|

İstanbul bana ilham veriyor

Fotoğrafa farklı bakış açıları kazandırmasıyla tanınan Rodolfo Choperena, fotoğraf makinesini kendini ifade etmede bir araç olarak kullanıyor. Uzun pozlama tekniğiyle eserlerini meydana getiren Choperena, “İstanbul’un dokusu ve renkleri her sanatçıya olduğu gibi bana da ilham veriyor” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 25/09/2016 Pazar
Güncelleme: 02:09 - 25/09/2016 Pazar
Yeni Şafak

Uyguladığı ilginç fotoğraf teknikleriyle isminden söz ettiren dünyaca ünlü ödüllü sanatçı Rodolfo Choperena ikinci kez İstanbul'da. Sanatçının fotoğraf performansı eserlerinden oluşan “50" isimli sergisi geçtiğimiz günlerde Gama Sanat Galerisi'nde ziyarete açıldı. Eserlerinde parlak renkleri kullanmayı tercih eden Choperena, tam bir renk tutkunu. Sanatçı renklerin çeşitliliğine olan ilgisinden bahsederken insanların da tıpkı renkler gibi olduğunu belirtiyor. İstanbul'da da en çok bu çeşitliliği sevdiğini belirten Choperena, bu şehri etnik farklılık, din, koku, yemek kültürü ve renkler açısından inanılmaz olarak tanımlıyor. Çalışmalarıyla “Her rengi kucakla" mesajını vermeyi amaçlayan sanatçı, Türkiye'nin bunun için eşsiz bir ülke olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İstanbul'a muhakkak tekrar geleceğim. Bu şehirde dokular ve renkler sanatçıya ilham verecek güzellikte"



NATÜRMORTUN MODERN HALİ


Meksikalı sanatçı, fotoğraf makinesini adeta bir araç olarak kullanıyor. Eserler ilk etapta resim hissi uyandırsa da her biri sabırlı çalışmaların sonucu ortaya çıkan birer fotoğraf. Rodolfo, uzun pozlama ve hareketlilikle oluşturduğu çalışmalarını 'fotoğraf performansı' olarak tanımlıyor. Fotoğrafı çekerken objeleri soyutlaştırdığını dile getiren 50 yaşındaki sanatçı, “Birbirinden farklı görüntüler oluşturmama olanak sağlayacak şekilde kamerayı istediğim gibi hareket ettirebiliyorum. Çalışmalarımda hiçbir fotoğraf efekti kullanmıyorum. 2009'da geliştirdiğim bu teknikle kişisel eşyalarımı ya da beğendiğim objeleri konsept dışına iterek soyut bir alana taşıyorum. Yaptığım şeye bir çeşit natürmort denebilir. Sevdiğim şeyler ile renklerin bir arada kullanılması ile uygulamanın sonunda kendime ait bir ürün ortaya çıkıyor" diyor.



HER RENGİN BİR SEBEBİ VAR


Kendisini ifade edebilmek için elindeki tek şeyin fotoğraf makinesi olduğunu söyleyen Choperena, “Çizim ya da boyama gibi yeteneklerim yok. Ama bir şekilde kendimi ifade etmem gerektiğini biliyorum. Bu yüzden her fotoğrafta muhakkak benden bir parça bulunuyor. Uzak Doğu felsefesinde her enerjinin bir rengi vardır. Eserlerimde de kullandığım her rengin orada olmak için bir sebebi var. Çekime başlamadan önce seçtiğim mekana orada olmasını istediğim şeyleri yerleştiriyorum. Eşyaların bendeki karşılığı her zaman renktir ve olmasını istediğim renkler bu mekanın içine girebilir. O an nasıl hissediyorsam o renge yöneliyorum. Bu bazen çiçek, kıyafet, kravat ya da bebek mayosu olabiliyor. Işık ve gölgeden de fazlasıyla faydalanıyorum. Aslında eserlerin hepsi bir mizansen gibi" ifadelerini kullanıyor.



İSTANBUL İLHAM VERECEK GÜZELLİKTE


Memleketi Meksika ile Türkiye'nin bir çok benzer yanı olduğunu söyleyen Choperena, sözlerine şöyle devam ediyor: “Meksika ve Türkiye'nin bir çok benzer yanları var. Yemeklerimizden marketlere her yerde gördüğümüz renkler ve dokular ortak. Bu sayede Türkiye'ye daha yakın hissediyorum. Çeşitliliği fazla olan mekanlarla aramda her zaman özel bir bağ olmuştur ve Türkiye de çeşitlilik bakımından çok zengin bir ülke. Buraya geldiğimiz gün annemle sokakta yürürken bir pazara girdik. Kendimizi memleketimizde gibi hissettik. Annemin ilk söylediği şey 'Beni burada bırakıp gidebilirsin' oldu. İstanbul'u çok az dolaştık ama en sevdiğimiz kısmı kesinlikte pazarları. Baharat pazarlarından balık pazarlarına... Etrafta sürekli bir renk cümbüşü var. Örneğin balık pazarına girdiğinizde bir anda gümüş renginin binlerce tonu sizi karşılıyor. Bu şehrin sahip olduğu dokular ve renkler her sanatçıya ilham verecek güzellikte"







TEKNOLOJİ SAĞOLSUN


Teknoloji ve sokak sanatı sayesinde sanatın artık erişilebilir olduğunu vurgulayan Choperena, “Farklı tekniklerin sürekli denendiği ve sunulduğu bir yenilik devrindeyiz. Bunun için teknolojiye teşekkür etmemiz gerekir. Teknoloji sayesinde ABD'deki sanatın buradaki sanattan bir farkı kalmadı. Sanatı belirli bir kesimin elinden kurtarmamız için ihtiyacımız olan şey sokak sanatı. Sokakla birlikte sanat herkesin ulaşabileceği bir alan haline geliyor. Örneğin dünyaca ünlü sanatçı Aanish Kapoor'un bir eserini satın alma gibi bir imkanımız yok. Ancak Şikago'daki 'Bulut Kapısı' isimli eserine herkes erişebiliyor. Nasıl sanatın ülke bazında sınırı kalmıyorsa, sınıf bakımından da bir sınırı kalmıyor" diyor.



Yaşamayı bırakırsak kötüler kazanır


Tüm dünyada yaşanan terör saldırılarına da değinen Choperena, “Dünya çok zor bir dönem geçiriyor. Kimse problemsiz değil. Meksika'nın ya da Amerika'nın kendi problemleri var. Hepimizin bu olumsuzluklardan uzaklaşması gerek. Aslında doğadaki renklilik bize çok şey anlatıyor. Her rengin gündelik yaşamımızda bir anlamı var. Renklerin çeşitliliği gibi dünyadaki insanlar da bambaşka renkler barındırıyor. Tüm renkleri kucakladığımız zaman renklerin barışını yakalayabiliriz. Bu yüzden çalışmalarımda mutlu hissettiğim mekanları seçiyorum ve beni memnun etmeyen hiçbir parçayı veya çalışmalarımı yayınlamıyorum. Çünkü renkler insanlığı yansıtır ve barışı temsil eder. New York'taki bir kanser hastanesi beraber çalışmayı teklif ettiğinde hemen kabul ettim. Çünkü renklerin bilmediğimiz yönleri var ve güçlü olduklarına inanıyorum. Renkler insanlara huzur verir ve bizi tedavi eder. Eğer inanmayı ve yaşamayı bırakırsanız, dünyadaki kötü insanların kazanmasını sağlarsınız" ifadelerini kullanıyor.


#Rodolfo Choperena
8 yıl önce