|

Liderler alaycı bakışı bırakırsa sorun çözülür

Elli yıllık sanat kariyerinin yanında 2006’dan beri Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği İyi Niyet Elçisi” olarak da görev yapan dünyaca ünlü müzisyen George Dalaras, Avrupalı liderlerin duyarsızlığına dikkat çekerek, “Politik liderler duruma ne kadar çabuk gereken önemi verirlerse, aralarında bebek ve çocukların da olduğu o kadar az insan için üzüntü çekeriz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 20/03/2016 Pazar
Güncelleme: 18:46 - 19/03/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
HAKAN VAROL


Sanatının sınırları; ülkeleri, kültürleri, kıtaları aşan Yunan kültürürün ve müziğinin yaşayan efsanesi “George Dalaras” çok özel bir proje için tekrar Türkiye'ye geliyor. Şarkıları ile Ege'nin 2 yakasını birleştiren usta müzisyen, 20. sanat yılını kutlayan “Milli Reasürans Sinfonietta” nın özel konuğu olarak konser vermek için İstanbul'a davet edildi. 23 Mart'ta, Zorlu PSM'de gerçekleşecek bu özel konser, hiç şüphesiz uzun yıllar unutulmayacak.



50 yıllık sanat kariyerinde müzisyenliğinin, prodüktörlüğünün ve söz yazarlığının haricinde Yunanistan'da siyasette de söz sahibi olan George Dalaras, aynı zamanda 2006'dan beri “Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği İyi Niyet Elçisi” olarak görev yapıyor. Durum böyle olunca Dalaras ile Ege Denizi'nde can veren Suriyeli mültecilerden Yunanistan'ın ekonomik sorunlarına, Sezen Aksu'nun müziği bırakmasından müzisyenin enstrüman koleksiyonuna keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.



Türkiye'ye kimi zaman bir yardım konseri, kimi zaman bir sosyal sorumluluk projesi için bazen de müzik festivalleri için geldiniz. Türkiye ile kurduğunuz bu sıkı bağ size ne hissettiriyor?

Haklısınız. İstanbul'da farklı projeler sayesinde sahne alabilme şansım oldu. Popüler bir orkestrayla, senfonik bir orkestrayla, rembetiko konserlerinde, Zorlu Center'da gerçekleşen senfonik "Kavafi" çalışmasıyla ve yakın zamanda Serkan Çağrı ile Klarnet Festivali'nde sahne aldım. Bunun halk tarafından saygı duyulan bir şey olduğuna inanıyorum. Konserlerde her zaman yerlerini alarak saygı gösteriyorlar ve bu tabii ki bundan oldukça memnun oluyorum. Saygı iki yönlü oluyor. Burada olmamın ilk sebebi, müziklerimizin arasındaki bağ. Geleneksel müziklerimiz birbirine oldukça benziyor. Ben anne tarafından, Küçük Asya'dan geliyorum. Smyrneika şarkıları, hayatımda duyduğum ilk şarkılardır. Üçüncü sebebi ise, Türk müzisyenlerle birbirimize karşılıklı duyduğumuz saygı ve hayranlık. Bu üç sebep sayesinde ilişkimiz destek bulmuştur.





Yunan müziğinin yaşayan çınarı Mikis Thedorakis'in keşfettiği bir müzisyensiniz. Thedorakis'in tüm öğrencileri gibi sizde müzisyenliğinizin yanında politik duruşunuzla da ön plandasınız .Bu bağın tesadüfi olduğunu sanmıyoruz. Bu nasıl bir etkileşim?

Doğru söylüyorsunuz. Mikis Theodorakis'in müziği ve politik konumları tüm hayatı boyunca birbirine paralel olmuştur. Müziği halkımızın tutkuları ile deneyimlerinin vazgeçilmez ve ölesiye bir parçası olmuştur. Ayrıca bu yalnızca kendi nüfusumuz ile sınırlı değildir. Mikis Theodorakis, tüm çalışmaları aracılığıyla protesto yapmış ve halkını özgürlük, adalet, demokrasi ve eşitlik için desteklemiştir. Odysseas Elytis ve Giorgos Seferis gibi aralarında iki Nobel ödüllü şairin ve aynı zamanda Yiannis Ritsos'un olduğu, büyük Yunan şairlerinin şiirlerini temel alan müziğiyle, muhteşem şiirleri insanlara söyletmiştir. Bunun için ona minnet duyuyoruz ve bu program sayesinde senfoni orkestrası ile bazı şarkılarını çalma fırsatını bulacağımız için çok mutluyum.



EN ACI ZAMANLARI YAŞIYORUZ


Birleşmiş Milletler'de İyi Niyet Elçiliği yapmış bir sanatçı olarak coğrafyamızı yakından ilgilendiren Suriyeli mülteciler için neler düşünüyorsunuz? Çözüm nasıl gerçekleşir?

Çağdaş tarihimizin en acılı zamanlarından birini yaşıyoruz. Her birimiz soruna yakınız, herkesin kendine göre bir gücü mevcut ve devam eden ekonomik krize rağmen Yunanistan paylaşım ve birliktelikten yana olmuştur. Buna rağmen bu sorun karmaşık bir halde. İltica usullerine göre çoktan geride kalmış görünen birçok sorunu ve kanunu Avrupa yeniden değerlendirmelidir. Politik kararlarda cesurluk, ülkeler arasında iyi niyet ve sorunun anlaşılması gerekmektedir. Nehir ileri doğru akar. Politik liderler duruma ne kadar çabuk gereken önemi verirlerse, aralarında bebek ve çocukların da olduğu o kadar az insan için üzüntü çekeriz. Mülteci sorununu çok büyük bir problem olarak geride bırakmamak, lider ülkelerde mevcut olan alaycılığın, ilgisizliğin ve bürokrasinin kalıcı olmasını engellemek bizim sorumluluğumuzdur.



Ege Denizi mülteci ruhunun sudan mezarı oldu




“Ege ne Türk'lerin ne de Yunan'ların... Ege, balıkların” demiştiniz. Bu sözü biraz açar mısınız?

Bu söz 60'lı yıllarda kullanılan, Bertrand Russel'ın uluslararası barış hareketine eşdeğer savaş karşıtı bir pankart. Barışçıl bir pankart.Aynı deniz aralarında olan ve komşu olarak yaşayan insanların, ayrılmaktan çok bir araya gelmeleri için daha fazla gerekçeleri olduğunu anlatıyor. İnsanlar doğar, ölür, hayat bir sonraki nesle geçer, denizdeki canlılar yenilenir. Böylelikle doğa sonsuza kadar devam eder, sonu gelmez. Bu nedenle bu mesaj barış ve ekoloji içindir. Ne yazık ki günümüzde bu deniz, acı ve trajik bir halde. Bugün yaşayan medeni insanlar, sevgi beslediğimiz Ege denizinin sularında her gün boğulan binlerce mülteci ruhunun sudan mezarı olmasını engellemek için elimizden geleni yapmalıyız. Aslında ben kesin olarak şuna inanıyorum. Tarih, gelenek ve ulusların inançları, öfkeli ve kurnaz insanların kullandığı gibi insanları ayırmaz, aksine birleştirmek için kullanılır. Çok dilli ve çok kültürlü olarak var olmak ve gelişmek için kültür, eğitim, demokratik düşünmek ve bilinçli olmak gerekir.



Yunanlı bilim adamları ülkeyi terk etti


Yunanistan zor bir süreçten geçiyor. AB ile ilgili düşünceleriniz malum... Ülkeniz bu dar boğazdan geçerken sizce en büyük tehlike nedir?

Sorunun elbette farkındayız, çünkü içinde yaşıyoruz. Ülkemiz son 5 yıldır devam eden bir gerilemeyi yaşıyor. Milyonlarca insan işlerini kaybetti, genç bilim insanları talihlerini yurt dışında bulmak için Yunanistan'ı terk etti. Yunan halkı büyük fedakârlıklarda bulundu. Yeni liberal politikalara olan oldukça ısrarcı yaklaşımı bir yere varmıyor. Bu insanüstü çabaların ardından ülkemizin, yalnızca borçların azalması ile birlikte gerçekleşebilecek bir gelişime ihtiyacı olacak.



Sezen Aksu doğru karar alır


Türkiye'nin en büyük seslerinden Sezen Aksu, çok konuşulan bir karar aldı ve müziği bırakacağını açıkladı. Kendisi ile tanışıyor musunuz? Aksu'nun bu düşüncesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sezen Aksu'ya bir sanatçı olarak duyduğum saygının yanı sıra, kendisini şahsen tanıyorum. Kariyerinde her zaman yeni anlatımlar ve işbirlikleri arayan harika bir sanatçıdır. Aynı zamanda kendisiyle yakın zamanda Sarajevo'da bir müzik festivalinde karşılaştık. Her zaman tatlı ve kibar biri ve müziğimize, Yunan şarkıcı ve bestecilere karşı büyük sevgi ve saygısı olduğunu biliyorum. O çok gururlu biri ve ne karar alırsa alsın kendi doğruları için alır ve onu seven herkes bu kararına saygı duymalıdır.



Bizim neslimiz geleneklerine bağlıdır




Laiko, rembetiko ve paradosiako kültürünü yeni nesle taşıyorsunuz. Bu anlamda önemli bir elçisiniz. Bu kültürü sizden sonra devam ettirecek varisiniz saydınız bir sanatçı var mı?

Elbette birçok genç şarkıcı var. Aynı zamanda iki şeyi yaptığını gördüğüm müzisyenler var. Geleneği hakkını verecek şekilde devam ettiriyorlar, fakat aynı zamanda bundan ilham da alıyorlar. Örneğin Andreas Katsigiannis'in yönettiği Estoudiantina'da ilk iki albümlerinin prodüktörlüğünü yaptım. İlk albümlerinin adı "Smyrne" ve harika bir müzisyen ve şarkıcı takımından oluşuyorlar. Eleni Tsaligopoulou, Kostas Makedonas, Dimitris Mpasis bizim neslimizden doğan, geleneklere özel saygı ve sevgi besleyen şarkıcılardır.



Dillere destan koleksiyon


Son olarak dillere destan bir enstrüman koleksiyonunuz vardı. Şimdi hangi boyutlara ulaştı?

Evet, koleksiyonum olduğu doğru. Fakat bunu sadece toplamak için yapmıyorum. Çalmayı sevdiğim, stüdyoda yaptığım kayıtlar ya da canlı performans sırasında çaldığım enstrümanları koleksiyonuma ekliyorum. Yapabildiğim sürece buna devam edeceğim.



George Dalaras severler için not:

Usta müzisyen 23 Mart'ta Zorlu PSM'de vereceği konserinin ardından 25 Mart'ta “George Dalaras ve Grubu” konsepti ile Ankara, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Salonu'nda sevenleri ile bir arada olacak.





Tanımayanlar için George Dalaras


Ünü sınırları aşan en tanınmış Yunan sanatçılarının başında gelir.


* 66 yaşındaki sanatçı 50 yıllık müzik kariyerine 95'ten fazla albüm sığdırıdı.


* Wembley Arena, Brendan Byrne Arena, Palais des Congres gibi en büyük ve prestijli salonlarında dünya çapında 750'den fazla konser verdi.


* İspanyolca da şarkı söyleyen sanatçı; Sting, Eric Clapton, Goran Bregovic gibi isimlerle düetler ve albümler yaptı.


* Türkiye'ye daha öncede gelen müzisyen Zülfü Livaneli ve Serkan Çağrı ile birlikte konser verdi.


#Mikis Theodorakis
#Yunan müziği
#George Dalaras
8 yıl önce