir Eksik, sizi çocukluğunuza, gençliğinize ve hatta yaşlılığınıza sürüklüyor. “Kara önlük giymiş çocuklardık, siyah beyaz filmlerden fırlamışçasına” cümlesiyle o yüzleri silik fotoğraflara gidiyor, “Kompozisyonuna insanlar diye başlayan o öğrenci benim, evet. İnsanlar ikiye ayrılıyor; küçük kıyameti küçüklüğünde kopanlar ve kopmayanlar. Dağa dümdüz çıkmıyor yollar.” cümlesiyle sırada oturmuş yeni açtığınız kalemle kompozisyon yazarken ki halinizi ve sonrasını hatırlıyorsunuz. “Neden bir zamanlar genç olmuşken, genç olamamıştım” diyen kahramana ne diyeceğinizi bilemiyor, “Yürüdüğümüz yollar yaşlanmıştı” diyen kahramanın koluna girip evine götürmek istiyorsunuz.

İNSAN DAİMA BİRAZ KABAHATLİDİR

Hayata tutunamayan tüm yalnız ruhların tanıdığı “İnsanlara baktıkça yalnızlığım geliyor aklıma” cümlesi ile tebessüm ederek bakışıyorsunuz. “Allah’ım kendimi sana teslim etsem ama tam anlamıyla ve kendime razı olsam, insan daima biraz kabahatlidir ne de olsa. Kalbim kırık ölebilirim, ama yaralı bir inançla asla. Ben şadırvanın etrafındaki menekşeleri gözlerimle okşarken tam da şu an yani şu an işte, bir yerlerde bazı çocukların canlarını acıtıyorlar” diyen kahramanın duasına ve endişesine eşlik ediyorsunuz.

Şenler Yıldız’ın ilmek ilmek ördüğü hikayeleri bir çırpıda okuyacak, bir yandan da bitmemesi için vitesi düşürmeye çalışacaksınız. Geleceğin iyi yazarlarından biri olacağını ilk kitabıyla ispatlayan Yıldız’ın yeni hikayelerini merakla beklerken kitabın kapanış cümlesi ile bitirelim. “Ansızın durmak bilmeyen bir kampana, duyan ben olmalıyım belki başkaları da. Ben ve ben, güne bakmayan ayçiçekleri, harasına dönememiş topal atlar, tırmanmaya çalışıyoruz hem de firara. Bir eksik var, diyor usta, bir aksak belki mısır tarlasında.”

#Şenler Yıldız
#Dergah Yayınları
#Mısır
3 yıl önce