|

Mülteci kadınların işi olacak

Danimarkalı Ann Due Hermannsen, lise yıllarında İslamiyeti seçmiş, şimdi 37 yaşında ve hala ailesi Müslümanlığın onun için geçiçi bir heves olduğunu düşünüyor. Tüm baskılara rağmen o yılmamış ve yolundan dönmemiş. Şimdi ise arkadaşı Lise Nielson ile kurduğu Femme Future derneği ile mülteci kadınlara el uzatıyor. Hermannsen, “Mülteci kadınların bir işe ihtiyacı var. Yeniden hayata bağlanmalarını ve kendi işlerini kurmalarını sağlayamak zorundayız” diyor.

Hatice Saka
04:00 - 6/10/2019 Pazar
Güncelleme: 11:49 - 7/10/2019 Pazartesi
Yeni Şafak
Ann Due Hermannsen
Ann Due Hermannsen

Ann Due Hermannsen, Danimarka’da yaşıyor ve 15 yaşında İslamiyeti seçmiş. Son dört yıldır ise Suriyeli mültecilere yardım etmek için canla başla çalışıyor. 2015 yılında Danimarka’daki mültecileri için sosyal medyada kurulan “Arkadaşça Komşuluk” grubundaki faaliyetler ile yetinmeyip Femme Future derneğini hayata geçirmişler. Geçen yıl arkadaşı Lise Neilson ile kurdukları bu dernek ile kamplarda yaşayan kadınların hayatlarını kolaylaştıracak çözümler üretiyorlar. Bunlardan biri de güneş enerjisinden elektrik üreten alet. Hermannsen, “Kurduğumuz bu dernekle amacımız, dünyadaki bütün mülteci kadınların kendi işlerini yapmalarına ve hayatlarını kurmalarına yardımcı olmak” diyor.

Mülteci kadınlar ile ilgili çalışmalarınza geçmeden önce İslamiyeti seçme sürecinizi konuşabilir miyiz?

15 yaşına geldiğiniz zaman Kilise’de komünyona gidip, evet ben Hristiyanlıkta kalmak istiyorum demeniz gerekiyor. Bu süreçte gerçekten Hristiyan olmak istiyor muyum diye kendimi sorguladım. Okulda rahibe durmadan sorular yöneltiyordum. Tanrı her şeyi yarattı ise neden bir kadından oğul edindi. Bu bana mantıklı gelmiyordu. Rahibin verdiği hiçbir cevap beni tatmin etmedi. Kilisede iken kendimi evimde gibi hissetmiyordum. Doğru olmayan bir şeyler vardı ve bunu açıklayamıyordum sadece hissediyordum.


GELDİĞİN YERE GİT DEDİLER

Sonra ne yaptınız?

Kafamdaki sorulara cevap bulmaya karar verdim. Araştırmalar yapmaya başladım. Kütüphaneye gittim ve dünyadaki dinlere ait onlarca kitap okudum. Diğer yandan Hristiyanlığın çok fazla değişik formu var ve onları da araştırdım. Hiçbirinin gerçekten bana hitap etmediğini gördüm. Sonra kütüphanede Kuran-ı Kerim’in Danca tercümesini buldum. Okumaya başlayınca ilgimi çekti ve yanımda götürdüm. Ardından bir Müslüman arkadaşımla buluştum ve kafamdaki soruları ona yönelttim. Tüm cevapları bana mantıklı geldi ve Müslüman oldum.

Ailen ve arkadaşların nasıl tepki verdi?

Ben 37 yaşındayım ve daha lise yıllarında Müslüman oldum. Ailem o günden bu yana hala bunun bir süreç olduğunu düşünüyor. Geçici olduğuna ve fikrimin değişeceğine inanıyorlar. Bazı arkadaşlarım da benimle yollarını ayrıldı.

Müslüman olmanızdan hoşlanmadılar mı?

Açıkçası Danimarka’da çoğu insan için Tanrı’ya inanmak bile bir çılgınlıktır. İslam’ı seçmem onları fazlasıyla rahatsız etti. Benim deli olduğumu düşündüler. Aslında kiliseye gidip, ayinlere katılanların çoğu da inanmadan bunları yapıyor.

İ
slamofobia yaygın mı ?

Bütün Avrupa’yı saran bir İslamofobi dalgası var ve çok hızla yayılıyor. Büyük kentlerde başörtülü olmanız bir sorun teşkil etmiyor. Ancak daha küçük şehirlerde ve kasabalarda başörtülü gezmeniz mümkün değil.

Siz bu anlamda kötü bir olay yaşadınız mı?

Evet, biri başörtü mü çekip çıkarmaya çalıştı ve bana küfürler savurdu. Kendi ülkemde bana nereden geldiysen o ülkeye git dedi. Bu şaşırtıcı değil. Çünkü çok yaygın ve hızla artan bir Müslüman düşmanlığı var.

Her zaman böyle miydi?

Hayır, değildi. Herşey 2011’den sonra başladı. Onun öncesinde hiçbir problem yoktu. Biz Müslümanlar Avrupa’nın yeni Yahudileri’yiz. Şimdi bizi yok etmeye çalışıyorlar.

Suriyeli mültecilerle bir araya gelmeniz nasıl oldu?

Biliyorsunuz İsveç’e ulaşmak isteyen Suriyeli mülteciler Danimarka’ya gelmişti. İlk başlarda sınırda polis onları spor salonu gibi bir yerde toplamıştı. Bir süre sonra mülteciler, daha fazla beklemek istemediler ve yürümeye başladılar. Tren istasyonuna gitmeye çalışıyorlardı. Fakat yürüdükleri yol tehlikeli idi. Danimarka polisi onlara müdahale etmedi. Ancak bu yollarda araçlar çok hızlı gidiyor ve başınıza bir şey gelebilir şeklinde uyardı. Ardından polisler de onlarla yürümeye başladı.

Devlet yetkilileri bu durumda ne yaptılar ?

Onlar sessizdi. Kimse bir açıklama yapmıyordu. Hiçbiri bu sorunu çözmek istemedi. Sığınma ve mülteci meseleleri hakkındaki kısıtlayıcı politikalar, ülkenin sivil toplumu arasında seferberlik yarattı. İnsanlar sıcak giysiler satın alırken, daha küçük bir Danimarkalı grublar da köprüden geçmeleri için arabalarında mültecileri almaya başladılar. Daha sonra da yardım edenlerin sayısı giderek arttı.

Türkiye’deki kamplar için çok gerekli


Derneğiniz Femme Future’ın güneş enerjisinden elektirik üretme projesini anlatmak için neden Türkiye’yi seçtiniz?

Türkiye’yi ziyarete geldik. Çünkü burada birlikte çalışabileceğimiz ve fon bulabileceğimiz kuruluşlar var. Bildiğiniz gibi Türkiye sınırında çok sayıda kamp var. Bu kamplarda ateş yakılırken yangınlar çıkabiliyor ve elektrik sorunu var. Bu aletle bütün işlerini yapabilirler. Mesela kuaför dükkanı açtıklarında bütün aletleri rahatlıkla kullanacakları elektrikleri olacak.

Arkadaşca komşuluk grbubu yayıldı


Siz nasıl dahil oldunuz ?

Haberlerde mültecilerin yollarda yürüyüşünü ve tren istasyonlarında çaresiz bekleyişlerini gördüm. Bir şeyler yapmalıyım dedim. Ertesi gün tren istasyonuna gittim. Bebek bezleri, yiyecek ve su gibi şeyler götürdüm. Facebook üzerinden “Arkadaşca Komşuluk” adında bir topululuk oluşturduk. Avrupa’daki tüm şehirlerden katılım oldu. Hepimizin ortak hedefi Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen mültecilere yardım etmekti. Aynı zamanda Danimarka halkından bazı insanlarla birlikte kıyafet ve yiyecek vermenin dışında onlara iş bulabilmeleri için Cv hazırladık. Ayrı kalan ailelerin birleşmesi konusunda yazışmalar yaptık.

Femme Future nasıl kuruldu ?

Geçen yıl Suriye’deki kamplar için başka bir organizasyonun giysi toplamasına yardım ediyordum .Bir konteyner dolusu giysi gönderdik. Sonrasında iş bulamadığım için bir yenilenebilir enerji şirketinde staj yapmaya başladım. Böylece yenilenebilir enerjinin sunduğu tüm imkanları ve çözümleri gördüm. Orada biri bana sadece Suriyeli dul kadınlar için bir şey yapsanız güzel olur demişti. Güneş enerjisi ile çalışan ve elektirik üreten araçların tüm kamplarda olması gerekiyordu. Bu anlamda arkadaşım Lise Nielson ile bu işe girdik. Daha sonra da dünyadaki bütün yardıma muhtaç kadılanlara götürelim ve onların faydalanmasını sağlayalım diye karar verdik. Amacımız kadınlara ekonomik güçlerini verebilmek.

#Ann Due Hermannsen
#Danimarka
#İslamiyet
#Lise Nielson
#Femme Future
#Mülteci
5 yıl önce