|

Müziği duy sesimize ses ol

Prof. Ahmet Baran Dural’ın hazırladığı Çingenelerin Sosyal ve Toplumsal Sorunları: “Mahcup Red Notaları” adlı kitap sadece durum tespiti yapmakla kalmıyor bu renkli topluluğun hakim kültüre entegre olurken yaşadığı sorunlara çözümler de öneriyor.

04:00 - 15/01/2022 السبت
Güncelleme: 22:47 - 14/01/2022 الجمعة
Yeni Şafak
Çingeneler, devletle çatışmak yerine istek ya da şikâyetlerini sivil toplum üzerinden iletmeyi hedefliyor.
Çingeneler, devletle çatışmak yerine istek ya da şikâyetlerini sivil toplum üzerinden iletmeyi hedefliyor.
İPEK TANIR

Ülkemizdeki en sessiz ve kendi halinde sosyal sınıf belki de Çingeneler. Renkli hayatları, müziğin belirlediği yaşam tarzları ile çoğu kez ‘neşe’ ile özdeşleştirilen bu topluluğun yaşadığı toplumsal sorunları ise anlamaktan çok uzağız ne yazık ki. Çingeneleri konu alan belgesel, film, kitap gibi çalışmalar olması gerekenin çok azı. Hele de akademik anlamda kayda değer tezlere rastlamak pek mümkün değil. Neyse ki yakın zamanda bu boşluğu dolduracak çok kıymetli bir saha çalışması yayınlandı.

Çingenelerin Sosyal ve Toplumsal Sorunları: “Mahcup Red Notaları” adlı kitap sekiz yıl süren niteliksel bir araştırmanın ürünü. Çıkış noktası ise Harun Karacan’ın danışmanlığında 2012-2013 eğitim öğretim yılında, Bandırma odaklı özgün bir proje olarak başlatılan “Sevginin Ritmi” projesi. Karacan’ın ani vefatının ardından Çingenelerin güncel- toplumsal sorunlarına ilişkin algısının daha da keskinleştiğini söyleyen Prof.Dr.Ahmet Baran Dural, Bahriye Eseler ve Eren Topuz’dan oluşan ekibiyle bu konuda çalışmaya devam etmiş. Etnik kimlik ve milliyetçilik konusundaki çalışmaları ile tanınan Prof. Dural, sadece durum tespiti yapmakla kalmıyor bu renkli topluluğun hakim kültüre entegre olurken yaşadığı sorunlara çözümler de öneriyor.

ÇİNGENE GENÇLİĞİNE AYNA TUTMAK

Prof. Dural, “Çingeneler konar- göçer bir topluluk. Buna rağmen Türkiye’de küçük bir Çingene grubu dışında Çingene nüfusun büyük bir kısmının yerleşik olduğu görülüyor. Burada sorun yerleşiklik değil Çingene topluluğunun içine gömüldükleri yoksulluk- yoksunluk sarmalından kurtarılması ve Çingene gençliğinin kalıcı resmi, kadrolu- iş güvenliğinden ve sosyal devletin kazanımlarından yararlanarak yaşamalarının sağlanmasıdır. Çingene kimliğinin üst- kültürce hem kuşatılma hem de Çingenelerin kuşatmayı yarma çabası olarak karma okul- Çingene okulu ayrımı önemlidir. Çingene okullarında kendi kültürel değerleri çerçevesinde alt- kültürel koruma duvarlarına sahip olan Çingene gençliği, mahallenin dışında tamamıyla savunmasız, tepkisel hatta suça ve kavgaya yönelik bir ruh hali içerisinden yetişmesine karşın, karma okullarda diğerleriyle makası kapama, herhangi bir dalda uzmanlaşarak başarılı olma fırsatı kendisini hissettiriyor.” diyerek meselenin özüne işaret ediyor.

“Yaşadıkları her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de Çingene kökenliler maalesef en ‘istenmeyen/ sevilmeyen’ grupların başında geliyor. Bu da onları kesif bir hegemonik baskı altında tutuyor. Üstelik Çingenelere yönelik olumsuz algı eşiği, sözlüklerde bile kendisini gösteriyor.” diyen Prof. Dural, tüm bu olumsuz yakıştırmalara rağmen, Çingene toplumunun kendilerine en güvendikleri liman olan, müzik sahasını kullanarak naif bir mücadele yürüttüklerine dikkat çekiyor. Çingenelerin müziği bir varlık alanı olarak gördüklerinin altını çizen Prof. Dural, “Neredeyse doğumlarından itibaren Çingene müziğiyle tanışıp, onunla büyüyorlar. Topluluğun içinde eğitim yoluyla dikey hareketliliği yükseltmek hayli zor, hatta imkânsız olarak algılandığından, Çingene gençler, doğuştan sahip olduklarına inandıkları, ritim silahına tutunarak, çalgıcılık yeteneklerini keskinleştirmeye çalışıyor.” şeklinde konuşuyor.

MÜZİKLER ONLAR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

Prof. Dural’a göre Çingene müziğini topluluğun fikirlerini, düş kırıklıklarını, beklentileri ve tepkiselliklerini ifade etme aracı olarak görmek de mümkün. Hatta siyasal anlamda önemli bir politik örgütlenme sergileyemeyen Çingenelerin, gayrı- resmi ideolojisinin dışavurum biçimi halini alıyor. Dolayısıyla 9/8’in tartışılmaz büyüsü eşliğinde Çingene müziği, hâkim üst kültürden kopmaya değil onunla bütünleşebilmeye yarıyor.

“Mahcup Red Notaları”nda Çingenelere yönelik önyargıların sadece ülkemizde değil dünyanın hemen her yerinde benzerlik gösterdiği de vurgulanıyor. Semavi dinlerin bildirdiği kutsal metinlerde Çingene toplumuna yönelik herhangi bir eleştiri görülmezken örf ve anane işin içine girince gerçekten uzaklaşılıyor. Hz. İsa’nın çarmıha gerilişinde kullanılan çivilerin üretiminden, Hz. İbrahim’in odunlarını tutuşturan iki kardeşin Çingenelerin ilk ataları olduğuna değin, tamamen önyargı ve sorumsuzlukla türetilen boş söylenceler, her çağda kendi zayıflıklarını ve utançlarını başkalarının üzerine yansıtmaya çalışan toplumlara, “iç- huzur” sağlarken, Çingenelere ise taşıması ağır bir yük miras bırakıyor. Neredeyse dünyada işlenen bütün suçların, günahların ve kötülüklerin kaynağı olarak Çingeneleri işaretleyen yanlış inanışlarla beslenen kamuoyu, Çingenelere yönelik haksız eleştirileri toplumsal yaşama da taşıyor. Sürekli ayrımcılığa maruz kalan, ötekileştirilen, olumsuz etiketlerle hayatın dışına itilenler Çingene toplumunda tüm bunlar öğrenilmiş çaresizliğe yol açıyor. Ancak yeni nesil bu öğrenilmiş çaresizliği aşma konusunda oldukça istekli. Kitap boyunca karşılaşılan pek çok örnek eğitimden toplumsal uyuma, devletin ritüellerine saygıdan başarıya duyulan özleme Çingene gençliğinin ülkedeki diğer etnik gruplardan hiç de aşağı kalmadıklarını ve fırsat eşitliği tanındığında yoksulluk- yoksunluk sarmalından rahatlıkla sıyrılabildiklerini ortaya koyuyor. Üstelik etnik kimlikleri tarafından bunca ötelenmelerine rağmen Çingeneler, devletle çatışmak yerine hak taleplerini, istek ya da şikâyetlerini sivil toplum üzerinden iletmeyi hedefliyor.

#Ahmet Baran Dural
#Paradigma Akademi Yayınları
#Çingene
٪d سنوات قبل