Uluslararası araştırmacı ve sanatçıların, “İslam Dünyasında Sanat ve Estetiği Yeniden Düşünmek: Kavramlar, Teoriler ve Uygulamalar” teması etrafında bir araya geldiği program cumartesi günü sona erdi. 24 Temmuz’da başlayan programa Hindistan’dan Rusya’ya, Fransa’dan Amerika Birleşik Devletlerine kadar 15 ülkeden 40 akademisyen katıldı. 6 gün boyunca süren IISS-8 programı boyunca İslam Sanat ve Estetiği teması üzerine 1 panel, 3 konuşma, 7 workshop, 8 ders gerçekleşti. Türk musikisi icrası ile sona eren kapanış oturumunda, katılımcılara sertifika verildi. Programda sunulan bildirilerin kitaplaşarak bilim dünyasına kazandırılması amaçlanıyor.
ARKA PLANDA İSLAM SANATI VAR
Panalde, İslam Sanatı ve Müslümanlar: Etkileşim Düzeyleri başlığıyla sunum yapan Adilia Iulgusheva’yla konuştuk. Granada Üniversitesinde doktora öğrencisi olan Iulgusheva, küçüklüğünden beri İslam sanatına ilgi duyduğunu söyleyerek şunları aktardı: “İslam sanatıyla tanıştığım kesin bir an var diyemem. Farkında olsun ya da olmasın, her Müslüman'ın hayatını İslam sanatının arka planında ve onun varlığıyla yaşadığına inanıyorum. Herhangi bir dini ritüel her zaman İslam sanatı objelerinin var olduğu ortamda vücut buluyor. Bir Müslüman ile İslam sanatı arasındaki etkileşim, her iki tarafın da aktif rol oynadığı bir diyalogdur.”
AİTLİK DUYGUSUNU HATIRLATIYOR
Müslümanların İslam sanat objelerini nasıl algıladıkları üzerine bir çalışma yaptığını söyleyen Iulgusheva, “İslam sanatı Müslümanların kendilerini tanımalarına, kimliklerini korumalarına ve unutmamalarına yardımcı oluyor. Ayrıca kişinin bir dine ve millete ait olduğunu hatırlatırken, kişinin birey, ümmet ve canlı olarak ‘ben kimim’ sorusunu yanıtlamasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.
