|

Masa başında eğleniyoruz

Çiniyi duvarlardan indirip gündelik hayatımıza sokan ve ülkemizde henüz yeni yeni tanınan İspanyol tarzı çinilerin öncüsü olan Özlem Varol, Marmaris’ten İstanbul’a tersine göç edenlerden. Kurduğu Masa Başı Atölye için herkese açık çağrıda bulunuyor ve ekliyor “Masa Başı hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı.”

Haber Merkezi
04:00 - 7/07/2019 Pazar
Güncelleme: 10:09 - 6/07/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Özlem Varol ve Masa Başı Atölye katılımcıları
Özlem Varol ve Masa Başı Atölye katılımcıları

Tüketim toplumunun esiri olmamak adına üretimin bilincine varan ve bunu paylaşmak isteyen çini sanatçısı Özlem Varol İstanbul, Beşiktaş’taki Masa Başı Atölyesi’nde hem çini yapıyor hem de haftanın belirli günlerinde bir çok alanda eğitim veriyor. Üstelik kendi alanında uzman kişiler atölyede farklı eğitimler de verebiliyor. Atölyenin kapıları üretmek ve paylaşmak isteyen herkese açık. Masa Başı Atölye’de; sinema, kişisel gelişim ve el işlerine kadar bir çok alanda ilginç dünyaların kapıları aralanıyor. Özlem Varol ile çini üzerine sohbet ederken tasarımlarından, özellikle bahçe ve tekne giydirirken bu yıl öne çıkan modeller neler bize değerlendirdi.


İSTANBUL LUNAPARK GİBİ

Çini de ezberleri bozdunuz ve çok aşina olmadığımız İspanyol tarzı çinilerle bizi tanıştırdınız, bu serüveni öğrenmek isterim.

Üniversite eğitimim klasik çini üzerine ve zaman içerisinde gördüm ki maalesef çini unutulmaya yüz tutmuş sanatlar içerisinde. Tabi bu çok üzücü ama son zamanlarda devletimizin unutulmaya yüz tutmuş sanatlar için özel çalışmaları var. Ben de çini de ezberleri bozarak herkesin yapabilmesini sağlamak ve herkesin çiniyle tanıştırmak için, karmaşanın uyumu ve ruhunu yansıtan İspanyol tarzı çinileri yapmaya başladım. Çiniyi daha ulaşabilir kılmak adına Marmaris’te ki atölyemi kapadım ve İstanbul ‘a taşındım ve Masa Başı Atölye’ yi kardeşim ile birlikte açtık.

Herkes büyük şehirlerden sahil kasabalarına göç etmeyi tasarlarken siz tersine göç yaptınız, bu çılgınlık değil mi?

Bence çılgın demeyelim de artık kabına sığmadı diyebiliriz. İstanbul ‘da böylesi bir atölye kurup çok daha fazla kişiye çiniyi sevdirmek ve atölyeye gelen kişilerin gözlerinde ki heyecanlarını görmek, bana iyi ki gelmişim dedirtiyor. İstanbul benim için şu an bir lunapark gibi; çok eğlenceli, heyecanlı ve tutkulu ...

Klasiğin dışına çıktınız ve dikkat çekmeye başladınız peki klasik çini ustalarından ya da kumaş boyama ustalarından nasıl tepkiler aldınız?

Şu ana kadar olumsuz bir tepki almadım. Bilakis ustalardan çiniyi tanıttığım ve çok daha fazla kişiye ulaştırdığım için övgü bile aldım. Benim içinde hem aldığım eğitimden ötürü hem de his olarak klasiğin yeri her zaman başka olacaktır.

TESLİMİYET ÖNEMLİ

Masa Başı isimli bir atölye kurdunuz. Bu atölyeye gelenler hayata dair farklı ne keşfediyor?

Masa Başı Atölye’den içeri girdikleri andan itibaren misafirlerimizin dış dünyanın stresinden, gerginliğinden uzaklaşıp tamamen sanatın iyileştirici ve birleştirici gücüyle sarıp sarmalıyoruz. Gün sonunda mutlu gülen yüzler görmek bizim için tarifsiz bir duygu. Ben diyorum ki herkesi Masa Başı’nda toplamak istiyorum çünkü “Masa Başı hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı”

İstanbul’da hatta Türkiye’de çok sınırlı sayıda çini fırını var. Atölyenizde de eşine az rastlanır el yapımı bir fırınınız var. Hem ürün yapmak, hem atölye gerçekleştirirken fırını nasıl organize ediyorsunuz?

Fırın, elbette çininin olmazsa olmazına rağmen çini yapanlar için fırın aşaması en büyük sıkıntılardan biri. Büyük bir özenle deseni oluşturup çizer, boyarsınız ama sır ve fırın aşaması gerçekleşmediği taktirde ürün bitmiş sayılmaz. Kullanılamaz çünkü… Ürün ancak sırlanıp fırınlandıktan sonra üzerinde yemek yiyebiliyoruz. Adı üzerinde “ sır “ dediğimiz işlem bambaşka bir dünyanın kapılarını açıyor içimizde. Öyle bir oran ile yapılmalı ki bir derece aşağı olsa ince, bir derece yüksek olsa kalın bir sır oluyor. Yaradana karşı teslimiyet çini de işte tam da bu nokta da başlıyor çünkü çiniyi yaparken öfkeyle yapıyorsak , aklımızdan kalbimizden öfke geçiriyorsak fırın da ürünler kırılabiliyor ya da boyalar atabiliyor. Atölyede derste hep hatırlatırım , elimiz vasıtasıyla kalbimiz de ne varsa elimizden akan odur. Biz Masa Başı Atölye olarak el yapımına o kadar değer veriyoruz ki fırınımız bile çok özel bir ustanın elinden çıktı. İstanbul’da fırın sıkıntısı var. Çini yapan çoğu atölyede fırın yok. Ya da evde kendi kendilerine yapan kişiler ürünlerini fırınlatamıyor. Bu anlam da bize ulaşıp ürünlerini fırınlatıyorlar. Böylece büyük bir açığı da kapamış olduk.

  • Çinide de trendler var
  • Çinide de trend diye bir kavram gelişti diye biliyorum. Böyleyse bu yıl neler popüler?
  • Her şeyde olduğu gibi çininin de trendi var tabi. Bu yıl siyah beyaz dama modeli çok tercih edilen modellerden biri. Kaktüs, deve tabanı, balıkla, horozlar ve tabi ki baykuş her devrin vazgeçilmezi . Yazın gelmesiyle marin gruplarım oldukça popüler. Özellikle teknelere; çapa, dümen, balık ve yelkenli modeller yine yılın öne çıkanlarından.
#Çini
#Özlem Varol
#Masa Başı Atölye
5 yıl önce