|

İstanbul'un türküleri İstanbullu mu?

Ses ve tambur sanatçısı Hakan Dedeler’in Esenler Belediyesi için hazırladığı, “Müzik İstanbul” eseri yayınlandı. İstanbul müziğine ilişkin en kapsamlı eser olma niteliği taşıyan kitapta İstanbul türkülerinin İstanbullu olup olmadığından kadın bestecilerin görünürlüğüne kadar müzik alanında birçok konu ele alınıyor.

Halime Kirazlı
04:00 - 21/06/2023 Çarşamba
Güncelleme: 03:08 - 21/06/2023 Çarşamba
Yeni Şafak
Hakan Dedeler.
Hakan Dedeler.

İstanbul’un kendine has musiki serüveni ve kültürü “Müzik İstanbul” adlı eserle gün yüzüne çıkıyor. Esenler Belediyesi için ses ve tambur sanatçısı Hakan Dedeler tarafından hazırlanan kitapta, alanında uzman isimler tarafından yazılmış 35 makale yer alıyor. 996 sayfalık eser şehrin müzik tarihinden, teorisine, insan-müzik-enstrüman bağlamında çeşitli yazılardan oluşuyor. Bu sayede sadece geçmişteki değil yaşayan İstanbul müziklerinin de aralarında bulunduğu en kapsamlı İstanbul musikisi kitabına imza atılıyor.

Kitapta yer alan “Türkülerini Düşünüyorum İstanbul’un” başlıklı yazısında Dr. Süleyman Şenel, türkülerin nasıl isimlendirildiğine dair şüphelerini sıralıyor. Şenel, “Telgrafın tellerine kuşlar mı konar”, “Mendilimin yeşili (Aman Doktor)” ve “Kâtibim” türküsünü örnek olarak alıp şunları söylüyor: “En çok bilinen de galiba ‘Kâtibim’ türküsü... Peşinen, bu türkülerin İstanbul türküsü olduğundan o kadar eminiz ki... Neden acaba? ‘Kâtibim’ türküsünü ele alalım. Güftesi içinde Üsküdar adı geçtiği için mi? ‘Kâtip’ tiplemesine İstanbul’dan başka bir yerde rastlayamayacağımızı düşündüğümüz için mi? Bu soruların hiçbirinin cevabını tam olarak veremiyoruz. Çünkü gerçekte tam olarak bilmiyoruz!”

ÇERKES HASAN’A YAKILAN TÜRKÜ

Esas İstanbul türküleri, Osmanlıca’dan ilk kez çevrilen metinlerde bize göz kırmıyor. Yazma eser uzmanı Celal Volkan Kaya’nın Türkçe’ye çevirdiği üç mecmuanın yer aldığı “İstanbul’un Bilinmeyen Türküleri” isimli makalede, dönemin güfte ve şiirlerinden şehre ait müzikler inceleniyor. El yazması mecmualarda güfteler ve küçük metinlerle ilgili, “Yine aynı şiirde geçen ‘Parmakkapı’dan hazır alıp kundura potin’ mısrasından da bu şiirin İstanbul’da yazılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarz bir şiirin bulunduğu bir el yazmasının İstanbul’da düzenlenmiş olması kuvvetle muhtemeldir” ifadeleri kullanılıyor. Makalenin sonunda 20 türkü güftesi ise, günümüz Türkçesiyle sunuluyor. Onlardan bir örnek, Çerkes Hasan’ın Beyazıd Meydanı’nda asılmasına ithafen yazılmış bir türkü: “Sultan Bayezid meydanında, İp taktılar gerdanında, Al kanlar damlıyor, Samur gibi perçeminden, Yâr aman aman aman, Aşkına yandım hâlim yaman.”

KADIN BESTECİ VAR GÖRÜNÜRLÜĞÜ YOK

Prof. Dr. Ali Ergur’un kaleme aldığı İstanbul’un Kadın Bestecileri makalesinde kadın besteci olmanın güçlüğünün “kadın besteci” olarak işaret edilmekten kaynaklandığı belirtiliyor. İstanbul’da kadın müzisyenlerin görünürlükleri en alt seviyede seyretmiş. Makaleye göre kadınların besteci konumuna gelmeleri ve tarih yazımında yer aldıkları zamanlar siyasi istikrarsızlık, belirsizlik ve çöküş dönemlerine denk geldiğine dikkat çekiliyor. 2000’li yıllardan sonra ise siyasi istikrarsızlık kavramının aksine ilk kez kadın besteci sayısında artış olduğu aktarılıyor.

BU KADAR KAPSAMLISI YOK

Kitap yazma fikrinin İstanbul müziğini irdelerken doğduğunu söyleyen Dedeler, üç senedir üzerine çalıştığı eserin gelişim sürecini şu sözlerle özetledi: “Osman Cemal Kaygılı'nın ‘İstanbul'un Semai Kahveleri ve Meydan Şairleri’ isimli kitabını okurken ‘Öyle bir eser üretmeliyiz ki İstanbul'un müzik kültürünü ve İstanbul'da yaşayan müzikleri anlatmalı derli toplu bir çalışma olmalı’ diye düşündüm. Farklı pencerelerden bakılarak bu kadar kapsamlı yazılan başka bir kitap yok.”

#Müzik
#İstanbul
#Hakan Dedeler
1 yıl önce