İspanya'nın en prestijli üniversitelerinden biri olan Complutense'nin İletişim Fakültesi'nde düzenlenen etkinliklerin ilk gününde konuşan İspanyol tarihçi Miguel Angel Bunes de İbarra, Osmanlı İmparatorluğu ve İspanya Krallığı dönemlerindeki farklılıkları, az da olsa benzer yanları anlatarak, genç İspanyol iletişimcileri günümüzdeki ve gelecekteki Türkiye hakkında bilgilendirdi.
''Biz Avrupalılar, Türkiye'nin geleceğini zora soktuk'' diyen De İbarra, ''Hristiyan bir Avrupa tezinin, İspanya dahil birçok Avrupa ülkesinde belirli kesimlerce devam ettiğini, Avrupa'da her zaman eşitlik ve özgürlük konuşulsa da, bir İslam dünyası korkusunun hep olduğunu'' savundu. İspanyol tarihçi, ''Avrupa'da ortaya atılan, İslamcı parti, bir tehlikedir'' tezinin doğru olmadığını Türkiye'deki mevcut iktidarın gösterdiğini ifade etti.
Avrupa'daki Türk gerçeğinin artık farkına varılması gerektiğine işaret eden De İbarra, ''Avrupa'daki en büyük Türk şehirlerine baktığınızda, artık, Berlin 4., Brüksel 8. sırada yer alıyor. Brüksel'de havaalanında uçağı kaçırdığımda beni teselli eden, çay ısmarlayanlar orada çalışan Türk görevliler. Üzerinize giydiğiniz giysilerin yüzde 40'ı Türkiye'de yapılıyor. Artık Avrupa'da döner kebabın olmadığı şehir yok. Gelecekte, Avrupa'nın bir tarafının Türkiye olduğunu kabul etmek zorunda kalacağız. Türkiye'de bir tarafının Avrupa olduğunu kabul edecek'' şeklinde konuştu.
-Ekonomik potansiyele dikkati çekildi-
De İbarra, Türkiye'deki ekonomik potansiyelin Avrupa ülkeleri için büyük önem arz ettiğini ve Türkiye ile Avrupa arasında son yıllardaki yakınlaşmanın temelini de ekonominin oluşturduğunu kaydetti. İspanyol tarihçi ayrıca, Türkiye'nin ''Müslüman, modern, laik, batılı, İslamcı'' unsurlarıyla özel bir ülke olduğunu ve Arap ülkeleri için örnek gösterilmesinin doğru olduğunu dile getirerek, buna rağmen mevcut durumda Arap ülkelerinin halen Türkiye örneğinden uzak kaldığını vurguladı.
Bu arada diğer konuşmacılardan Türkiye'nin Madrid Büyükelçisi Ayşe Sinirlioğlu da, iki ülke arasında ''her alanda olağanüstü iyi ilişkiler'' bulunduğunu belirtip, özellikle üniversiteler arasındaki işbirliğinin ve erasmus programlarıyla öğrenci değiş-tokuşlarının, ilişkilerin geliştirilmesine daha da katkı sağladığını söyledi. 2005 yılında Türkiye ve İspanya'nın eşbaşkanlığında kurulan ve bugün 135 üyesi bulunan Medeniyetler İttifakı'ndan da bahseden Türk büyükelçi, bu girişimin hedefinin barış ve diyaloğu teşvik etmek, karşılıklı anlayışı geliştirmek olduğunu yineledi.
Sinirlioğlu ayrıca, Türkiye-İspanya Hükümetlerarası 4. Zirve'nin kısa bir zaman içinde (27 Kasım öngörülüyor) Madrid'de yapılacağını ifade etti.
-"İspanya, Türk pazarında güç kaybetti"-
Complutense Üniversitesi Rektörü Jose Carrillo Menendez de, ''Türkiye, son yıllarda çok daha zengin ve meyve veren bir ülke konumunda'' diyerek, İspanyol halkının Türkiye'yi daha çok yazar Orhan Pamuk'un kitaplarından tanıdığını söyledi. İspanya ve Türkiye arasındaki tarihsel ve kültürel iyi ilişkilerin özellikle son 10 yılda ticari alanda daha da büyüdüğüne değinen Menendez, ''Ancak mevcut ekonomik krizden dolayı İspanya, Türk pazarında biraz güç kaybetti'' diye ekledi.
Complutense Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde iki gün sürecek ''Türkiye Günleri'' etkinliklerinde ayrıca, yazar ve çevirmen Clara Jones tarafından Türk şiir edebiyatından eserler okunup, soprano Başak Zengin Kayapınar, İspanyol piyanist Cecila Vargas Lizagarra eşliğinde konser verecek.
Etkinlikler süresince Türkiye'nin turizm tanıtım broşürleri dağıtılacak ve öğrencilere Türk yemekleri tattırılacak.
