|

Mursi’nin mirası Türkiye’de yaşıyor

Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi mahkeme salonunda şehit oldu. Ailesiyle, avukatıyla görüşmesi yasaktı. Şeker komasına girdiğinde ilaç almasına izin vermediler. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı tüm dünyanın gözleri önünde katledildi. Diğer yandan darbeden sonra Müslüman Kardeşler’in çok sayıda üyesi ve Muhammed Mursi’nin dava arkadaşları İstanbul’da onun bayrağını taşımaya ve mirasını yaşatmaya kararlı.

Hatice Saka
04:00 - 23/06/2019 Pazar
Güncelleme: 17:17 - 22/06/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Şehit Muıhammed Mursi
Şehit Muıhammed Mursi

Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi mahkeme salonunda vefat etti. Mısır’da askeri darbeyle iktidardan uzaklaştırılan 67 yaşındaki Mursi, “casusluk” suçlamasıyla yargılandığı mahkeme salonunda hayatını kaybetti. Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk devriminin ardından 2012’de ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu. Mursi, 3 Temmuz 2013’te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı. Mısır devlet televizyonunda, “Muhammed Mursi’nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı” iddia edilmişti. Mısır Başsavcılığı daha önce yaptığı açıklamada, Mursi’nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğunu açıklamıştı.


SAKIN TUZAKLARA DÜŞMEYİN

Muhammed Mursi’nin, “Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin.” sözleri zihinlere kazındı. Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin hayat hikayesi ise şöyle: 8 Ağustos 1951 yılında Mısır’ın Şarkiyye kenti Heyya ilçesi Adve köyünde doğdu. Mısır’da 2011 yılında gerçekleşen 25 Ocak Devrimi’nin ardından, Haziran 2012’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 51,73’ünü alarak Mısır Cumhurbaşkanlığı görevine geldi. 24 Temmuz 2012’de Mursi’nin Cumhurbaşkanlığını kazandığı resmen açıklandı ve Mursi, 30 Temmuz 2012’de yemin ederek görevine başladı. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi’nin Başkanlığını da yapan Mursi, 2000-2005 yılları arasında Mısır parlamentosunda milletvekilliği yapmıştı.

HAPİSHANELER BASKINI

Makine mühendisi olan Muhammed Mursi, evli ve 5 çocuk babasıydı. Darbe’nin ardından hakkında açılan “Hapishaneler baskını” davasında, Mursi idama mahkum edildi. Ancak bir buçuk yıl sonra Yüksek Mahkeme kararı bozarak Mursi’nin yeniden yargılanmasına karar verdi. Mursi hakkında görevden uzaklaştırıldıktan sonra 6 ayrı dava açıldı. Mursi’nin dört davası karara bağlanmış, iki davasında ise yargılama süreci devam ediyordu. Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i (1981-2011) istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk devriminin ardından, 2012 yılında ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu. Mursi, 3 Temmuz 2013’te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı. Darbe öncesi yaptığı son açıklama akıllara kazınmıştı. Temmuz 2013’te askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Mursi, bilinmeyen bir yere götürülmeden önce Mısır halkına seslenerek, akıllara kazınan tarihi konuşmasını yapmıştı. 25 Ocak 2011 devriminde elde edilen hakları ve meşruiyeti korumanın bedelini hayatı pahasına ödemeye hazır olduğunu vurgulayan Mursi, “Hakkı ve hukuku korumanın bedelini gerekirse hayatımla öderim.” demişti. Mursi, tarhi konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı: “Sizleri, çocuklarımızı, bizden sonra gelecek evlatlarımızı korumak istiyorum. Kızlarımızı, geleceğimizin annelerini korumak istiyorum. Onlar çocuklarına sizin babalarınız ve ecdadınız erkektiler, haksızlık ve bozuk görüşler karşısında asla boyun eğmediler, vatanlarından, haklarından ve dinlerinden en ufak taviz vermediler, diyecekler.”

KANIM AKACAKSA HAZIRIM

Mısır halkının haklarını muhafaza için canını ortaya koyduğunu vurgulayan Mursi, şöyle devam etmişti: “Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin.”Muhammed Mursi ayetlerle dua ederek konuşmasını tamamlamış, “Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi eğritme, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu en bol olan yalnız sensin. Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” demişti .Mursi, o konuşmanın ardından bilinmeyen bir yere götürülmüş, aylarca kendisinden haber alınamamıştı.

Sırlarım benimle mezara gidecek

Muhammed Mursi’nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksut, duruşma salonundaki sanık kafesinde bulunan Mursi’nin son konuşmasında yargılanma sürecini eleştirdiğini belirtti. Ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı’nın, “Şu ana kadar mahkemede neler olup bittiğini anlamıyorum. Avukat görmüyorum. Medya görmüyorum. Ortada bir mahkeme de görmüyorum. Mahkemenin görevlendirdiği avukat da beni savunacak bir bilgiye sahip olmayacak.” dediğini kaydeden Abdulmaksut, Mursi’nin bir şiire atıfta bulunarak “Kendisine zulmetse de ülkesine bağlı olduğunu” söylediğini aktardı. Abdulmaksut, Mursi’nin ayrıca şu ifadeleri kullandığını kaydetti:”Mahkemeden gizli bir duruşma istemiştim. Mahkeme reddetti. Bitti, bu mahkemenin kararı. Ancak ülkemin güvenliği, selameti ve egemenliği için benimle mezara gidecek sırlarım var.” Temmuz 2013’te askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan Mursi, kamuoyunda “Hamas adına casusluk” olarak bilinen dava için hakim karşısına çıkmıştı.


Onurunu korudu

Müslüman Kardeşler’in medya sözcüsü Talat Fehmi, gazetemize yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ O Sisi için büyük bir tehlike arz ediyordu. Çünkü Sisi askeri darbe ile geldi. Altı sene ailesiyle , avukatlarıya görüştürmediler. İlaç almasını engellediler. Muhammed Mursi her türlü anlaşmayı red etti ve onurunu korudu. Hem onu seçen halkı hem de temsil ettiği değerleri korudu. Doktor Mursi, ülkesinin geleceği için canını feda etti. Batılı güçler Türkiye ve Mısır’ın güçlü olmasını asla istemiyor. Bunu bedeleni ödetmek için de her türlü yola başvuruyorlar.”


İnsan hakları örgütü ortaya koydu

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Mısır’ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin hapishane hayatını ve aile hasretini 19 Haziran 2017’de yayımladığı bir raporla gözler önüne serdi. Rapora göre, “kanunsuz” şekilde Mursi’nin ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurmasını ve bu kişilerin Mursi’yi ziyaret etmesini engellendi. Mursi’nin cezaevine girdiği 4 yıl içerisinde, 4 Haziran 2017’de ilk kez ailesi ve avukatının ziyaretine izin verildi. Bu durum, Mursi’nin tutukluluğuna hukuki itirazını dile getirme ve kendisine karşı yöneltilen birçok suçlamaya karşı kendini savunma hakkını baltaladı. HRW’ye konuşan ve adı açıklanmayan Mursi’nin bir akrabası, 4 Haziran’da Mursi’nin eşi ve kızını sadece 30 dakika görmesine izin verildiğini, 4 oğlu ve diğer akrabalarıyla görüşmesinin engellendiğini söyledi.


Onun bayrağını taşıyacağız

Müslüman Kardeşler Şura Meclis Üyesi Mühendis Mithat Haddad, şehit Muhamemd Mursi ile Mısır’da çalışma imkanı bulmuş. Dört yıldır İstanbul’da yaşıyan ve davasını burada yürüten Haddad, Mursi’nin bayrağını taşıdıklarını dile getiriyor. Seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı tüm dünyanın gözleri önünde öldürülmesinin affedilemez olduğunu söyleyen Hadadad “26 Haziran’da, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin son kamuoyu konuşmasını yaptığında yanındaydım. Halkı tarafından sevilen bir liderdi. Onun bayrağını taşıyacağız” dedi.


#Muhammed Mursi
5 yıl önce