Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e, imparatorluğun en çalkantılı yıllarında tahtta bir padişah; II. Abdülhamid. İftiralar, yalanlar ve bir padişahı tahttan indiren olaylar. Ardından başlayan acı, gözyaşı ve hasretle dolu sürgün yılları. Osmanlı’nın tarihine babası Abdülhamid’in yanında bizzat tanıklık eden, merak edilen yılları ve padişahı anılarına taşıyan bir sultan; Şadiye Sultan.
- Hayat mecmuası geçenlerde merhum pederiniz Sultan Abdülhamid’in kâtibi Ali Muhsin beyin hatıratı adı altında üç makalelik bir yazı serisi neşretti. Ali Muhsin bey, bu yazılarda merhum pederinizin aleyhinde bulunmaktadır. Halbuki mümaileyh (kendisi) Sultan Abdülhamid’in sadık bendegânından olarak biliniyordu. Bu hatıralar sizce düzmece olabilir mi? Ali Muhsin beyi şahsen tanır mısınız? Onun hakkındaki fikirleriniz ne merkezdedir?
- Şadiye Sultan:Ali Muhsin beyi tanımam. Hatıralar galip (büyük) ihtimalle düzmedir. Zira içinde yazılanlar hakikatten uzaktır.
- Yine ayni hatıratta Sultan Abdülhamid’in kadına düşkün, şehvetperest olduğu yazılıdır. Bu hususta ne söylersiniz?
- Şadiye Sultan: Cennetmekân pederim, aslâ şehvetperest değildi, kadına düşkünlüğü yoktu, hepsi yalan, hepsi iftiradır. Büyük bir Hakanı lekelemeği, yarın tarih onlara soracaktır. Haremine vazifesini yapmak şehvetperestlik değildir. Yakın tarihimizde kadına düşkün devlet adamları hiç mi gelmedi? Bu devirde, bu zamanda kadınsız yaşayan bir erkek var mıdır? Sorarım size!...
- Babam, hiçbir kadının aklıyla hareket etmezdi. Babam Abdülhamid Han’ın saltanatı zamanında, birinci meclisin kapatılmasından sonra, yâni tek irade (İrâde-i Şahane) zamanında bir karış toprak kaybedilmemiştir.
- Babam, kuvvetli diplomat ve devlet adamıydı. Birinci meclisten sonra kendisinin tek iradesiyle İngiltere, Fransa imparatorluklarını ve Rus çarlığının siyasilerini elinde oynatmış, 33 yıl kimseye toprak vermemiştir. Gerçek tarih bir gün bunları gün ışığına çıkaracak ve iftiracılardan hesap soracaktır.