|

Müzik kimlik oluşturma gücünü kaybetti

Sosyal, siyasal, teknolojik değişimlerin etkisi müzikte de kendini gösteriyor. Medya ve müzik araştırmaları bulunan Prof. Dr. Holger Lund, “Günümüzde birkaç türün fırtınası var. Genel anlamda bakarsak müzik eskiden sahip olduğu kimliği tanımlama gücünü kaybetti. Bir gencin kendi kimliğini arayış sürecine artık damgasını vuramıyor. Pop müziği örneğin 70, 80 hatta 90’larda bile bir güce sahipti. Cihazlar müziklerden çok daha fazla kimlik üzerinde etkili oluyor” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 19/05/2019 الأحد
Güncelleme: 10:40 - 18/05/2019 السبت
Yeni Şafak
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de müzik algısı dijitalleşiyor.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de müzik algısı dijitalleşiyor.

Toplumsal değişimlerin etkisi müzikte de etkin şekilde kendini gösteriyor. Arabeskten rap’e, poptan saykodeliğe kadar farklı türlerin yükselişine şahit olan Türkiye’deki müzik algısını, analog ile dijital farkını, klasik müziğe farklı bakışları medya tasarımı üzerine çalışmaları bulunan Prof. Dr. Holger Lund ve medya tasarım teorisyeni Cornelia Lund ile konuştuk.


TEK SUÇLU POP MÜZİK DEĞİL

Farklı dönemler farklı müziklerin hakimiyetinde geçiyor diyebiliriz. Çağımıza hakim tür hangisi?
Holger Lund:
Bence birkaç türün fırtınası var. Mevcut Türk pop müziği, rock, heavy metal, hard rock. Yeni dalga Türk saykodelik müziği gibi. Genel anlamda bakarsak da müzik eskiden sahip olduğu bir kimliği tanımlama gücünü kaybetti. Bu güç gerçekten gitmiş durumda. Bir gencin kendi kimliğini arayış sürecine müzik artık damgasını vuramıyor. Pop müziği örneğin 70, 80 hatta 90’larda bile bir güce sahipti. Bu bitti. Cihazlar müziklerden çok daha fazla kimlik üzerinde etkili oluyor.
Cornelia Lund:
Evet günümüzde karakteristik hareketler birçok alt dala bölünmüş durumda. Müzik de artık karakteri yansıtamıyor. Bu dünyada da böyle, Türkiye için de geçerli. Bundan dolayı artık bir dönemi tek bir müzik türünün yansıttığını söyleyemeyiz.
İnsan için müziğin önemi nedir?
Cornelia Lund:
Kültür tarihi açısından bakarsak müzik her zaman vardı. Müzik olmadan var olan bir kültür yoktur. Genellikle de dansla birlikteydi. Beden ve bedenin hareketleri sürekli olarak müzikle birlikte gerçekleşiyordu. Araştırmalarımızın odak noktasında müziğin görselleştirilmesi var. Müzik videoları yapıyoruz. Buradan bakacak olursak müzik, bedenin algılarından çok daha derinlere hitap edebilen bir karaktere sahip. İmajlar, görüntüler dışarda olur. Ancak müzik sadece kulakla değil, bütün vücudunuzla sizi etkiler. Yani ses ve titreşimlerin hepsini beraber şekilde algılarsınız. Bu nedenle bana kalırsa müziğin insanoğlunun ilk ritüellerinde yer alan elementlerden birisi olması tesadüf değildir.
Pop müziğin estetik algıyı düşürdüğünü söyleyebilir miyiz?
Holger Lund:
Sanmıyorum. Estetik algıda bir bozulma veya çürüme varsa bu yetersiz eğitim ve cihazların sunduğu düşük estetikten kaynaklanıyordur. Şunu söyleyebiliriz, pop müziğinin diğer türlere göre daha basit bir yapısı var. Ancak pop müzik kendi başına estetik algıyı düşüren bir şey değil.
Artık klasik hale gelen analog ve dijital müzik karşılaştırmalarındaki görüşünüz nedir?
Cornelia Lund:
Stuttgart Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre dijital müzik analog müziğe kıyasla daha ekonomik olduğu için daha fazla ilgi görüyor. Öte yandan analog’a ilgili olanlar da var. Fiziken ana akım potasında eriyen müziğin kalitesi düşüyor. MP3, CD ve akış halinde dinlenen müzik azalırken giderek kalitenin düştüğünü de görüyoruz. Dijital ve analog cihazlara baktığınızda ise zengin elit kişiler analogu tercih ediyor. Analog cihazı alabilir durumda olmasına rağmen muazzam miktarda insan ise bunun ne anlama dahi geldiğini bilmediği için dijital pislikle devam ediyor.

ARABESK GELİŞEMEDİ

Türk müziğinin kaynağı hakkında ne söylenebilir? Türk sanat müziği mi?
Holger Lund:
Konuyla ilgili birkaç farklı görüş var. Bu aslında politikaya ilişkin bir soru. Çünkü özellikle Türk sanat müziği, ilk cumhuriyet döneminde pek tercih edilen bir tür olarak görülmedi. İlginç olarak 1970’lere gelindiğinde bu müzik türü geri döndü. Adeta tarihin yeniden yazılması gibi.
Arabesk müziğin bir hakimiyeti var mı sizce?
Holger Lund:
Arabesk hakkında pek bilgim yok, takip etmiyorum. Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, Gülden Karaböcek biliyorum. Gördüğüm, arabesk müzik alanında, ilk çıktığından sonraki dönemde ciddi bir gelişme de yaşanmadı.
  • Öncü gruplar rap’i sevdirdi
  • Avrupa’da Türk müziği denildiğinde akla ne geliyor?
  • Cornelia Lund:
    Sosyalleşmeye bağlı olarak Türkiye’de saykodelik müzik en yüksek ilgi döneminde. Birçok kişi arabeskin ne olduğunu bilmiyor. Müziğin arka planına gelecek olursak da günümüzde Türk Sanat müziğinin modern bestecileri var. Bu tür de canlılığını koruyor.
  • Holger Lund:
    Almanya’da ikinci, üçüncü ve dördüncü jenerasyonlar rap müziğine ilgili, çok seviliyor. Cartel, Islamic Force gibi öncü grupların bu durum üzerinde büyük etkisi var.

Opera, Batılı olduğu için geldi

Klasik müzik kültürünü takip eden insanlara karşı farklı bir bakış var Türkiye’de. Bunun kaynağı nedir?
Holger Lund:
Türkiye bağlamında bence bu cumhuriyetçi elitisizm ve müzik politiği tarihi ile alakalı. Bu algı Atatürk ve Ziya Gökalp gibilerin bulunduğu cumhuriyetçi zamandan geliyor. Şunu biliyoruz ki, Türkiye’yi batılılaştırmayı ve modernleştirmeyi amaçlıyorlardı. Operayı getirdiler, sadece opera dinlenmesi için değil, batıya ait bir olgu olduğu için. Türk toplumunda ise bunun bir geri tepmesi oldu ve sınırlı bir kesimde kalarak başarısız oldu. Sonuçta Avrupai klasik müziği daha çok dinleyenler elit kesimlerde oldu.
#Rap müzik
#Prof. Dr. Holger Lund
#Medya ve müzik
#Cornelia Lund
٪d سنوات قبل