|

İstanbul'u 7 kişi istedi Fatih'e kısmet oldu

Fetih 1453 filmi sinema tarihimizin en çok izlenen yapımı olurken her tarihi yapım gibi akıllara da eskileri düşürdü. Biz de 1453'e gelinceye kadar Osmanlı Türkleri tarafından 7 defâ kuşatılan İstanbul'u gönlüne düşürenleri hatırlayalım istedik.

Mahmut Sami Şimşek
00:00 - 11/03/2012 Pazar
Güncelleme: 22:47 - 10/03/2012 Cumartesi
Yeni Şafak
İstanbul'u 7 kişi istedi Fatih'e kısmet oldu
İstanbul'u 7 kişi istedi Fatih'e kısmet oldu

Osmanlı Türklerinde İstanbul'u fetih için ilk teşebbüste bulunan Orhan Gâzi'dir. 1340 yılında hazırladığı ordu ile İstanbul önlerine kadar gelmiş fakat henüz kuşatma olmadan anlaşma ile sonuçlanmıştır. Bizans tahtında oturan 3. Andronikos ile yapılan anlaşma sonucu Yıldırım Bayezid dönemine kadar Asya sâhilleri Osmanlı Türklerinin, Avrupa sâhilleri ise Bizanslıların olmuştu. Uzun süre Bizans halkı, sabahları henüz gün doğmadan karşı sâhillerden gelen ezan sesleriyle uyanıyorlardı.

DÖRT KUŞATMA BEYAZIT'TAN

29 yaşında tahta geçen Yıldırım Bayezid Han'ın ilk hedefi de şehr-i Konstantiniyye idi. Tahta geçişinin daha ikinci senesinde kuşattı İstanbul'u. Bu ilk kuşatması 1391 senesinde olmuştu. Macar Kralı Sigismund'un, Osmanlı Devleti'ne saldırmasıyla Bizans'la anlaşma yaparak kuşatmayı kaldırdı. Fakat Bizans, anlaşmaya sâdık kalmayınca Yıldırım Bayezid şehri 1395'te tekrar kuşattı ve Anadolu Hisarı'nı yaptırdı (1396). Fakat bu hisara yerleştirilen toplar, düşman gemilerinin boğazdan geçmesini engelleyemiyordu. 1397 İstanbul'u tekrar kuşatan Yıldırım Bayezid, Bizanslıların eski anlaşma şartlarını kabul etmeleriyle kuşatmayı kaldırdı. Yıldırım'ın son kuşatması 1400 yılında olmuştu. Timur'un Ankara'ya saldırmasıyla bu kuşatma da yarım kaldı. Timur'un zaferi, İstanbul'un fethini yarım asır geciktirmiş, Bizans'ın ömrünü de yarım asır uzatmıştı.

BAHTSIZ PADİŞAHIN TAHTSIZ ŞEHZADESİ

Yıldırım Bayezid'ın Timur'a esir düşmesi ve esârette can vermesi 11 yıl sürecek olan fetret devri başlamıştı ki, bu dönemde Yıldırım'ın oğullarından en azametlisi olan Musa Çelebi devletin başsız kalmasını engelleyerek tahtı ele geçirdi. Ve babasının yarım kalan fethini tamamlamak için 1411'de İstanbul'u kuşattı. Türk ordusu sayıca ve silahça az olmalarına rağmen savaş öyle çetin geçiyordu ki, Bizans İmparatoru Manuel bir ara şehri teslim etmeyi dahi düşünmüştü. Bu esnâda Musa Çelebi'nin taht mücâdelesi de devâm ediyordu. Bu kargaşada Bizans İmparatoru Manuel, gizliden gizliye Mehmet Çelebi'yi destekliyordu. Beylerbeyi Mihailoğlu Mehmet Bey ile Evrenos Bey gibi, Mûsâ Çelebi'ye bağlı bâzı beylerin de Mehmet Çelebi'den taraf olmalarıyla yapayalnız kalan Mûsâ Çelebi başarılı olamadı.

FETİH'TEN ÖNCEKİ SON KUŞATMA

Bizans İmparatoru 2. Manuel'in saltanâtında, Sultan 2. Murad tarafından 1422 yılındaki kuşatma, fetihten önceki son kuşatma idi. Bu kuşatma sâdece karadan olmuş, İstanbul bu defâ denizden kuşatılmamıştı.

24 Ağustos'a kadar 3 ay süren kuşatmada Venedik Balyos'u Benedetto Emo da ordusuyla Bizans'a destek veriyordu. Kadınların dahi şehri müdâfaa ettiği bu kuşatmada özellikle ateşli silahlar bakımından çok güçlü olan Türk ordusu karşısında, dayanacak gücü kalmayan Bizans İmparatoru Manuel, Korax Theologos'u elçi olarak 2. Murat Han'a gönderdi. Çok büyük paralar teklif ederek kuşatmayı kaldırmalarını istediyse de Sultan Murat bu teklifi reddetti. Kuşatmanın son günü umûmî hücûma kalkış çok şiddetli oldu. Fakat yine Bizans'ın bitmek bilmez entrikaları sonucu, bir yandan Sultan Murad'ın kardeşi Küçük Mustafa'nın isyânı, diğer yandan Anadolu'daki (başta Karamanoğulları olmak üzere) bâzı beyliklerin ittifâk edip Osmanlıya saldırmalarıyla iki ateş arasında kalan Sultan Murat, kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı.


Fetihle neticelenen son kuşatma

Nihâyet Sultan Fâtih Mehmet Hân'ın devr-i saltânâtında 53 gün süren bir kuşatma, İstanbul'un son kuşatması olmuş ve 54. gün pâdişah Romanos Kapısı'ndan şehre girerek doğruca Ayasofya'ya gitmiştir. 26 Mart'ta başlarında pâdişahları olduğu halde Edirne'den yola çıkan 45.000 kişilik ordu, 8.000 kişilik Bizans ordusunu kahretmeye geliyordu İstanbul'a. Çan sesleriyle yıllardır kasvetli bir havaya bürünmüş şehre, ezan sesleriyle huzur vermeye geliyordu. 21 yaşındaki hükümdar, 48 yaşındaki düşmanıyla çetin bir mücâdeleye girmiş, kaleler kurdurmuş, savaş teknolojisinde yeni îcatlar yapmış, toplar döktürmüş, gemileri karadan yürütmüş, denizleri tutmuş, top, tüfek, kalkan ve kılıç sesleri ile hücum nâraları arasında geçen 53 günlük kuşatmanın akabinde dünya târihinde yeni bir sayfa açarak şehre girmişti. Bizans'ın son imparatoru 11. Konstantin Dragazes Paleologos'un cesedi dahi bulunamamıştı. Fâtih'in kılıcı, Akşemsettin'in himmetiyle İstanbul Türklerin eline geçti ve kıyâmete kadar da Türklerin elinde kalacaktır.



12 yıl önce