|

Müziğin içindeki müziği keşfetmek

Metinlerarasılık alanında Türkiye’nin öncü eserlerini kaleme alan Kubilay Aktulum, bu kez çağdaş sanatçıların eserlerindeki müziklerarasılık ilişkisini çözümlüyor. “Müzik ve Metinlerarasılık-Müziklerarası/Göstergelerarası Etkileşemler ve Aktarımlar” adlı çalışma, klasik müzikten metal müziğine farklı türlerden örnekler barındırıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/11/2017 Cumartesi
Güncelleme: 05:16 - 4/11/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
“Müzik ve Metinlerarasılık-Müziklerarası/Göstergelerarası Etkileşemler ve Aktarımlar” adlı çalışma, klasik müzikten metal müziğine farklı türlerden örnekler barındırıyor.
“Müzik ve Metinlerarasılık-Müziklerarası/Göstergelerarası Etkileşemler ve Aktarımlar” adlı çalışma, klasik müzikten metal müziğine farklı türlerden örnekler barındırıyor.
SELÇUK KÜPÇÜK

Roland Barthes 1970’lerde yayınladığı “Image, Music, Text” adlı eserinde “müzikal pratiği tarihsel diyalektiğin devinimine uygun olarak yeniden keşfetmek” meselesinden bahseder (Roll Dergisi, Haziran 2008, Sayı 130). Özellikle yaşanan çağın ruhuna koşut biçimde algı düzeneklerini kökünden değiştiren postmodern zamanlara yönelik olarak ortaya çıkan yeni eleştiri ve metin çözümleme biçimleri, yazar-metin ve hatta okuyucu-metin ilişkisini değiştirdiği gibi metnin metin ile ilişkisini de farklı bir bakış açısı üzerinden yorumlama alanına dahil etti. Tabi burada “metin”den kastedilenin artık salt edebiyatla ilgili bir metin olmadığını, sinema sahnelerinden, resim tablolarına kadar yorumlanabilen, çözümlenebilen her şeyin kapsandığını belirtelim. Dolayısı ile “müzik” de artık yoruma açık bir metindir. Bu yüzden Barthes’in müzikal pratiği yeniden keşfetmek (yorumlamak) gerektiğine yönelik düşüncesi metin ve yorum münasebetinin geldiği noktayı tanımlaması açısından önem taşıyor. Metin bu aşamadan sonra tek bir yoruma ve anlama sıkışmış, durağanlaşmış, donmuş bir form değil, Umberto Eco’nun söylediği gibi her okuyanın kendi entelektüel birikimi merkezinde çoğalmaya, çokseslileşmeye, çokanlamlılaşmaya “açık yapıt” biçiminde devingen bir hâl alır.

BATI’DAKİ TARTIŞMALARI HABER VERİYOR

Aslına bakılırsa bunun, yaşanan zamanın insan üzerinde oluşturduğu algı ile de yakından ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü artık postmodern zamanlarda modernitenin dayattığı, hatta kurguladığı, verili hale getirdiği algı biçimi deforme edilmiş, siyasetten sosyolojiye, kültürden sinemaya, edebiyattan psikiyatriye kadar hayata dair her şeyin tek bir anlam örgüsü ile açıklanamayacağı düşüncesine ulaşılmıştır. En az iki metnin birbiri ile kurduğu bu ilişki biçimini “metinlearasılık” kavramı ile açıklayan Julia Kristeva ve sonrasında Roland Barthes, Todorov, Gerard Genette gibi eleştirmenlerin çoğalttığı bu yorumlama şeklinin müzikte de kullanılabileceğine dair görüşlerin ilk olarak bütün bu tartışmaların yaşandığı yıllarda ortaya çıkması kuşkusuz şaşırtıcı değil. Böylece tıpkı edebi bir metnin bir başka metinle ya da bir sinema sahnesinin bir başka sinema sahnesi ile kurduğu ilişki biçiminin aynısının müzik eserleri (metinleri) arasında da varolduğuna yönelik düşünce saygınlık kazanarak yeni bir eleştiri kanalının gelişmesine imkan araladı. Müzikteki metinlerarasılık ilişkisinin ise sadece bestelenmiş müzikal diziyi değil, varsa eserin sözel metnini, kendinden önceki müzik formlarından “parodi, pastiş, alıntı” yöntemi ile kendi kompozisyonu içerisinde kullandığı müzikal göndermeleri, şarkı isimleri ya da şarkı sözlerinde, hatta albüm adlarında atıf yaptığı başka metinleri (roman, şiir, mitoloji, öykü), yazarları, sanatçıları, epik karakterleri, roman kahramanlarını vs. gibi çok geniş bir alanı kapsadığını belirtmeliyiz.


Türkiye’de metinlerarasılık meselesi ile ilgili hem ilk hem de bir başucu kaynağı niteliği taşıyan “Metinlerarası İlişkiler” (Öteki Yayınları, 1999, Ankara) kitabının yazarı Kubilay Aktulum bu bahsettiğimiz eleştiri yönteminin uzantısı olan yeni kitabı “Müzik ve Metinlerarasılık-Müziklerarası/Göstergelerarası Etkileşemler ve Aktarımlar” sayesinde Batı’da gerçekleştirilen tartışmalardan geç de olsa entelektüel dünyamızı haberdar ediyor.

SORGULAMANIN İPUÇLARI

Kitap Beatrice Chevassus-Ramaux’un “1970’li Yıllarda Müziksel Alıntı: Biçimler ve Hedefler” ismini taşıyan ve ağırlıklı olarak 1969-1986 yılları arasında müzikal ürünler ortaya koyan çağdaş sanatçıların eserlerindeki müziklerarasılık ilişkisini çözümleyen çalışmasından bahsederek başlıyor ve örnekler üzerinden meseleye yönelik kavramsal çerçeveyi anlamamızı kolaylaştıran bir yol takip ediyor. Dolayısı ile gerek Klasik Batı Müziği ve gerekse popüler müzik (rap, metal, rock gibi) türlerinde sanatçıların veya grupların eserleri arasına sirayet etmiş ikinci ve kimi zaman daha fazla diğer müzik metinlerinin nasıl ve ne şekilde kullanıldığını anlatırken müzik ve metinlerarasılık ilişkisini somutlaştırıyor. Aktulum’un bu kitabını okuduktan sonra dinlediğiniz eserlerin gerek müzikal dizileri ve gerekse sözlerinin başka metinler ile kurduğu ilişkiyi insan merak etmiyor değil. Ancak entelektüel dünyamız için ufuk açıcı, disiplinler arası okuma biçimlerini kışkırtıcı özelliğe sahip bu kitabın oluşturduğu kuramsal altyapı üzerinden bu izleği takip eden ve salt Türk müziği birikimini merkez alan yeni bir kitabı beklemek hakkımız. Kuşkusuz bu çalışmayı çıkartabilecek isim Türkiye’de metinlerarasılık konusunda başvuru kaynağı olan Kubilay Hoca’dan başkası değil.

Toplam sekiz bölümden oluşan kitapta amacının “değişik sanatsal biçimlerin kendilerine özgü yapı ve anlam üretme biçimlerinin dünyada oldukça geçerli bir yaklaşımın verilerine göre nasıl sorgulanabileceğine ilişkin kimi ipuçları vermekten, değişik disiplinlerin içerikleri konusunda değişik algılar yaratmaktan, özel söylem biçimi olarak her birinin metinlerarası işleyişine ilişkin kuramsal öneriler sunmaktan başka bir şey” olmadığını belirten Aktulum’un mevcut eleştiri dünyamıza katkıları tartışma götürmez.

#Müzik ve Metinlerarasılık
#Müzik
#Kitap
6 yıl önce