|

Mevlana'yı keşfettik...

Ali'yle birlikte kütüphanede gizemli bir kitap bulduk. Mesnevi olduğunu öğrendiğimiz bu kitabı Hz. Mevlana yazmış. İnternetten araştırınca semazenleri gördük, çok heyecanlandık. Şimdi bu satırları Konya'da Şeb-i Aruz'u izlerken yazıyorum.

Hazırlayan: ŞÜKRAN ÇİFCİ - Çizen: Cemile Ağaç
00:00 - 5/12/2010 Pazar
Güncelleme: 22:21 - 4/12/2010 Cumartesi
Yeni Şafak
Mevlana'yı keşfettik…
Mevlana'yı keşfettik…

- Ablaaaa, ablaaa, bunu görmelisin yanıma gel!

- Ne oldu Ali?

-Bir şey buldum kitaplıkta yazıları çok değişik, bak tarihi eser gibi.

-Tarihi eser mi? Bakayım.

- Yazıların etraflarını çok güzel süslemişler, bence bu tarihi eser abla, içinde gizemli şeyler yazıyor gibi.

- Yok canım, eski kitaplardan biridir sadece, bakalım ne diyor, hmmm, hah Türkçe bir yer buldum:

'Bu kitap 'Mesnevi' dir. O, ulaşmada, tam inanış sırlarını açmada din temellerinin temelinin temelidir.'

-Dedim sana sırlı bir kitap bu, çok heyecanlandım, hadi devam et abla…

-Bu kitap Kur'an'ı iyiden iyiye açar, açıklar; rızkları genişletir, bollaştırır; huyları temizler, güzelleştirir, elleriyle yazmışlardır onu, tertemiz kişilerden başkasını ona dokunmasına meydan vermezler… Arz hazinesinin anahtarıdır; yeryüzü definelerinin eminidir.'

- Tam olarak anlamadım ben, ama tekrar söylüyorum, bence çok önemli bilgiler var bu kitapta.

- Ön taraftaki yazılar Farsça ya da Arapça olmalı, Mesnevi hakkında ben de çok şey bilmiyorum maalesef, Hz. Mevlana'nın eseriymiş bak bir de onu diyor.

- Çok merak ettim, annem olsaydı da sorsaydık…

-Bak burada bir sürü hikâye de var hatta biri şöyle başlıyor: ' A dostlar, bu hikâye hepinizin başından geçen bir hikâyedir.'

- O zaman bizim de başımızdan geçebilir, okur musun abla?

-Hadi önce bir internetten bakalım neymiş bu kitap:

'Mesnevi, Mevlana Celaleddin Rumi'nin eseridir.13. yüzyılın başında şimdi Afganistan sayılan topraklarda doğmuş, sonra hem Moğol baskısı hem de babasının zamane yönetimiyle pek uyumlu olmayan fikirleri yüzünden ailecek göç etmişler, biraz gezdikten, gördükten, arada Mekke'ye gidip hacı olduktan sonra Konya'ya yerleşmişlerdir. Konya o dönemin en kültürlü şehirlerindendir. Celaleddin'in felsefesi bundan çok etkilenir. 'Mevlana' kendisine sonradan yakıştırılmış bir unvandır; 'yol gösterici, efendi' gibi anlamları vardır. Kendisini hayatta en fazla etkilemiş insan Tebrizli Şemseddin'dir. Şems, 'güneş' manasına geldiği için ona hep "güneşim" diye seslenmiş, hatta bir dizesinde "ona öldü diyorlar/ama güneş nasıl ölebilir ki?" diye sormuştur. Şems'in ölümünden sonra kendini aşk yoluna, sevgi yoluna, hak yoluna vermiş, Şems ona ruhun akla olan üstünlüğünü göstermiş, gerçeği kitaplarda, akılda, fikirde değil; sevgide aramamız gerektiği düşüncesini aşılamıştır.'

-Vaay çok güzel değil mi Ali?

- Evet insanlar sevmeli diyor, ben de öyle diyorum, mesela sen beni hep sev abla..

- Seviyorum zaten kardeşim, aklım ruhumdan üstün olsaydı sever miydim bilemiyorum ama… Asma yüzünü şakaydı. Bak burada semazenler de var altında da şöyle yazıyor:

'Sema, Mevlana'nın şiirlerini bir direğin etrafında dönerek söylemesinden gelişmiş ve felsefi anlamlar yüklenmiştir. Hegel, Goethe, Rembrandt hepsi Mevlana'yı saygıyla anmış, ondan ilham almış insanlardır. Pek ünlü İran şairi Jami Mesnevi'si hakkında:"O bir peygamber değil, ama yazdığı kutsal bir kitap" demiştir. Ölümü de kötü, ümitsizlik verici bir şey değil, Tanrı'yla birleşme olarak algılamıştır, o yüzden Konya'da her 17 aralık gecesi şeb-i arus, "düğün gecesi" olarak kutlanır.'

- Ne kadar da anlamlı, kutlamalar 10 aralıkta başlıyormuş, acaba gidebilir miyiz biz de?

-Gidelim abla ben de çok merak ettim, hem semazenleri de görürüz, nasıl öyle dönüyorlar?

Ali, o gün akşama kadar evde semazenler gibi döndü durdu ve ağzında da sürekli bir ney sesi vardı. Kardeşimin müziğe olan müthiş yeteneği yine kendini gösterdi. Babama ve anneme gün içinde öğrendiklerimizi ve müthiş merakımızı anlatınca ve de üstüne Ali'nin kendince yorumladığı semazen gösterisi eklenince şeb-i aruz'a katılmaya onları da ikna ettik. Bu satırları Konya'dan yazıyorum, birazdan semazen gösterisi başlayacak. Şu an ney sesleriyle beraber hissettiklerimi anlatmam ise mümkün değil. Merakla her şeyi inceleyen sevgili kardeşim beni duymasa da:' İyi ki çok meraklısın Ali, Mesnevi'yi bulman neleri görmeme neden oldu… Teşekkür ederim kardeşim…


İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Eğitim Yönetmenliği tarafından, “2010 Okullarda” projesi kapsamında 24 Kasım- 24 Aralık ayı içerisinde, İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali gerçekleşecek. 6 – 18 yaş arası çocuk ve gençlerin katılacağı bienale son başvuru 1 Kasım'da…


Su Aygırı Hipos Allah'ın Rezzak İsmini Öğreniyor
Kitabın yazarı: Nur Kutlu

Yayınevi: Timaş Yayınları

Hakkında: Bu masalda, Allah'ın 'Rezzak' ismini içerdiği, 'Yarattıklarına bol bol rızık veren'anlamıyla çocuklarımıza öğretmek amaçlanmıştır. Çocuklarımızın bu masal yardımıyla Allah'ın 'Rezzak' ismi hakkında edindikleri bu ön fikir, ileride bu ismi çok daha iyi kavramalarına destek olacaktır


Yönlerle Düşünelim
Kitabın yazarı: Oya Güngörmüş Özkardeş

Yayınevi: Pencere-Sey

Hakkında: "Yönlerle Düşünelim"çocuklarımızda bilincin, yönelimin, kavrayışın temellerinden birini, yön bilgisi ve becerisini geliştirmeyi, bu yolla yaşamın derinliklerine, sonsuz genişliğine çıkacakları yolculukta, onların zihinlerini gelişkin bir pusulaya dönüştürmeyi amaçlamaktadır.

Haydi yönlerle düşünmeye...


Dünyayı Kurtaran Çocuk

“Dünyayı Kurtaran Çocuk” adlı çocuk oyunu, bilimsel bilgilerin ışığında, çocuklarımıza geri dönüşümün önemini anlatmak, çevre duyarlığı kazandırmayı amaçlıyor. “Hayat Ağacı”; Kökleriyle tüm dünyaya yasam sevinci dağıtan, hasta kuşların dallarında iyileştiği, kelebeklerin, sincapların, arıların , kuşların evi. Ama birileri bu ağacın varlığından rahatsızdır. Bay Beton ve adamları buldukları tüm çöpleri ( Pet sise, Teneke Kutu, Kağıt Kutu,Cam Şişe vb.) bu ağacın köklerini yollamaya başlarlar. Böylece ağaç çürüyüp yok olacaktır… Ama buna çocuklar izin vermeyecektir.


13 yıl önce