|

Mızıka-i Türki gönülleri fethedecek

Mızıka-i Türki klasik senfoni orkestrası ile Mehter’i birleştiriyor. Kös, nakkare, zurnayı obua, timpani, kemanla buluşturan ekibin müzik direktörü ve şefi doktor Ayhan Özel, “Bando dediğimizde askeri, sert bir görüntü geliyor akla. Ancak asrımızda, bir şeyi kabul ettirmek istiyorsanız toprak fethetmek yerine gönülleri fethetmeniz gerekiyor” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 8/03/2020 Pazar
Güncelleme: 21:28 - 7/03/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Mızıka-i Türki
Mızıka-i Türki

Selçukludan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan günümüze dünya müzik tarihinin en görkemli askeri bandosu olan Mehter, 2020 model olarak sahne alıyor. Mızıka-i Türki, Mehter ile klaski senfoni orkestrasını birleştiriyor. Yeni bestelerin sahne performansına dönüştüğü, farklı enstrümanların tek beste için çalındığı, Batı ile Doğu’nun harmanlandığı ekip, Anadolu turnesinin ardından Avrupa’da bir dizi konser düzenleyecek.

MERHAMET VE COŞKU YARATIYOR

Mızıka-i Türki’nin müzik direktörlüğünü doktor Ayhan Özel yapıyor. Altı yeni Türk Musiki bestesiyle 12 eser icra edileceğini belirten Özel, aynı zamanda Mızaka-i Türki’nin şefliğini üstlendi. Mızaka-i Türki sayesinde daha çok coşku ve merhamet duygularını tahrik eden bir form sunduklarını belirten Şef, “Geleneksel Mehteran yapısının yanına, herkesin ilgiyle dinlediği çoksesli müziği ekledik. Bu iki türün oluşturduğu farklı tınıyı evrenselleştirmek istiyoruz. Bando dediğimizde askeri, sert bir görüntü geliyor akla. Ancak asrımızda, bir şeyi kabul ettirmek istiyorsanız toprak fethetmek yerine gönülleri fethetmeniz gerekiyor. Dünyaca ünlü Kızıl Ordu Korosu bile Mehteran çalarken ona eşlik edemiyor. Çalma ve söyleme aynı anda yapılamıyor yani. Mehteranın bas davulu ile orkestranın büyük davulu örneğin, ikisinin akışı çok farklıdır, aynı müzik içinde kullanmak çok risklidir. Biz iki akışı birleştirip yeni form oluşturduk” diyor.

ÇOKSESLİ YEMEKTE BAHARAT DA VAR

Bir ülkenin marka değerinin sanat, teknoloji, kültür sayesinde artacağına vurgu yapan Özel, sözlerine şöyle devam ediyor: “Müzik sayesinde Türkiye’nin marka değerini artırmayı hedefliyoruz. Geleneksel müzik, küresel anlamda herkesi etkileyemeyebilir. Senfoni çoksesli müziktir. Ayrı ezgilerle aynı ezgiyi destekleyen sesler vardır. Zurnanın senfoni orkestrasında kullanılması risktir. Bakır üflemeliler bir tarafta, zurna bir tarafta. İkisi normalde uyumsuz bir ses rengine sahip olsa da risk alarak çok güzel bir şey ortaya çıkardık. Enstrümanlar arasında nakkare de bulunuyor. Hiç sesi gelmese de kullanıyoruz çünkü ekipteki baharat gibi düşünüyoruz ve birçok tat bulunuyor.”

YÖNETİM ŞEFTE OLACAK

Yıllardır Mehteran takımlarında danışman olarak yer alan Muhammed Yolaç, “Konserler esnasında insanları gözlemleme fırsatımız oluyordu. Müzik başlar başlamaz Türkler kadar yabancı insanların da etkilendiğini, ürperdiğini gördük. Gafil Ne Bilir, Yelkenler, Yürekler Kabarık, Sancak Marşı, Devlet Marşı, Hücum Marşı’na çalışıyoruz. Yönetim tamamen orkestra şefinde olacak. Ekip içindeki uyum ve enstrümanların adaptasyonundan memnunuz” şeklinde konuşuyor.


Enver Paşa mehteri canlandırdı

Mızıka-i Türki’nin tarihi açıdan önemi olduğuna değinen yazar Mehmet Dilbaz, şunları anlatıyor: “Dünyadaki ilk askeri bandonun mucidi Türkler’dir. Mehter, Selçuklular’da ilk formunu alıyor. Osman Bey’e beylik alameti olarak, toprak, tuğ, sancakla birlikte bağımsızlığı tanıma alameti olarak mehter takımı gönderiliyor. Osmanlı İmparatorluğunda Mehter, Yeniçeri Ocağı’nın bir parçası haline geliyor. Gece de kakafonik sesler çıkartılıyor ve karşı askerin uyuması engelleniyor, siniri bozuluyor. Bizim tarafta ise gülbank çekiliyor, hücum zamanı tempo artıyor... 1826’da Yeniçeri Ocağı’yla birlikte Mehter kaldırılıyor. İtalya’dan Donizetti Paşa’ya Mızıka-i Hümayun kurduruluyor. Bundan 90 yıl sonra Birinci Dünya Harbi kapıdayken Enver Paşa, orduyu motive edecek eski kültüre ihtiyaç var diyor ve uyuyan Mehteri canlandırıyor. Burada ise dördüncü nesil olarak Batı tarzı müziği Mehter’le birleşti.”


Turistik kalmıştı

Çeyrek yüzyıldır Mehter organizasyonları düzenleyen Feyzullah Altunkaynak, Mehter’e karşı önyargılar olsa da dinlemeye başladığında herkesin etkilendiğini söylüyor. Altunkaynak, “Mehter’in turistik araç olarak kaldığı günümüzde biz, elimizdeki bu güçlü sesi senfoniyle birleştirip genişletmek istedik. Dünya çapında bir ruh oluşturmak, Mehter’i Chopin’le, Mozart’la birleştirmek istiyoruz. Senfoni dışında Mehter’i farklı sound’larla birleştirmeye devam edeceğiz” diyor.

#Mızıka-i Türki
#Enver Paşa
#Mehter
4 yıl önce