Yüzyılın salgını olarak değerlendirilen ve pek çok hastalıkla karıştırıldığı için teşhisi zor olan lyme hastalığından Türkiye’de muzdarip 7 ila 10 milyon kişi bulunduğu tahmin ediliyor. Dünya üzerinde 350 civarı hastalığı taklit edebilen bu hastalığın kişileri doktor doktor gezdirdiğini anlatan Medicana Sağlık Grubu Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vedat Turhan, grip benzeri belirtileriyle öne çıkan hastalığın Bolu, Sakarya ve Karadeniz Bölgesi’nde görülme olasılığının yüksek olduğunu anlattı.
AİLE İÇİ BULAŞ RİSKİ YÜKSEK
Lyme hastalığının eşler arasında geçiş gösterebildiğini ifade eden Turhan, “Bu hastalığa yakalanmış annelerden çocuklarına da bulaşabiliyor. Kene ısırığından 3 ila 30 gün içinde ortalama 7 gün sonra ısırık yerinde tipik bir lezyon gelişmesiyle başlıyor. Bu lezyonun eskiden hastaların yüzde 80’inde göründüğü düşünülse de gerçekte tüm Lyme vakalarının ancak yüzde 20-30’unda ortaya çıktığı anlaşıldı” dedi.
İLK ETAPTA GRİP ZANNEDİLİYOR
İlk sistemik bulguların grip benzeri bir tablo ile geldiğini belirten Turhan, “Hastalığa yakalananlarda boğaz ağrısı, baş ağrısı, ciddi yorgunluk, lenf bezi şişliği, titreme ve ateş görülüyor. Gribal enfeksiyon kendiliğinden geçiyor, fakat daha sonra gezici tipte daha sonra eklem ve kas ağrıları başlayabiliyor. Eklem ağrıları dişlerde ve çene ekleminde de oluşabiliyor. Bu hastalık nörolojik tutulum göstererek kas seğirmesi, deride duyu bozuklukları, karıncalanma, hissizlik, deride yanma ve zonklayıcı ağrılara da yol açıyor. Lyme hastalığı yüz felcinin en önemli sebeplerinden biri olurken, beyin tutulumu da meydana gelebiliyor” şeklinde konuştu. Tanı enfeksiyon uzmanları tarafından fiziki muayene sonrası vücutta borrelia burgdorferi bakterisi varlığını inceleyen ELISA veya IFA antikor testleriyle konuluyor.
ERKEN TEŞHİS EDİLMELİ
‘Lyme’ın temelde bir enfeksiyon hastalığı olduğunu dile getiren Prof. Turhan, “Bu sebeple temel tedavi antibiyotik tedavisi. Günümüzde İVİG, plazmaferez, HBO, spesifik bir takım gıda takviyeleri ve tüm vücut hipertermisi gibi uygulamalar da vakalara göre tedaviye eklenebiliyor. Lyme en erken sürede teşhis edilmeli, teşhis edilmeyen vakalarda hayati tehlike oluşabiliyor” ifadelerini kullandı. Doğada, açık havada gezintiye çıkarken pantolon, uzun kollu giysiler ve bot giymenin uygun olacağını hatırlatan Prof. Turhan, “Kene dışında farklı bir böcek ya da sinek ısırmasında mutlaka enfeksiyon uzmanına başvurmak gerekiyor. ‘Lyme’da güçlü ve dengeli bağışıklık sistemine sahip olmak her zaman koruyucu” değerlendirmesinde bulundu.
TAKLİTÇİ HASTALIĞA DİKKAT
Lyme hastalığı kısa süreli hafıza bozukluğu, dikkat, konsantrasyon sorunları görülebilirken, aynı zamanda panik atak, depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik belirtilere de yol açabiliyor. Bu hastalığın MS, ALS, alzheimer, parkinson gibi birçok nörolojik hastalığı taklit edebildiğini söyleyen Prof. Turhan, “Göz ve kulakları da etkileyen hastalık pek çok belirtisiyle 350 civarında hastalığa benziyor, bu nedenle taklitçi hastalık olarak adlandırılıyor” dedi.
