Süperman, Spider Man, Deadpool ve daha nicesinden sonra hayal dünyamızın süper kahramanlarına dönüşen karakterlerin arasına bir yenisi daha eklendi. Üstelik kendisi hayal dünyasından değil; yaşamın içinden, Suriye'den bize sesleniyor. Hırvatistanlı çizer Dalibor Talajic, ülkesinde yaşadığı savaşta gördüklerini 'Madaya Mom' adlı çizgi romanla aktarıyor. Romanın baş kahramanı ise Madaya'da insanlar hayatını kaybederken içerde beş çocuğuyla yaşam mücadelesi veren bir anne. Deadpool ve Red Wolf gibi birçok ünlü çizgi romanın sahibi Talajic kitabın oluşum sürecini şöyle anlatıyor: “Madayalı anne yaşam mücadelesini Abc News adlı kanal aracılığıyla duyurmaya çalışıyordu. Ocak ayında başlayan yazışmalar tam 9 ay sürdü. Sonrasında kanal, hikayeyi ABD merkezli ünlü çizgi roman şirketi Marvel'a getirdi ve Madayalı annenin süper kahramana dönüşme serüveni başladı. Romanın çizerliğini ise benim üstlenmemi istediler. Böylece ben de hem kendi yaşadıklarımı hem de Madayalı annenin yaşadıklarını çizgilerimle anlattım.”
Çizer olarak görevinin yaşananları en doğru şekilde görsele aktarmak olduğunu söyleyen Talajic, “Hepimiz hayatımızdaki zorluklarla yaşamayı öğrendik ama Suriye'deki insanların yüzleştikleri şey gerçekten harap edici. Bu yıkıntıların içinden gelen annenin mesajlarını dikkatlice okuduğunuzda gizli bir şiir olduğunu fark ediyorsunuz. Sadece çocuklarıyla yaşama tutunmaya çalışan annenin kelimelerinde savaşın, tüm dünyanın hiç var olmadığını hissediyorsunuz. Geleceğe dair umutların onun için hiçbir önemi yok. O sadece evlatlarını koruyan bir anne. Süper kahramanlar güçleri, fizikleri ya da özel yetenekleri sayesinde süper kahraman olmazlar. Kalplerindeki özel olan onları süper kahraman yapar. Madayalı anne de bu kategorinin içine giriyor. Çünkü insan olmak ve insan kalmak için gereken güce sahip” diyor.
Madaya Mom'ın başından beri gizli bir proje olduğunu belirten çizer, “Anne hakkında öncesinde hazırlanabileceğimiz hiçbir bilgi almadık. Kimsenin ona zarar vermesini istemediğimiz için yüzünü dahi tasvir etmedik. Elimizde sadece kendisinin Suriye'den gönderdiği mesajlar, günlük konuşmalar, basit fotoğraflar vardı. Bunlara bağlı kalarak ailesini ve kendisini çizmek zorundaydık. Savaşın en kötü yanı, insanın çaresiz ve güçsüz olduğunu kabul ederek her yeni güne başlaması. O zamanlar beni en çok etkileyen buydu ve Madayalı annenin öyküsünde de bunu hissedip bir bağ kurdum. Bu yüzden ne çizeceğimi biliyordum. Patlamalar, ölümler gibi onlar için sıradan olanların yerine savaşın yaşattığı bunalımı çizmeye çalıştım” şeklinde konuşuyor.
Çizgi romanı incelediğinizde görüntülerin genel verildiğini ve çok fazla yakın plan olmadığını fark ediyorsunuz. Talajic, bunun sebebini dünyanın Suriye konusunda ne kadar uzaktan ve ilgisiz baktığını anlatabilmek olarak açıklıyor ve devam ediyor: “İnsanların sahip oldukları her şeyden bihaber benliklerini görmelerini istedim. Haberleri izlerken bir anda televizyon kanalını değiştirip hiçbir şey olmamış gibi davrandığımızı insanların artık fark etmesini gerek. En temel mesaj da başka bir dünyanın olmadığını anlatabilmekti. Sadece yaşadığımız dünya var ve dünyamız hayatını kaybeden insanlarla, açlıktan ölen çocuklarla dolu. Madaya Mom bir annenin gerçek hikayesi. Aslında o da diğerleri gibi sadece bir anne.”
İnsanların Suriye konusunda sürekli bir taraf seçtiklerini söyleyen Talajic, “Ama bir noktayı kaçırıyorlar. O da milyonlarca insanın 'Artık yeter!' deyip ülkelerini terk etmesi. Böyle bir şey daha önce hiç yaşanmadı ve biz bu konu hakkında sadece bir iki kelime söyleyip konuyu değiştiriyoruz. Suriye hakkında dünyanın duyarsız tavrı şimdiye kadar görülmedi. İnsanların arkasını dönüp hiçbir şey olmamış gibi davranmalarını aklım almıyor. Her an her yerde savaş mümkün olabilir ama bu gaddarlığa kimse dur demiyor” ifadelerini kullanıyor.
