|

Küçük Tibet''le dünyayı geziyorlar

İznik''te öğretmenlik yapan Soner Sarihan, karısı İnci ve oğlu Tibet Çınar ile birlikte bisikletle dünyayı geziyor. 2005 yılından beri yollardalar. Şimdiye dek 18 ülkede pedal çeviren Sarihan ailesi yaz tatillerini iple çekiyor. Soner Sarihan, ''Oğlumuz Tibet 22 aylık olduğundan beri geziyoruz, onun doğayla iç içe büyüdüğünü görmek bizi mutlu ediyor'' diyor. Bisikletle en çok Almanya›yı gezmeyi sevdiğini söylüyor.

Büşra Sönmezışık
00:00 - 6/10/2013 Pazar
Güncelleme: 19:46 - 5/10/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Küçük Tibet''le dünyayı geziyorlar
Küçük Tibet''le dünyayı geziyorlar
Ne zamandır geziyorsunuz?

2005 yılından bu yana yaz tatillerimizde bisikletimizle yollardayız.

Kaç ülkeye gittiniz?

Bugüne kadar 18 ülkenin topraklarında pedal bastık.

Gittiğiniz yerleri neye göre seçiyorsunuz?

İlk yurt dışı turumuzu İran, Pakistan, Hindistan''a doğru yapmıştık. Yapılan tüm tenkitlere ve ''kaçırırlar, dönemezsiniz'' sözlerine rağmen kalbimizin sesini dinleyip bu yola çıkmıştık. Tibet Çınar doğduktan sonra, henüz 22 aylıkken Orta Avrupa''da 7 ülkeyi kapsayan bir tur yaptık. 2012 yılında Hollanda''dan Türkiye''ye bisikletle geldik. 2013 yılında Almanya, Danimarka ve İsveç''teydik. Ülkeleri değil aslında bazı olayları, anları takip ediyoruz. 2012 de Hollanda – Türkiye arasını pedallamak bir hedefti, 2013 te Tayga ormanlarını, Ren geyiklerini ve güneşin batmadığı noktayı görmek istemiştik. 2014 te başka bir hedef için yolda olacağız.

Şimdiye kadar en heyecan verici olanı hangisiydi?

En sevdiğim ülke Almanya. Bisiklet yollarının şehirden şehre uzanması bu seçimde en büyük etken. Hollanda''da sürücülerin bisiklete gösterdiği saygı ve şehirlerin bisiklet için tasarlanmış olması açısından favori ülkeler arasında. Eşim İnci, insan ilişkilerine daha çok değer verdiği için hala doğal davranan insanların yaşadığı Nepal''i çok seviyor. Tibet Çınar henüz bu seçimi yapacak yaşta değil. Fakat İsviçre de gördüğü Rheine Fall şelalelerinin fotoğraflarını göstermemizi istiyor arada sırada.

KONFORMİST TİPLER DEĞİLİZ
Bisikletle yolculuk yapmak daha zor. Zor koşullar karşısında neler yapıyorsunuz?

Bisikletle yolculuk elbette zor. Sürekli çadır kurmak, evin konforundan uzak durmak, günlük 4-5 bin kalori harcamak ve bunu her gün yerine koymak zorunda olmak. Uyuduğunuz mat sadece birkaç cm kalınlıkta. Ancak zorluklar bizim için ikinci planda. Bu çeşit bir yolculuğu ancak çok severseniz yapabilirsiniz. Günlük hayatta çıt kırıldım ve konformist tipler değiliz. Belki de bu zorlukları seviyoruz.

Başınızdan ilginç bir olay geçti mi?

Yol hali bambaşka. Her gün ilginç şeyler oluyor. Arazilerinde kalmak, su istemek için insanlar ile diyalog kurmak zorunda olduğumuz için bambaşka insanlar ile karşılaşıyoruz. İsveç''te Tayga ormanları arasında 30 yıl önce Avrupa turu yapmış birisi ya da araba jantı koleksiyonu yapan birisi ile karşılaşabiliyoruz. Turist olmadığımız için insanlarla aramızda yapay ilişkiler yok. Çünkü biz müşteri değiliz. Bisikletli ve çocuklu olmamızdan dolayı insanlar bizimle daha rahat ilişki kurabiliyor. Ormanın ortasında kapılarını çalan bir aileye yardımcı olmak onlarında gününe neşe getiriyor. Asıl ilginçliği belki de onlar yaşıyor. Gece boyu biliyorlar ki dışarıda çadırda bir aile uyuyor.

YOLDA TANIŞIP BİRLİKTE KUTLADIK
Hangi ülke insanı daha yardımsever?

Özellikle İran''ın kuzeyindeki Türkmen nüfus ve İsveç halkı çok yardımseverdi. 2012 de Tibet Çınar''ın doğum gününü, Budapeşte''de yolda tanıştığımız Macar bir ailenin yanında kutlamıştık. İsimleri Esti ve Levi olan çocukların odamıza getirdikleri kendi oyuncakları arasından seçtikleri hediyeler ve sürpriz yaş günü pastası bizi çok eğlendirmişti. İnci''yi geçen yıl Avusturya''da, beni bu yıl İsveç''te kene ısırdı. Danimarka''da kocaman tavşanları, İsveç''te yoldan salına salına geçen ren geyiklerini görmek çok ilginçti.

Deneyimlere açık çocuk yetiştiriyoruz
Gezerken bir listeniz var mı?

Biz turistler gibi görülmesi gereken yerler listesi ile dolaşmıyoruz. Hatta herkesin gördüğü çoğu şeyi görmeden geçiyoruz. Mesela yabancı olsak ve İstanbul''a bisikletle gelsek belki Sultanahmet Camisini görmeyiz ama Rumeli Feneri tarafında bir köyün camisinin bahçesinde çadır kurabiliriz. İsveç''in kırsalında bir köyde iki gün vakit geçirip, Stockholm''ü konaklamadan geçip gidebiliyoruz.

Herkes gezerken kendine ait bir şey buluyor. Siz gezerken ne buluyorsunuz?

Dünyada iyi insanlar kötü insanlardan çok daha fazla ama politika ve ön yargılar mayın tarlalarından daha etkili. Bizim önyargılarımız giderek azalıyor, ruhsal ve fikri anlamda hafifliyoruz. Daha liberal düşünmeye başlıyoruz. Başkaları daha sakin ve dingin hale geldiğimizi söylüyor. Gelecek kaygımız daha az, maddi şeylerin artık daha az önemli bizim için. Hayatın, değerli eşyalardan değil, değerli anlardan oluştuğunu biliyoruz. Bedenimize iyi bakacağız, çevremizde iyi insanlar bulunmasına çalışacağız.

Küçük bir oğlunuz var. Onunla geziyor ve dağlara çıkıyorsunuz. Aslında bu pek çok insanın bile yapamadığı bir şey. Tehlikeli değil mi?

Neredeyse tamamı deprem riski altında bulunan ülkemizde, bisikletle tur yapmak daha riskli değil. Biz aslında ince eleyip sık dokuyan ebeveynler sayılabiliriz. Tibet Çınar bebekken evdeki tehlikelerin hepsini minimumda tuttuk. Yolculuklarda da maksimum tedbir alıyoruz. Bisikletimizin arkasında reflektörlü yelekler asılı. Rotayı aylarca çalışıyoruz, GPS aletimize yol üzerindeki sağlık kuruluşlarını kaydediyoruz. Yanımızda detaylı bir ilk yardım çantası ve doktorumuz ile hazırladığımız bir ilaç kiti bulunduruyoruz. Yanımızda uydu telefonu ve spott uydu takip cihazı var.

Tibet Çınar içinde bulunduğunuz bu atmosfere nasıl ayak uyduruyor?

Tibet Çınar tek başına da vakit geçirebilen, hayvanlarla ilgili fobileri olmayan, yağmurdan kaçmayan, yeni deneyimlere açık bir çocuk. Bitkilere, doğaya, bir şeyleri incelemeye meraklı. Aslında bütün çocuklar böyleler. Velev ki aileleri kendi doğalarını yaşamalarına fırsat versin, engel olmasın.

Evliliğimiz gezerken sınanıyor
Evlilikte genelde çiftlerin birbirine uyum sağlayarak aynı kararda olması güçtür. Gezmek konusunda kim kimi daha çok teşvik ediyor?

Genellikle aynı kararda değiliz. Zevklerimiz ayrıdır. Dinlediğimiz müzikler, beğendiğimiz filmler falan öyle yüzde yüz uyuşmaz. Oturup bunu düşünmeyiz. Birbirimize de asla dayatmayız. Uyumlu olmaya çalışmak başlı başına bir uyumsuzluk sebebi olabilir. Hayat bir yolculuk, evlilik de birlikte yapılan bir yolculuk, biz üstüne bir de bisikletle yol alıyoruz. Üniversitenin ilk ayında tanışmış ve 19 yıldır beraber olan bir çift olmamızın etkisi olsa gerek, nazar değmesin her şey yolunda şu anda. İlişki zaten kriz anlarında testten geçiyor evliliklerde. Bisikletli bir yolculukta kriz anları hiçte az değil.

Öğretmen olmanızın bununla bir ilgisi var mı?

Yoldaki her şeyi bir öğretmen olarak görmek ve geçmişe takılıp kalmamak ilişkimizi daha da güçlendiriyor. Biz de yolda büyüyoruz aslında. Tek başına bu kadar eğlenceli olmayacağını biliyoruz. Tibet Çınar ile zorluğu da zevki de arttı. Gelecek yıl köpeğimiz de bizimle olacak. Bakalım 2 yetişkin bir çocuk ve bir köpekten oluşan bu kolektifin başına neler gelecek. Birimiz diğerinin hatırı için ya da zorlamasıyla gidiyor olsaydı şu anda ayrılmış olurduk. Maalesef bunu yaşayan doğa sporcusu arkadaşlarımız var.

Öğrencilerimize ''Başımıza icat çıkarın'' diyoruz
Nasıl yaşıyorsunuz? Hayatınızı neye göre kurguluyorsunuz?

Çöplerimizden kompost yapıyor, kendi sebzemizi yetiştirmeye, arkadaşlarımız ile değiş tokuş yapmaya çalışıyoruz. Tibet Çınar''ın oyuncaklarını ''atma kullan'' yapıyoruz. Geleceği kurgulamak çok mümkün değil. Sizin asla kontrolünüzde olmayan sert dönüşler yaşanabiliyor. Bir köy okulunda çalışıyoruz. Yanakları kırmızı, gözleri parlayan, şehrin kargaşasına bulaşmamış öğrencilerimiz var. Onlarla olmak çok güzel... Öğretmenliği çok seviyoruz. Çocukla iletişim kurmak, kalbine ruhuna dokunduğunu bilmek mutluluk verici.

Öğrencilerinize öğüdünüz nedir?

Başımıza icat çıkarın.

Tekerlek üzerinde gezen biri olarak ne istersiniz?

Umarız bisiklet virüsü daha çok kişiye bulaşır ve hastalıkları hiç geçmez.


11 yıl önce