|

Kuvayi- Milliye’ye ihtiyacımız var

Orkestra şefi, besteci Murat Cem Orhan, Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’ndan yola çıkarak Kuvayi Milliye’nin İnsan Manzaraları eserini bir oratoryo haline getirdi. Orhan, “Kuvayi Milliye bir ihtiyaçtan doğdu, Kuvayi Milliye’ye ihtiyacımız var. Bizi biz yapan, birleştiren değerler. Ben de bu isimsiz kahramanları bir bariton ses için bestelemek istedim ve bu eser böylece doğdu” dedi.

Merve Akbaş
04:00 - 20/01/2019 Pazar
Güncelleme: 13:32 - 19/01/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Murat Cem Orhan, “Büyük şairlerin şiirlerini bestelemek zordur. Şairin duygusunu yakalamak gerekir” diyor.
Murat Cem Orhan, “Büyük şairlerin şiirlerini bestelemek zordur. Şairin duygusunu yakalamak gerekir” diyor.

Besteci ve orkestra şefi Murat Cem Orhan, Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’ndan yola çıkarak Kuvayi Milliye’nin İnsan Manzaraları eserini bir müzikal haline getirdi. Nazım Hikmet’in 117’dinci doğum gününde görüştüğümüz Murat Cem Orhan, “Kuvayi Milliye bir ihtiyaçtan doğdu, Kuvayi- Milliye’ye ihtiyacımız var. Bizi biz yapan, birleştiren değerler. Kurtuluş Savaşı’nı kazandıran ruh; Nazım bunu dizelere dökerek, o zamanın Anadolu’daki gizli ve siimsiz kahramanlarını mükemmel anlatmış. Kurtuluş Savaşı’nı kronolojik biçimde anlatırken, ayrıca insan manzaralarına da yer vermiş. Ben de bu isimsiz kahramanları bir bariton ses için bestelemek istedim ve bu eser böylece doğdu” dedi.

Kuvayi Milliye’yi Nâzım Hikmet’in eserinden yola çıkarak müzik yoluyla anlatıyorsunuz. Proje nasıl ortaya çıktı ve şekillendi?

Geçmişte Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye destanını, vatan sevgisi ve bu sevgi uğruna hayatlarını hiç düşünmeden feda eden atalarımızın şerefli hikayelerini, gözlerim dolu dolu okumuştum. Sanatçı ifade eder, anlatır, aktarır. Ben de duygu dünyamı müzik yoluyla aktarabilen bir besteci olarak o yılları ve o yılların kahramanlarını kendi dilimle anlatmak istedim ve bu proje doğdu. Kuvayi Milliye bir ihtiyaçtan doğdu, Kuvayi- Milliye’ye ihtiyacımız var. Bizi biz yapan, birleştiren değerler. Kurtuluş Savaşı’nı kazandıran ruh; Nazım bunu dizelere dökerek, o zamanın Anadolu’daki gizli ve siimsiz kahramanlarını mükemmel anlatmış. Kurtuluş Savaşı’nı kronolojik biçimde anlatırken, ayrıca insan manzaralarına da yer vermiş. Ben de bu isimsiz kahramanları bir bariton ses için bestelemek istedim ve bu eser böylece doğdu.


BİZLER BİR OLMALI, BİRLİK OLMALIYIZ

Sizce bu eser nasıl bir mesajı var? Ne anlatıyor bize?

Bu eser iki şey söyler: Bugün ki özgür Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve canlarını ortaya koyan isimsiz kahramanların ürünüdür. Bizler bir olursak, birlik olursak, milli bir güç ortaya koyarsak ilelebet payidar kalacak bir Cumhuriyetin evlatlarıyız. Unutmayalım ve unutturmayalım.

Kuvayii Milliye’nin insan manzaraları aslında o günlerin insanına odaklanıyor. İnsan hikâyeleri üzerinden bir destanı görüyoruz. Sizde nasıl bir etkisi var bunun?

İnsan tarihtir, insan medeniyet, insan kültür, insan savaş, insan barış, sevgi, insan fedakarlık insan bağlılık. Tüm bu özelliklerdir o günlerin, o savaş zamanının ruhunu ortaya çıkaran. Bizlerin en doğal, en saf, en samimi duygularını barındıran, en büyük zaaflarını açığa vuran en kahramansı yanlarını çıkaran gerçek hikayelerin kahramanları o insanlar. O insanlar gerçek, gerçek olmalarıdır beni bu kadar etkileyen.

ŞAİRİN DUYGUSUNU YAKALAMAK GEREK

Bu eseri oratoryo haline getirmek zor. Çünkü yansıttıkları duygu çok güçlü. Bu anlamda nasıl süreçti sizin için?

Büyük şairlerin şiirlerini bestelemek zordur. Şairin duygusunu yakalamak gerekir. Prozodiyi bozmadan, dili katletmeden bestelemek gerekir bu bağlamda yaratı süreci zorlayıcı oldu çünkü Nazım’ın şiirinin müziğini yakalamak yoğun bir konsantrasyon ve detaylı bir ön çalışma gerektiriyor. Duyguları şiirde o kadar yoğun ki Nazım’ın, müzik aracılığı ile bunu bozmamak, üzerine ekleyebilmek için çok ince ayrıntılara takılmak gerekiyor. Eserlerin ton seçimlerinden, kurgusal grafiklerine kadar notaya dökme öncesi uzun saatler ön çalışma yaptım. Beher duyguyu müzikte devamlılığı bozmadan vermeye çalıştım. Önemli Nazım okurlarından çok olumlu geri dönüşler alıyorum. Sanırım doğru bir yolda ilerliyoruz.

Projede çok değerli sanatçılar yer alıyor. Utku Bayburt, Özgür Özaslan, Evrim Özkaynak... Onlar nasıl dahil oldu projeye?

Sadece kendi branşlarında çok başarılı olmakla kalmayıp aynı zamanda bu projeye ruhlarını veren sanatçılarla çalışıyorum. Bu benim açımdan büyük bir şans. Solist sanatçılarımızın yanında viyolonsel sanatçısı Burak Ayrancı, Klarnet sanatçısı Arda Serindağ, Ses Tasarımda besteci Cem Ergunoğlu bize sahnede eşlik ediyor. İlüstrasyonlarıyla projenin gücüne güç katan sanatçı Kutay Can Doğan bize Berlin’den destek veriyor. Projenin dramaturjik ön çalışmalarında tiyatro sanatçısı Ceren Demirel, kostüm tasarımında ise Gamze Kuş bizlere çok değerli destekler verdiler.


Kambur Kerim’den İsmail’in Hikâyesine

Hangi eserler yorumlanıyor?

Nazım, 8 Bab’da topluyor destanını. Ben toplamda 6 Bab içinde karakterlere yer verdim. Karayılan Hikâyesi; Kambur Kerim’in Hikâyesi, İsmail’in Hikâyesi, 1920’nin 16 Mart’ı ve Manastırlı Hamdi Efendi’nin Hikâyesi, Kadınlarımız, İzmir Rıhtımından Akdeniz’e Bakan Nefer. Şimdilerde ise yeni konserler için 7. eser olarak “Kartallı Kazım”ın hikayesini besteliyorum.

Bir video grafik çalışması da var. Bundan da bahseder misiniz?

Abidin Dino ile Nazım Hikmet’in aynı eser için ortaya koydukları iş birliğini örnek almak istedim ve Berlin’de yaşayan illüstrasyon sanatçısı Kutay Can Doğan ile iletişime geçtim. Kendisi beni kırmayarak, her bölüm için hikayelerin gidişatına uygun çizimler yaptı. İzleyenlerin hayal gücünde geniş kapılar açan bu metaforik çizimler bizleri o anların ruh dünyasına sokuyor.

#Kuvayi Milliye
#Murat Cem Orhan
#Nazım Hikmet
5 yıl önce