Günümüz Türk şiirinin genç isimlerinden İlker Nuri Öztürk, ilk kitabı Ölüm Öncesi’yle okura ulaştı. 29 yaşındaki şairi İtibar dergisinde tanımıştık. Şiirlerinde sahici bir tavır aradığını söyleyen Öztürk, “Büyük Türk Şiiri’nin asaletine layık olmaya çalışıyorum” diyor.
Yazarken duyduğum kaygı dosyanın hazırlık aşamasında ve yayın sonrasında da devam etti.
Çerkesler’in değerler bütünü Xabze’de (Kabze) toplanmıştır. Yasa, töre, gelenek, âdetlerin hepsini Xabze’ye dahil edebiliriz, çünkü elimizde yazılı bir metin yerine caydırıcı karşılıkların bulunduğu sözlü kurallar vardır. Öyle ki Çerkesler’de hapishane yoktur. Bunun yerine suç işleyen, aykırı davranan kimse, toplumdan dışlanır. Bu açıklamadan sonra cevabım daha anlaşılır olacak sanırım. Xabze’ye göre erkeklerin, büyükleri yanında çocuklarını sevmeleri hoş karşılanmaz. Aslında büyüklerin yanında çoğu şey haynape’dir. Ben de böyle bir ortamda kitabımı elime aldım ve belli edemediğim bir coşkuyla baktım sadece.
DERUNİ AHENK, KADİM SES
Bahsi geçen ortamın ağır misafiri İbrahim Tenekeci ağabeye imzaladım.
Kitabı karıştırırken hangi şiire denk gelir bilemem, okurun nasibine kalmıştır. Şiirleri tasnifte belirli bir sıraya uyulmadı. Sadece yirmi kadar şiir arasında Türkçe’nin varlığını, deruni ahengi, kadim şairlerden bir sesi, sahici tavrı bulabilmelerini umarım.
Yazarken kuşluk mu ikindi mi dikkat etmedim hiç. Mesuliyet duygusuyla bir şeyleri sezdirmeye, bazı şeyleri işaret etmeye dikkat ettim. Hâlâ ilhama inanan birkaç isimden biriyim. Şiiriyeti katletmeyen şiir işçiliğinin gereğini de dünden bugüne, dergilerde görüyoruz. Süleyman Çobanoğlu’ndan duyduğum gibi sarraf değil kuyumcu olma niyetiyle Büyük Türk Şiiri’nin asaletine layık olmaya çalışıyorum.
Günler içinde deftere, telefona aldığım notlar oluyor. Bütün sesler, türküler, olaylar, resimler A4 kağıtta toplanıyor.