|

Matrakçı Nasuh’un çizimleri yol gösterdi

Sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Nurhan Atasoy, Matrakçı Nasuh ile Kanuni Sultan Süleyman’ın şiirlerinden oluşan, aynı zamanda Osmanlı kitap sanatının başyapıtlarından “Muhibbi Divanı” üzerine bir konuşma yaptı. Atasoy, “İbrahim Paşa Sarayı restorasyona alındı. Mimar arkadaş restorasyon üzerine çalışırken ben Matrakçı Nasuh’un çizdiği saray görüntüsünden yola çıkarak, restorasyonun yönünü değiştirecek şeyler yaptım“ dedi.

Haber Merkezi
04:00 - 24/02/2020 Pazartesi
Güncelleme: 02:47 - 24/02/2020 Pazartesi
Yeni Şafak
Prof. Dr. Nurhan Atasoy
Prof. Dr. Nurhan Atasoy

Sanat tarihçisi ve yazar Prof. Dr. Nurhan Atasoy, Küçükçekmece Geleneksel Sanatlar Akademisi’nde sanatseverlerle bir araya geldi. Usta tarihçi, nakkaş, ressam ve hattat Matrakçı Nasuh ile Kanuni Sultan Süleyman’ın şiirlerinden oluşan, aynı zamanda Osmanlı kitap sanatının başyapıtlarından “Muhibbi Divanı” üzerine bir konuşma yaptı. Atasoy, Matrakçı Nasuh’un eserleriyle çok erken yaşlarda tanıştığını ve kendisine hayran olduğunu dile getirdi ve doktora tezi olarak “3. Murat Surnamesi” kapsamında İbrahim Paşa Sarayı üzerine çalışmalar yaptığına vurgu yaptı.

RESTORASYONUN YÖNÜ DEĞİŞTİ

Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan İbrahim Paşa Sarayı’nın o dönem bir bölümünün metruk olduğunu, bir bölümünün ise hapishane olarak kullanıldığını hatırlatan Atasoy, “Ben de gidip, elimde metreyle Bizans ve Osmanlı tuğlalarının boyutlarını ölçüyordum. Etraftan bana bakanlar ‘deli’ diyorlardı. Daha sonra bu saray üzerine kaynak arıyordum ve kaynak olarak Matrakçı Nasuh’un İstanbul resmini kullandım” diye konuştu. Atasoy, Matrakçı Nasuh’un çizdiği minyatürlerde bir dil olduğunu ve bu dil öğrenildiği zaman birçok bilgiye sahip olunabileceğini ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti: “Aylar, yıllar Matrakçı Nasuh’un resmine bakarak bir şeyleri çözdüm. Anlamadım bir daha baktım, sonunda çizdiği Topkapı Sarayı’na bakarak konuları çözdüm. Bu çalışmam çok uzun sürdü. Daha sonra İbrahim Paşa Sarayı restorasyona alındı. Mimar arkadaş restorasyon üzerine çalışırken ben Matrakçı Nasuh’un çizdiği saray görüntüsünden yola çıkarak, restorasyonun yönünü değiştirecek şeyler yaptım. Bu durum müthiş bir şeydi. Matrakçı bana söyledi yani. Yani onunla hemhal olmam böyle oldu.”

MİNYATÜRLER ÇOK ŞEY ANLATIR

Minyatür eserlerin görsel belge değeri taşıdığına dikkati çeken Atasoy, “Minyatürlere baktığınız zaman küçücük figürlerin olduğu kompozisyonlar olarak görüyorsunuz. Fakat o konuyla ilgili tarihi bilgileri kaynaklardan toplayıp okuyabilirseniz o minyatürler size çok şeyler anlatır. İşte ben de bu konuyla ilgili birçok makale yazdım. Bana ilk bu yolu gösteren Matrakçı Nasuh’dur. Şimdilerde bakıyorum gençler de minyatürleri birer görsel belge olarak kullanmaya başladılar. Bu da beni çok mutlu ediyor” dedi. Atasoy, Matrakçı Nasuh’un İstanbul resminin çok şeyler anlattığını ve bu konuda çalışma yapan gençlerin mutlaka bu eseri incelemesi gerektiğinin altını çizdi ve ekledi: “Matrakçı Nasuh’un İstanbul resminde kullandığı boya çok özel bir boyadır. Diğer minyatürlerde kullanılan boyadan değildir. O yüzden hiç dokunulmaması lazım. Dokunulmadan, açılmadan üzerine çalışma yapmak mümkün değil. Bu yüzden bu fevkalade eserin tıpkı basımının yapılması lazımdı. Hem araştırmacılar rahat rahat kullanabilir basımı hem de esere zarar verilmez, gelecek nesillere bu eser kalır. Bu yapmak istediğim bir şeydi.” Atasoy, Muhibbi Divanı’na duyduğu sevgiye vurgu yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “ Bu eserin çok rahat görülmesi, ilham alınması ve incelenmesi gerekiyordu. Ama bu esere de dokunmamak lazım. Bu yüzden tıpkı basımının yapılması gerek. İşte ben tıpkı basımları ‘ben yapayım’ diye değil, yapılsın istemiştim. Bu anlamda talihli bir insanım ki Kanuni’nin bu iki yol açan dev eserinin tıpkı basımını yapmak bana nasip oldu.”

Kaftan yakında çıkacak

  • Osmanlı kıyafetleri üzerine hazırladığı “Kaftan” adlı kitabını yakın zamanda okurlarla buluşturacağını ifade eden Atasoy, bu konuda şunları söyledi: ”Osmanlı ipeği hakkında kocaman bir kitap yazdık. Bu kitap için bir ekip oluşturdum. Kumaş dokuma tekniğini çok iyi bilen bir Amerikalı arkadaşımızı yanımıza aldık. Birçok İtalyan kumaşının Osmanlı olduğunu, Osmanlı zannettiğimiz birçok kumaşın da İtalyan kumaşı olduğunu mikroskopik dokuma tekniklerini çalışarak bulduk. Bu kitap 14 yıl süren bir çalışma sonucunda ortaya çıktı. 100’e yakın Osmanlı kaftanının kalıplarını çıkardım. Yıllardır, 1975’den beri bunları saklıyorum”
#Prof. Dr. Nurhan Atasoy
#Osmanlı Devleti
#Minyatür
4 yıl önce