İstanbul sokakları Koreli sanatçı Lee Yong Joo tarafından allanıp pullandı ve ipek kumaşlar üzerinde bir sanat eserine dönüştü. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda sergilenen ve bugün son günü olan sergi ziyaretçilerinden tam not aldı. Tablolar Kore'nin geleneksel el işi sanatı olan Honjasu (Kore tarzı iğne oyası) tekniğiyle yapılmış. Bu tarzda yapılmış eserlerin geçmişi 2 bin yıl öncesine dayanıyor ve dünyada büyük ilgi görüyor. Ancak Lee Yong Joo bu geleneksel sanatı tablolarına yeniden yorumlayarak yansıtıyor. Kumaşın üzerine boyalı ipek ipliklerle yapacağı resimleri nakşeden Joo, Honjasu tekniği uygulanan eserlerin iki özelliği olduğunu söylüyor. Normal resimlerin 500 yıl dayanırken Honjasu'nun bin yıllık ömrü olduğunu belirten sanatçı yaptığı teknikle ilgili şu bilgileri veriyor: “Benim resimlerim aynı zamanda üç boyutlu. Resimin etrafından yürüdüğünüzde resmin hareket ettiğini farkediyorsunuz. Canlı perspektife sahipler. Görme engelliler de tablolarıma dokunarak hissediyorlar.” Joo, canlılık efektini yakalayabilmek için normak ipliklerden daha ince ipek ipliklerle çalıştıklarını bunun da gözlerini yorduğunu anlatıyor.
"İstanbul'un sıcak ve misafirperver insanları, dik yokuşları, labirent gibi sokakları, mozaikli zeminleri. fırsat olursa her yerini gezip başlı başına tarihsel bir hazine olan İstanbul'u eserlerimle tüm dünyaya tanıtmak istiyorum" diyen Joo, eserlerini yapmak için geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin davetlisi olarak bu şehri altı gün gece gündüz dolaşmış, fotoğraflar çekmiş ve her etkilendiği şeyin hikayesini dinlemiş. Çok etkilendiği İstanbul'la ilgili ise döndükten sonra 22 eser yapmış. Tarihi İpek Yolu'nun başlangıcı olan Gyeongju'da yaşıyan Joo, ipek yolunun bittiği İstanbul'la bu uzun ilişkiyi yeniden gündeme getirmek ve devam ettirmek için böyle bir çalışmayı yaptığını dile getiriyor. Joo "Uzun birlikteliği simgeleyen iple işlenen bu eserler Gyeongju ve İstanbul şehirlerini sonsuza dek bağlayan simgesel ip olmasını umut ediyorum" diyor.
Koreli sanatçı Lee Yong Joo İstanbul'un güzelliklerini nakış nakış işlemiş. Eserleri arasında Kız Kulesi, Rumeli Hisarı, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, İstanbul Üniversitesi, Haydar Paşa Garı, Anadolu Hisarı, Sultanahmet Meydanı ve Dikilitaş, Sultanahmet Camii, Süleymaniye Camii, Ayasofya Camii, Beyberbeyi Sarayı, Bozdoğan Kemeri, Ortaköy Camii, Beyazıt Meydanı'nda Tesbihçiler, Çemberlitaş Meydanı, Galata Kulesi, Levent,Süleymaniye sokakları, İstiklal Caddesi, Beyoğlu, Eski İstanbul Evleri ve Adalar'dan faytonları var.
18 yaşından beri bu sanatı geliştirip devam etmesi için çalışan 59 yaşındaki sanatçının 2 oğlu var. Küçük oğlunun bu sanata meraklı olduğunu söyleyen Joo, Gyeongju'da açtığı atölyesinde öğrencilerine bu sanatı aktarıyor. Türkiye denildiğinde akla gelen ilk isim Fatih Sultan Mehmet olduğu için onun portresini de nakşeden Joo dünyadaki önemli siyasi liderlerin tablolarını yapacağını söylüyor. Joo'nun eserleri arasında Cumhurbaşkanı Recip Tayyip Erdoğan'ın portresi de bulunuyor.
30 seneyi aşkın yurtiçinde ve yurtdışında birçok kişisel, bir o kadar da karma sergi gerçekleştirmiş olan Hüseyin Ertunç, son yağlıboya resimlerini 12 Ekim – 31 Kasım 2015 tarihleri arasında 1988 yılından beri birlikte çalıştığı Tem Sanat Galerisi'nde sergiliyor. Ertunç'a göre bu sergisi, konuşmanın ve yazmanın düşünüleni çarpıtmadan sunamadığı anlamların anlamsız kalabildiği bu günlerde, içlerinde hiçbir mesaj barındırmayan resimlerle dolu.
Kerem Kobanbay ve Savaş Özdural'ın kurucusu olduğu Tiyatro Ak'la Kara, 2015-2016 sezonunda 3'ü yeni, 2'si geçen sezondan olmak üzere toplam 5 oyunla seyircisi ile buluşmaya hazır. Kerem Kobanbay'ın yazdığı komedi oyunu “Üç Nokta”, Brian Clarke'ın yazdığı dram “Karar Kimin?” ve Kobi Brown'ın yazdığı sert aksiyon oyunu ''Sisli Düşler Diyarı'' ile geçen sezonun ödüllü oyunlarından “Cyrano De Bergerac” ve “Kelebekler Özgürdür” de bu sezon devam edecek.
Kartvizitinde 'ressam' yazan ilk Türk sanatçı Nuri İyem, doğumunun 100. yılında “Nuri İyem 100 Yaşında / Portre” sergisiyle anılıyor. 30 Ekim'e kadar Bebek'teki Evin Sanat Galerisi'nde gezilebilecek sergide, sanatçının ismiyle özdeşleşen kadın portrelerinin yanı sıra vefatından sonra atölyesinden çıkan, tamamlanmamış resimleri de yer alıyor.
İpek işi tabloların yapımında hiç bir teknolojik araç kullanılmıyor. El emeği, göz nuruyla gönülden dokunuyor. Fotoğrafçı Steve Mccurry'nin çektiği fotoğrafları ipek ipliklerle tablo haline getiren Joo eserlerin göze değil dokunma duyusuna hitap ettiğini belirtiyor.Sanatçı insan figürlerini yaparken gerçek
saç ve sakal kullandığını belirtiyor.