|

İçinizdeki balona dikkat

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği, ölümcül durumlara yol açabilecek “aort” denen büyük atardamarın karın bölgesinde yer alan kısmının balonlaşması hakkında halkı bilgilendirmek ve bu hastalık için risk taşıyan kişilerde farkındalık sağlamak amacıyla “İçinizdeki Balona Dikkat” kampanyası başlattı.

Yeni Şafak
07:50 - 7/11/2016 Pazartesi
Güncelleme: 04:53 - 7/11/2016 Pazartesi

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği tarafından düzenlenen “14. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Kongresi”nde bir sosyal sorumluluk projesi başladı. Projenin amacı “aort” denen büyük atardamarın karın bölgesinde yer alan kısmının balonlaşması hakkında halkı bilgilendirmek ve bu hastalık için risk taşıyan kişilerde farkındalık sağlamak. Kampanyanın sloganı ise “İçinizdeki Balon” olarak belirlendi. Kampanya hakkında açıklamalarda bulunan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Anıl Z. Apaydın, “Aort denilen vücudumuzun en büyük atardamarının karın bölgesindeki balonlaşması, çoğunlukla bir yakınmaya neden olmadan sessizce ilerler ve patlayıp kanamaya yol açar. Bu durumdaki hastaların yaklaşık yüzde 60 ile 80'i hastaneye ulaşamadan kaybedilir. Ameliyata kadar ulaşabilen hastaların da riski yüksektir” dedi.



“Aort, en çok 65 yaş üstü erkeklerde görülür“

Kanamaya yol açmış damar balonlaşması olan tüm hastaların en çok yüzde 10 ile 25'i taburcu olabildiğine dikkat çeken Apaydın, “Eğer risk altındaki kişilerde 'anevrizma' denilen damar balonlaşması olup olmadığı önceden saptanabilirse, cerrahi girişim ile yaşamsal tehlike ortadan kalkar. İngiltere'de 65 yaş üzerindeki her erkek bu hastalığın yakalanabilmesi için tarama programları çerçevesinde kontrole çağrılmaktadır. Aort 65 yaş üstü erkeklerde en çok görülür. Sigara içiyorsanız, riskiniz yüksektir. Kadınlarda risk düşüktür. Tedavisi düşüktür. Çeşitli tedavi yöntemleri var. Geleneksel yöntemde ise açık ameliyat yapılıyor. Bunun ilaçla tedavisi mümkün değil” dedi.



“Kalp yetmezliğinin en ileri evresinde ilaçlar da yetersiz oluyor”

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. A. Rüçhan Akar kalp ameliyatlarında ekip çalışmasına dikkat çekerek, “Birçok kararları kalp ekibimiz ile birlikte veriyoruz. Kalp yetmezliği toplumsal bir sorun. Çocuklarımızı da ilgilendiriyor. Kalp yetmezliğinin en ileri evresinde ilaçlarda yetersiz oluyor. Çözüm burada kalp naklidir. 78 milyon ülkemizde 20 bin kişi kalp yetmezliği yaşıyor. 690 hasta kalp nakli listesinde. 144 hasta acil kalp nakli bekliyor. Geçmiş yıllara göre nakilde çok gerilerdeyiz. Eşimizi akrabamıza organlarımızı vermekten çekinmiyoruz. Fakat, beyin ölümünden sonra bir karamsarlık oluyor. Kalp nakil merkezi sayımız şuan için 14 tane” dedi.



“Küçük kesilerle yapılan tedavilerde yoğun bakım süresi ve taburcu olma süresi azalıyor”

Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Murat Sargın ise, “Teknolojik aletler gibi, insan eliyle yapılan işlerde küçülüyor. Minimal invaziv cerrahi, yapılması gereken ameliyatı yıllardır yapılan cerrahi kesilere göre daha küçük kesilerle yapmak demek. Cerrahinin bir çok branşı gibi kalp cerrahisinde de kesiler küçülüyor. Kalp hastalıklarının tedavisinde küçük kesi veya minimal invaziv yöntemlerin kullanılması ilk olarak 1990'lı yılların sonuna doğru gerçekleştirildi. Küçük kesilerle uygulanan teknikler ilk olarak bypass operasyonlarında kullanılsa da erken dönemde bu tekniğin daha çok kapak ameliyatlarında uygulanması yaygın hale geldi. Eskiden ya da halen devam eden kesi yöntemine göre hastaya avantajlar sağlıyoruz. Küçük kesilerle yapılan tedavilerde yoğun bakım süresi ve taburcu olma süresi azalıyor. Hastaların bize ben küçük kese ile ameliyat olmaya geldiği zaman biz bunları hastaya açıklıyoruz” ifadelerini kullandı.




#14. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Kongresi
#Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği
#Prof. Dr. Anıl Z. Apaydın
#İçinizdeki Balon
#Op. Dr. Murat Sargın
#Prof. Dr. A. Rüçhan Akar
#Kalp
#Aort
7 yıl önce