|

Kader Apartmanı'nda sınırsız komşuluk

Her katında farklı milletten insanların yaşadığı Aksaray'daki Kader Apartmanı, eski komşuluk geleneğini devam ettirmek için uğraşıyor. Somalili, Özbekistanlı, Iraklı, Moldovalı ve Türk sakinlerinin kimi çalıştığı için bir araya gelememekten yakınırken kimi ise komşularıyla altın günü bile yapıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 20/11/2016 Pazar
Güncelleme: 18:54 - 20/11/2016 Pazar
Yeni Şafak

Hepimizin oturduğu apartmanda bir Ayşe Teyzesi, Gülten Teyzesi muhakkak vardır. Evde ekmek bittiğinde ya da acil bir şeye ihtiyaç duyduğumuzda imdadımıza herkesten önce onlar yetişir. Büyüklerimizin sık sık anlattığı bu komşuluklarla büyüdük belki de hepimiz. Apartman dairelerinde açık bırakılan kapılar, kilidin üzerinden alınmayan anahtarlar... İyi günde kötü günde bir aile sıcaklığıyla kapılarını vurmakdan çekinmediğimiz komşularımız da yıl geçtikçe değişmeye başladı. 30-40 yıl boyunca bulunduğumuz semtin sakini olanların yerini kentsel dönüşüm ya da göçlerle birlikte yabancı insanlar aldı. Son yıllarda özellikle Aksaray bölgesinde aynı apartmanda yaşayan her daire sakini farklı milletten. Ayşe teyzenin yerini Somalili Abdurrahman alırken, Gülten teyzenin yerini ise Moldovalı Fedor aldı. Biz de komşuluk haftası bahanesiyle Aksaray'da aynı apartmanda oturan komşularla bir akşam çay sohbetiyle bir araya geldik. Iraklı Seher Avcı, Özbekistanlı Kamila Kurbanova, Somalili Abdurrahman Ahmed, Moldovalı Fedor Kocanji ve bize evini açan Abdullah Fatih ve Zehra Aktaş çiftiyle keyifli bir akşam geçirdik. Herkes kendi ülkesindeki komşuluğu, Türkiye'ye geldiğinde karşılaştığı komşuluğu ve her milletten insanla aynı apartmanda oturmanın nasıl bir duygu olduğunu anlattılar.



BERABER YAŞAMAK EMPATİ KURMAYI ÖĞRETİYOR


Kader Apartmanı'nın en üst katında oturan Türk aile Abdullah Fatih ve Zehra Aktaş çifti bize sıcak evlerini açtılar. Misafirleri onlarla beraber beklemeye başladık. İlk gelen Iraklı Seher hanım oldu. Sonra diğer misafirler de sırayla geldi. Apartmanda yaşayan iki Türk ailenin olduğunu söyleyen Abdullah Fatih Aktaş, "9 aydır bu apartmanda oturuyorum. Daha önce Küçükyalı'da oturuyordum. Orası 40-50 yıldır aynı kişilerin yaşadığı bir yer. Herkes birbirini tanıyor. Kapılar bile açık. Ama burada öyle değil. Her dairede farklı milletten insanlar var. Küçükyalı'ya da farklı insanlar yerleşmeye başladı artık. Kentsel dönüşüm aslında komşuluğa darbe vuruyor diyebiliriz. Aksaray'a ilk geldiğimde adaptasyon sorunu yaşadım. Kozmopolit yapıyı görmeye başlayınca ilgimi çekti. Alışageldiğimiz insanlarla beraber yaşamak aslında insana bir şey katmıyor. Mesela dördünce dairede oturan Somalili komşumuzun eşi geleneksel kıyafetlerle dolaşıyor hala. Onu apartmanda her gün yöresel kıyafetiyle görmek insana farklılık katıyor" diyor. Eşi Zehra Aktaş ise apartmandaki yaşlıların komşuluk ilişkilerine önayak olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Karşı komşum Gülten teyze sayesinde alt kattaki Somalili ve Moldovalı komşumu tanıdım. Apartmanımızın ismi de Kader Apartmanı. Kader bizi bu apartmanda birleştirdi. Ben yabancı komşularımla yaşayarak onların gözünden de bakmayı öğrendim. 'Acaba ben Somali'de yaşasaydım nasıl bir hayatım olurdu?' diye düşünüyorum. Aynı apartmanda yaşamak bir noktada empati kurmayı da öğretiyor insana. Ötekinin farkına varıyoruz. Aslında sınırlar haritalarda. Aramızda bir fark yok."



Altın günü bile yapıyoruz






12 yıl önce Irak'taki zulümden kaçan Seher Avcı, Türkiye'ye geldiğinde oğluna bir aylık hamile olduğunu ve oturacakları bir evin dahi olmadığını söylüyor. Zor günleri komşularının sayesinde atlattığını belirten Avcı, Irak'da yaşadığı komşuluğu ve Türkiye'ye geldiğinde nelerle karşılaştıklarını ise şöyle anlatıyor: "Türkiye'ye annem, babam ve abimle geldim. Eşim, Saddam Hüseyin zamanından kalan polis olduğu için ülkeyi terk edemedi. Burada oğlumu dünyaya getirdim. Irak'ta müstakil bir evde ailece yaşıyorduk. Komşuluk ilişkilerimiz çok güzeldi. Birbirimize yemek götürüp getirirdik. Ekmeğimiz kalmadığında komşudan alırdık. Türkiye'ye geldim ve tahmin ettiğimden daha iyi günler geçirdim. Buraya geldiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu. Hamile olduğum için canım her şeyi istiyordu. Peynir zeytin istiyordum ama istemeye çekiniyordum.Doğum yapmam gerekiyordu ama hastaneye yatacak maddi gücümüz yoktu. Yine komşularım yardım etti. Komşularım doğumdan sonra ıslak medilinden bezine kadar her şeyi getirdi. Şimdi onlarla çok iyiyim. Komşularımla altın günü bile yapıyoruz. Birbirimize kahvaltıya gidip geliyoruz. Annemde nohut ve pilav yapıp onları yemeğe çağırıyor. Apartmanımızda her milletten komşum var. Çok merhametliler. Irak'ta bulamadığım huzuru bu apartmanda buldum."



Çalışma hayatı komşuluğumuzu zayıflattı






Ülkesinde zor günler geçirdiğini ve kendisine yeni bir hayat kurmayı hedeflediğini söyleyen Özbekistanlı Kamila Kurbanova, 3 yıldır Türkiye'de yaşıyor. Türkçeyi ise çok az konuşabiliyor. Bu süreç içerisinde bir mağazada mankenlik yaparak geçimini sağladığını dile getiren Kurbanova, "Yaşam şartları bize çok yakın olduğu için buraya geldim. Hiç bilmediğim bir mahalleye yerleştim. Komşularım çok yardımcı oldu, çok iyilerdi ama ben çalıştığım için onlarla çok fazla görüşme şansımız olmadı. Özbekistan'da komşularımla birbirimize çok fazla gidip gelirdik. Burada sabah işe gidip akşam geldiğim için ilişkiler zayıflıyor. Komşularımı çok fazla tanımıyorum. Fakat farklı milletten insanlarla aynı apartmanda oturmaktan keyif alıyorum" diyor.



Dünyayı gezdik komşuluğu Türkiye'de bulduk






Bundan 27 yıl önce ülkesi Somali'den çıkan Abdurrahman Ahmed, bu zamana kadar eşiyle birçok ülke gezdiğini ve en son Türkiye'de huzuru bulduklarını söylüyor. Hollanda, Yunanistan, Amerika, İngiltere, Almanya, Çin gibi ülkelerde yaşayan Ahmed, "İlk Hollanda'ya gittik, 10 yıl kadar yaşadık. Türkiye'ye gelmeden önce de 7 yıl Çin'de yaşadık. Türkiye'ye geldiğimizde evimiz gibi hissettik. Gezdiğim ülkelerde ismimi bile söylediğimde garip garip bakıyorlardı. Burada çok rahatım. Somali'de komşuluk ilişkisi yok denecek kadar azdı. Herkes kendi derdine düşmüş. Rahat bir hayat yok. 6 ay önce Türkiye'ye geldim ve emlakçıdan marketine kadar herkes çok yardımcı oldu. Farklı milletten insanlarla yaşamak çok keyif veriyor. Kaynaşabilmek için zaman gerekiyor. Sadece dil noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Bu problemi de çözersek apartmandaki komşularımla daha iyi ilişkiler kurabileceğiz. Aslında eşim ve ben dışarıya dönük insanlarız. Bu durum bizi üzüyor" şeklinde konuşuyor.



İlk günden beri yanımızdalar






Moldovalı Fedor Kocanji, 3 yıl önce çalışmak için ülkesinde eşini ve çocuğunu bırakarak Türkiye'ye gelmiş. Kocanji, Kader Apartmanı'nın 2.katında annesi ve teyzesiyle birlikte yaşıyor. Apartmana taşındığında ilk olarak diğer Moldovalı aile ile tanıştığını söyleyen Kocanji, "Taşındığımızda kimseyi tanımıyorduk. Mahallemizin emlakçısı ilk günden beri bize çok yardımcı oluyor. Bu apartmana yerleştiğimizde her daire de farklı milletten komşuların olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Komşuluk bizde de çok önemlidir. Eğer bir şeye ihtiyaç varsa ilk komşuya gidilir. Türkiye'de de bunu gördüm. Apartmana taşındığımızda komşularımız hemen bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sordu. Biz nasılsak karşımızdakine de onu veriyoruz" diyor.



#Kader Apartmanı
#Aksaray
7 yıl önce