|

İslam medeniyetinin derinliklerine doğru

İhsan Fazlıoğlu, “Derin Yapı; İslâm-Türk Felsefe- Bilim Tarihinin Kavram Çerçevesi” adlı kitabında, İslâm Medeniyetini oluşturan kültürün derinliklerine iniyor, oradan başlayarak zinciri geleceğe bağlıyor. Fazlıoğlu’na göre bugünü anlamak için medeniyetin köklerine ve belki de daha ötelere gitmek gerekiyor.

Semiha Kavak
04:00 - 15/01/2022 Cumartesi
Güncelleme: 05:10 - 15/01/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Ortaya çıkan eserler sadece bu coğrafyayla sınırlı kalmıyor başka coğrafyalara da aktarılıyordu.
Ortaya çıkan eserler sadece bu coğrafyayla sınırlı kalmıyor başka coğrafyalara da aktarılıyordu.

Her medeniyetin geleceğini belirleyen kültürel dayanakları söz konusu. Geçmişten geleceğe uzanan medeniyetler temellerinden beslenirler.

İslâm Medeniyeti tarihi süreç içerisinde çeşitli evrelerden geçmiş olsa da, kültürel gelişmeler ve değişimler bu temel üzerine inşa olmuş olup, o öze dayanmakta. İslam medeniyetinde tarihi süreç içinde, siyasi iktidarların değişmesine karşın ulemanın yüklendiği bir ilmi süreklilik söz konusudur. Söz konusu ilmi süreklilik İslam medeniyetindeki hem hayat görüşü hem de dünya resmi kavramlarındaki sürekliliğin de temelini oluşturur.

İhsan Fazlıoğlu, “Derin Yapı; İslâm-Türk Felsefe- Bilim Tarihinin Kavram Çerçevesi” adlı kitabında, İslâm Medeniyetini oluşturan kültürün derinliklerine iniyor, oradan başlayarak zinciri geleceğe bağlıyor. Bugünü anlamak için bu yöntemin son derece önemli olduğunu söylemek gerek. Zira; “Bir medeniyette üretilmiş felsefe-bilim dizgesinin içerisinde bir hayat bulduğu zihniyeti idrak etmek, o dizgenin örüldüğü bağlamı mümkün kılan maddi ortamın imkânları ile dünya görüşünün anlam çanağını ve dünya tasavvurunun resim yumağını, unsurlarına geri giderek tahlil etmekten geçer.”

Bugüne geliş ve bugünü anlamak için adım adım ilerlemek ve aradaki illiyet bağını ortaya çıkarmak gereklidir. Bir medeniyetin derinliklerine ulaşmak için belki de daha ötelere gitmek, anlamlandırma açısından önemli görülebilir.

İKİ ANA BAŞLIK ÜZERİNDEN

Fazlıoğlu’nun değişik zamanlarda kaleme aldığı bu çalışma, hem İslam-Türk felsefe-bilim tarihindeki derin-yapının nazari ve istidlali kavram ve yargı uzayında yaşadığı değişim ve oluşumları tarihi bağlamı içinde ele alıyor, hem de gelecekte İslam hayat görüşü çanağında yeniden üretilecek felsefe-bilim bakış-açılarının nazari ve istidlali kavram ve yargı imkanlarına tarihi deneyimi yorumlayarak işaret ediyor.

Kitap, İhsan Fazlıoğlu’nun İslam Felsefe Bilim tarihi hakkında yazılmış çeşitli makalelerinden oluşmuş olup iki ana bölüme ayrılmış.

İlk bölümde Osmanlı Felsefe- bilim dizgesinin önemli bir ayağını oluşturan Semerkant Matematik- Astronomi Okulu’nun düşünce sistematiği irdelenmiş ve dönemin filozof-bilim adamlarının düşüncelerinin Osmanlıya sirayet ediş sürecindeki değişim-dönüşümleri ele alınmış.

Bu dönemin siyasal arka planının incelenmesiyle başlayan bu bölümde Maveraünnehir ve Horasan bölgelerinde Aksak Timur tarafından kurulmuş olan Timurlular Devletinden yola çıkılmakta. “Tarihi ortama bakıldığında Maveraünnehir ve Horasan bölgeleri İslâm medeniyetine mensubiyetleri bakımından yaklaşık 700 yıllık bir geçmişe sahiptir.” Bu tarihi süreç aynı zamanda köklü bir bilim kaynağı oluşturmuştur. “Nasîruddin Tûsi’nin kurduğu Merâğa Matematik-Astronomi Okulu’nda yetişen isimlerin, özellikle Kutbuddin Şirâzi’nin başta Kemâluddin Fârisî olmak üzere önemli öğrencilerinin , İbnu’l-Havvâm, Cemâluddin Türkistâni, İmâduddin Kâşi, İzzuddin Zencâni gibi pek çok ismin anılan bölgelere gidip gelen öğrencileri riyâzi ilimlerdeki canlılığı koruyorlardı.”

Bu dönemde ortaya çıkan eserler sadece bu coğrafyayla sınırlı kalmıyor başka coğrafyalara da aktarılıyordu. O nedenle geniş bir coğrafya bu felsefe ve bilimden yararlanmış, Çin, Avrupa, Hint bu kültürel kaynaklardan etkilenmiştir.

Bu etki daha sonralarında ise esnek bir medrese müfredatı uygulayan Osmanlı üzerinde de devam etmiştir. “Osmanlı medrese müfredatında görülen bu resim büyük oranda ve bir yönüyle Timurlular Devleti sahasında çizilmiş ve daha sonra Ali Kuşçu ile Fethullah Şirvâni eliyle Istanbul’a aktarılmıştır.”

DÜŞÜNCE ZİNCİRLERİ

Fazlıoğlu; Giriş: Siyasî Arka Plan, Herat ile Semerkant: Farklı İki Dünya, Riyâzî Hikmetin Dergâhı: Semerkant Uluğ Bey Medresesi , Riyâzî Hikmetin Mabe-di: Semerkant Rasathanesi, Uluğ Bey’e Eşlik Edenler, Riyâzî İlimler: Kişiler ve Eserler, Timurluların Etkisi: Sükûnete Yolculuk, Çerçeveyi İnşa Eden Üç Adam: Taftazânî, Kadızâde ve Seyyid Şerîf başlıkları altında ele aldığı konularla düşüncelerin bir zincir halinde adım adım sonraya aktarıldığını ortaya koymakta.

Kitabın ikinci bölümünde ise; Semerkant Matematik Astronomi Okulu’nun önemli bir üyesi olan Fethullah Şirvâni’nin Şerhu’t Tezkire fi ‘ilmi’l-hey’e adlı eserinde kaydettiği Semerkant Medresesi’ndeki bir ders tasviri ile hocası Kadızâde’den aldığı icâzetnâmenin tenkitli metni ve çevirisine yer verilmiş.

Bazı metinlerin asıllarının da yer aldığı kitabın son bölümü ise Şakir Kocabaş’ın “İslâm ve Bilim” ile “İslâmi Epistemoloji Üzerine” adlı iki makalesinin eleştirisine ayrılmış.

Akademik bir yaklaşımla ele alınan makalelerden oluşan bu kitap İslâm medeniyetinin bir kopuş değil, bir zinciri oluşturduğu iddiasına dayalı. Fazlıoğlu’na göre İslâm-Türk felsefe-bilim tarihinde ortaya çıkmış Kelâmî, Meşşâî, İşrâkî ve İrfânî okulların kendilerini uygunluk, tutarlılık, uyumluluk ve eleştirel dayanıklılık açısından sürekli yenilenerek yeniden yapılanıp biçimlenmesine rağmen temel özelliklerini korumakta, bu devamlılık tarihsel süreç içinde İslâm felsefe-bilim tarihinin derinlerinden gücünü almakta.

Fazlıoğlu’na göre söz konusu dönüşümler ve yenilikler terimlerin, kavramların ve yargıların dönüşümleri ile süreklilikleri üzerinden okunabilir. Değişim ve oluşumlar sonucunda, İslâm-Türk felsefe-bilim tarihinde klasik doktriner felsefe-bilim anlayışının derin yapısının ilintili şekilde dönüştürülmesiyle yeni bir felsefe-bilim anlayışı oluşturulmuş.

Daha çok bu konularla ilgilenenlerin yararlanabileceği özgün bir eser hükmündeki bu kitap bilhassa araştırmacıların okuması gerekenlerden.

#İhsan Fazlıoğlu
#Ketebe Yayınları
#Semerkant
2 yıl önce