|

Kültürel zenginliği tüccarlar

Geleneksel kilim dokuma tekniğini güncel sanata taşıyarak özgün işler üreten Belkıs Balpınar, Anna Laudel Galerisi’nde açacağı yeni sergisi Dokumama sergisine hazırlanıyor. Yıllarca Anadolu’da köy köy dolaşarak araştırmalar yapan Balpınar, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinin bize mirası olan kilim dokuma geleneğinin tüccarların elinde yok olduğunu söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 25/03/2018 Pazar
Güncelleme: 17:15 - 30/03/2018 Cuma
Yeni Şafak
Tasarımlarında derinlik, uzay ve uzam kavramlarını kullandı.
Tasarımlarında derinlik, uzay ve uzam kavramlarını kullandı.

Türkiye’de ilk defa geleneksel kilim dokuma tekniğini güncel sanata taşıyarak özgün işler üretti. Tasarımlarında derinlik, uzay ve uzam kavramlarını kullandı. İstanbul güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Bölümü’nden mezun olduktan sonra Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin Halı Bölümü’nde küratör ve İstanbul Vakıflar Halı ve Kilim Müzesi’nde kurucu müdür olarak çalışmış olan Belkıs Balpınar, New York, Princeton, Washington, Stockholm, Caracas, Milano, Tokyo, Ljubljana, Moskova ve Bahreyn’de sergiler açtı. ‘Art kilim’ adını verdiği kilimleri Washington’daki World Bank Binası’nı, Suudi Arabistan’daki Aramco Center’ın duvarlarını süslüyor.


ALIŞILMADIK BİR GALERİ

2006 yılından beri Bodrum’da yaşayan ve sanatsal çalışmalarına buradaki atölye evinde devam eden Balpınar şu sıralar İstanbul Karaköy Bankalar Caddesi girişinde Anna Laudel Galerisi’nde 26 Nisan’da açılacak sergisine hazırlanıyor. ‘Dokuma-ma’ adını taşıyan bu özel sergide Balpınar’ın otuzdan fazla çalışması sergilenecek. “İlginç alışılmadık bir galeri 3 kat içinde iki tane de karanlık odası var. Onların içinde sergilenen parçaların üzerine ışık verilerek farklı enstalasyonlar da olacak” diyen Balpınar’a bu koşturmacası içinde ulaşıp sanat ve kilim arasında gidip gelen yolculuğunu sorduk.



MİRASIMIZ ELDEN GİDİYOR

Geleneksel Anadolu kilimlerinin dünya geleneksel sanatları içinde çok önemli bir yeri olduğunu söyleyen Balpınar, “Ne yazık ki bunu da tam özümsemeden tüketmiş durumdayız. Yıllarca Anadolu’da köy köy dolaşarak araştırmalar yaptım dokuyucularla görüştüm. Bu geleneksel sanat türü ekonomik, politik, sosyal değişiklikler nedenleri ile yok olma sürecine girmiştir. Şimdi pek çok tüccar ’üretici’ Aydın kilimini Konya’da, Kars›ta, Malatya kilimini Aydın›da atölyelere topladıkları dokuyuculara desenlerin bire bir kopyalarını ya da akıllarına gelen yeni uyarlamaları dokutturmaktadırlar. Ne yazık ki geleneksel yaşam ile birlikte pek çok şey gibi Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinin bize mirası olan bu eşsiz güzellikteki kilim dokuma geleneği yok olup gitmektedir” diyor.

1986 yılında kilim dokuma tekniği ile geleneksel kilim desenleri dışında çalışmalar yapmaya başlayan Balpınar, bu çalışma fikrinin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlatıyor: “Geleneksel kilim dokuma tekniği desenleri yüzyıllardır değişmeden aktarılır bunun için yüzlerce yıl önce dokunmuş olanlarla bugün dokunanlar ayni desenleri devam ettirirler. Bu nedenle bazı bölgelerin veya toplulukların belirli desenleri vardır. Karapınar Saf seccadeleri, Afyon bölgesi parmaklı kilimleri veya Karakeçili, Aydınlı Yörük kilimleri gibi... Ama benim çalışmalarımın geleneksel Anadolu kilimleri ile dokuma tekniği dışında bir benzerliği yoktur. Anadolu kilim motifleri yüzlerce yıl içinde nesiller boyunca öyle bir olgunluğa ulaşmıştır ki onları alıp deforme ederek iyi bir şeyler yapmak mümkün değildir. En iyisi bambaşka kendine ait yeni bir şeyler ortaya çıkartmak.”


Prada koleksiyonunda tasarımlarım var

Belkıs Balpınar, eserlerinin hangi koleksiyonlarda yer aldığını ise şu sözlerle anlatıyor: “Prada moda markasının sahibi Miuccia Prada, eski Amerika Başkan Yardımcısı Al Gore, film yönetmenleri Bob Rafelson, Larry Sanitzky, New York’lu sanat koleksiyoneri Bernard Chappard var. Türkiye’den de Akın Işık Akbaygil, İznik Vakfı, Ayfer Soyak Şengir ve Nazire Dedeman Çağatay ve Bodrum’da Yunus Büyükkuşoğlu’nu ve Zai Kütüphanesini sayabilirim. Aramco petrolleri Dahran’daki merkez binasında ve Washington’daki Worldbank ’Dünya Bankası’ duvarlarında büyük ölçekli çalışmalarım sergilenmeye devam etmektedir. Milano’da Galleria Nilufar’da erken devir parçalarım bulunuyor, zaman zaman bu parçalarla uluslararası fuarlara katılıyorlar. Türkiye’den de Koleksiyon için Faruk Malhan üç desenimi alıp halı olarak üretmişti.”

Çağdaş kilim çok az

Balpınar geleneksel kilim dokuma tekniğini ilk defa güncel sanata taşıyarak özgün işler üreten bir sanatçı. Çağdaş tasarımlar daha çok halı olarak üretiliyor çünkü her türlü desenin uyarlanmasına ve yerde kullanılmaya uygun olduğuna değinen Balpınar, “Oysa kilim dokuması ile dokuyucuların geleneksel olarak öğrendikleri desenlerin yerine çok farklı olan şeyler yapmaları çok zordur. 1986 yılından bu yana benim için çalışan dokuyucularıma benim alışılmadık desenlerimi uygulamalarını öğrettim onlar da bana hangi çizgilerin uygulanamayacağını öğrettiler yani birlikte evrim geçirdik. Herhangi bir deseni bir kilim dokuyucusuna verip sonuç almak kolay değildir. Ama halı desenlerini milimetrik kareli kağıda uyguladıktan sonra dokuyuculara verilirse her renkli kare bir düğüm olarak dokunarak her türlü desen uygulanabilir. Bu nedenle çağdaş halı üretimi yaygın olmasına rağmen çağdaş kilim uygulamaları çok azdır” diyor.

  • Kök boya kullanıyorum
  • 26 Nisan’da Anna Laudel galerisinde açılacak Dokuma-ma sergisine gelecek olursak. Bu serginin bir retrospektif düzenleme olduğunu kaydeden Balpınar, “İlk başladığım yıllar olmasa da 1990 yılından bu yana çalışmalarıma yer vermeye çalıştık. Böylece bu sürede sanatsal ve teknik açıdan geçirdiğim evrim de izlenebilecek. Çalışmalarımda geleneksel motiflerden ne kadar uzaklaşmaya çalışsam da dokuma malzemeleri ve tekniği açısından ‘kilim’ dokumasına sadık kalıyordum ancak son zamanlarda çözgüleri dokunmadan boş bırakılması ile tuvale monte edilebilecek parçalar ortaya çıktı. Türkiye’de İzmir 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Fırat Neziroğlu alttan dokuduğu desenlerin üzerindeki çözgüleri boş bırakmakta idi. Ben ise tamamen boş çözgüler üzerinde desenlerin dokunmasını belki de dünyada ilk defa uygulatmış oluyorum. Kök boya ile boyanmış el bükümü yün ipliği kullandığım için sınırlı bir renk olanakları var bu da benim minimalist anlayışıma uyuyor. Kök boya kırmızı, mavi, sarı çok az yeşil tabii siyah beyaz kullanıyorum” sözleriyle sergi içeriğini anlatıyor.
#Belkıs Balpınar
#Anna Laudel Galerisi
6 yıl önce