|

Kayıp iskelelere batan gemilere doğru

Denizcilik Bankası T.A.O.’nun eski Genel Müdürü merhum Celalettin Erol’un oğlu Reşit Mehmet Erol’un bağışlarıyla İstanbul’da “Seyr-i Sefain İdaresi’nden Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne” adlı sergi açıldı. Fotoğraf sanatçısı Stefano Benazzo’nun “Bellek Görevi:Gemi Enkazları” sergisi ise Ankara’daki Rahmi Koç Müzesi’nde görülebilir.

Ayşe Olgun
04:00 - 23/06/2019 Pazar
Güncelleme: 16:50 - 22/06/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
​Kayıp iskelelere batan gemilere doğru
​Kayıp iskelelere batan gemilere doğru

Geçtiğimiz hafta hem Ankara hem de İstanbul’da Rahmi M. Koç Müzesi’nde eş zamanlı olarak denizcilik temalı sergi açıldı. İtalyan fotoğraf sanatçısı Stefano Benazzo’nun tüm ülkelerdeki ve tüm çağlardaki denizcilere vefa niteliği taşıyan “Bellek Görevi: Gemi Enkazları” sergisi, Ankara Kalesi’ndeki Rahmi M. Koç Müzesi’nde sanatseverleri ağırlarken İstanbul’daki Rahmi M. koç Müzesi ise “Seyr-i Sefain İdaresi’nden Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne” adlı sergiyle kapılarını açtı. İstanbul Hasköy’deki Rahmi M. Koç Müzesi’nin koleksiyonunda önemli yer tutan denizcilik tarihine ait parçalar, Denizcilik Bankası T.A.O’nun Genel Müdürü Celâlettin Erol’un oğlu Reşit Mehmet Erol tarafından bağışlanan koleksiyon ve Erol Ailesi arşivinden belgeler, objeler, fotoğraflar ve efemeralar yer alıyor.

Bilindiği gibi deniz ulaşımı artık eskisi gibi popüler değil. İstanbul’da şehir hatları da şehirler ve ülkeler arası yolculuklarda da deniz yolu çok fazla tercih edilmiyor. Bunun pek çok sebebi var ama galiba en önemlisi artık insanların daha hızlı ulaşım yollarını tercih etmesiyle açıklayabiliriz. İstanbul’daki sergiyi Denizcilik Bankası T.A.O’nun Genel Müdürü Celâlettin Erol’un koleksiyonunu bağışlayan Reşit Mehmet Erol ile hem gezdik hem de sohbet ettik. İstanbul’daki sergi 29 Eylül’e kadar Ankara’daki sergi ise 18 Ağustos’a kadar açık.

ÇOCUKLUK TUTKUSU

Serginin aynı zamanda küratörü olan Reşit Mehmet Erol’un denizciliğe ilgisi çocukluk yıllarında başlamış. Bu sevgi de babasından geçmiş. Babası Celalettin Erol’un denizcilikle tanışma hikayesi ise oldukça ilginç. 1938 yılında Kabataş Lisesi’nden mezun olan Celalettin Erol’un gözü bir gün gazetede Denizbank’ın bir ilanına takılır. “Pendik Tersanesi için mühendis yetiştirilmek üzere yurtdışına talebe gönderilecektir” ilanı Erol’u çok heyecanlandırır ve yurt dışında okuma hayalinin gerçekleştirmek düşüncesiyle Denizbank’ın Karaköy’deki müdürlüğüne başvurur ve birkaç gün sonra 15 arkadaşıyla birlikte imtihana girip kazanır. Önce Haliç Tersanesi’ndeki bir yıllık dil eğitiminden sonra 15 genç Almanya’ya gönderilir. Ancak birkaç ay sonra İkinci Dünya Savaşı patlayınca Türkiye’ye dönerler. Haliç Tersanesi’nde ikinci defa yaptıkları kısa bir staj devresinden sonra 1940 yılının Mayıs ayında bu defa İngiltere’ye gönderilirler. Glasgow Universitesi’ni Celalettin Erol “Yüksek Onur” derecesiyle bitirir.Üç yıl tersanede çalışan Erol artık Gemi İnşa Yüksek Mühendisidir.1952 yılında Denizcilik Bankası kurulur ve bir yıl sonra Haliç Tersanesi Planlama Müdürlüğü’ne getirilir. İki yıl kadar süren bu görevden sonra Celalettin Erol, Japonya’ya sipariş edilen gemilerin kontrol heyetine dahil edilip Japonya’ya gönderilir.


AİLEME AİT ARŞİVLER

Celalattin Erol’un oğlu Reşit Mehmet Erol babası Japonya’ya gönderildiğinde henüz küçük bir çocukmuş. O günlerle ilgili şunları anlatıyor: “Gemi inşaatı yüksek mühendisi olan babamın görevli olarak bulunduğu Japonya’da Türkiye için inşa edilen gemilerin yapıldığı tersaneye bazen beni de götürmesi, hayranlıkla izlediğim denize indirme törenleri ve Yokohama limanına hemen her hafta sonu gemileri seyretmem için gitmemiz ile başlayan bu ilgim daha sonrasında bir tutkuya dönüşmeye başladı. Aileme ait arşivi incelemeye ve araştırmalar yapmaya başladım, özellikle Denizcilik Bankası T.A.O. dönemi ile ilgili objeleri, belgeleri derlemeye, toplamaya çalıştım.”

ANA BABA VASİYETİ

Celalattin Erol’un Türk denizciliği üzerine yaptığı pek çok hizmet var. Bunlardan biri de Pendik’te kurulan tersanedir. 2017 yılında 97 yaşında vefat eden Erol’un oğlu Reşit Mehmet, babasının Türk sivil denizciliğin önemine dikkat çeksin diye böyle bir koleksiyonu yaptığını söylüyor. Ancak bugün deniz yollarının eskisi gibi ilgi görmemesinden dolayı hüzünlü. Koleksiyonunu Rahmi M. Koç Müzesi’ne bağışlamasının sebebini ise Erol şöyle açıklıyor:

“Geniş kitlelerle paylaşmak istedim, Rahmi M. Koç Müzesi’ne müze envanterlerinde bu değerli koleksiyonu korumaya aldıkları, daha da zenginleştirerek gelecek nesillere aktaracaklarını düşünüyorum. Anne ve babamın vasiyetini yerine getirmiş oldum.”


GURURUMUZ ARABALI VAPURLAR

Reşit Mehmet Erol bugün özellikle İstanbul’da pek çok iskelenin atıl durumda olduğunu buraların tekrardan hareketlenmesini hayal ettiğini de söylüyor. Babası Celalettin Erol, 1953 yılında haliç Tersanesi Planlama Müdürlüğü’ne tayin edilince tersane müdürü Nedret Utkan ve işletme müdürü Sadullah Bigat’la birlikte Kartal ve Kabataş araba vapurlarının inşaatlarını gerçekleştirmiş. Bu arabalı vapurlar o günlerin en büyük gururu olarak büyük ilgi görmüş.

GEÇMİŞİN
ENKAZINDAN
ANILAR

İtalyan fotoğraf sanatçısı Stefano Benazzo, tüm ülkelerdeki ve tüm çağlardaki denizcilere vefa niteliği taşıyan “Bellek Görevi: Gemi Enkazları” fotoğraf sergisini başkentli sanatseverlerle buluşturdu. Ankara Kalesi’ndeki Rahmi M. Koç Müzesi’nde açılan sergide, Benazzo’nun dünyanın farklı kıyılarında çektiği 50’den fazla gemi enkazı fotoğrafı yer alıyor. Römorkörlerden çıkarma gemilerine, balıkçı teknelerinden yüzyıllar öncesinden kalma ticaret gemilerine kadar bazıları çürümüş, bazıları doğayla iç içe geçmiş enkazların yer aldığı fotoğraflar, geçmişin sesini geleceğe duyurmaya çalışıyor. Ekmeğini denizden kazananların yanında asker ve tüccarların da aralarında bulunduğu birçok insanın umut, heyecan, özlem ve ölümlerine şahitlik etmiş gemilerin enkazlarını gün yüzüne çıkaran fotoğraflar, adeta onların seslerini fısıldıyor.


DENİZDEKİLERİ HATIRLAYIN

Fotoğraf sanatçısı Stefano Benazzo, tüm ülkelerdeki ve tüm çağlardaki denizcilere saygı ve vefanın bir ifadesi olarak bu sergiyi açtığını dile getiriyor. Dünya üzerindeki enkazların bir ansiklopedisini yapmayı ya da bir listesini oluşturmayı amaçlamadığını vurgulayan Benazzo, hayatını denizde geçirmiş insanların unutulmasını engellemek istediğini söyledi. Benazzo, “O dönemde yaşayanların şimdi konuşma şansı yok. Ben enkazlar aracılığıyla onları dinliyorum. Enkazlar gerçekten dinlemesini bilen biri olursa dile geliyor” diyor. Benazzo, eserlerini Ankaralı sanatseverlerle buluşturmasına imkan sağlayan Rahmi Koç’a müteşekkir olduğunu belirtiyor. İtalya›nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani’ye de desteklerinden ötürü teşekkürlerini sunan Benazzo, “Rahmi Bey ve dostum Massimo başta olmak üzere sponsorlarıma farklı eserler sunan bir İtalyan sanatçının eserlerinin sergilenmesine aracı oldukları için şükran borçluyum” diye konuşuyor.

İskeleler tekrar açılsın

Denizciliğe gereken önemin verilmediğinin altını çizen Erol, şunları söylüyor: “İstanbul’un denizinin kullanılması gerekir. Hiçbir masrafı yok. Bir yolcu gemisi yaklaşık 2 bin kişi taşıyor. İskeleler tekrar açılır, iyi de hizmet verilirse dolup taşar. Denize gereken önemi vermemiz lazım. Çünkü gemi nereye giderse gitsin Türk toprağıdır, bayrağını taşır. Bir limana girerken kendi toprağınızla gidiyorsunuz. Türk kanunları geçer orada.”

Sergide Osmanlı’nın son yüzyılından başlayıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve gelişme dönemine uzanan sivil denizcilik tarihi izleyiciyle buluşuyor. Koleksiyonda bağışlanan eserlerin yanı sıra Erol Ailesi arşivinden belgeler, objeler, fotoğraflar ve efemeralar da sergide yer alıyor.


#denizcilik bankası
5 yıl önce