Televizyonun vazgeçilmezlerinden olan gündüz kuşağı programlarını farklı bir bakış açısıyla ele alan Nalan filmi, 7 Ocak’ta vizyona giriyor. Yeni yılın ilk komedi filmi olan Nalan’ın başrolünde Açelya Topaloğlu ve ünlü fenomen Sergen Deveci var. Fatih Mutlu’nun yazıp yönettiği filmin yapımcısı Ertuğrul Fındık.
Sabah programlarının başarılı sunucusu Nalan Kazak, bir kaza sonrası 2 yıl ara verdiği programına yeniden başlayacaktır. Canlı yayın başladıktan kısa bir süre sonra Nalan’da büyük bir gariplik belirir. Başarılı sunucu, övmek istediği birine hakaret eder, öfkelendiği zaman ağzından hoş sözler dökülür. Nalan’ın hikayesi alışılagelmiş komedi türünden biraz daha farklı gelişir.
SHOW DEĞİL REALİTE
Uzun zamandır gündüz kuşağı programlarını takip ettiğini söyleyen filmin senaristi ve yönetmeni Fatih Mutlu, bu programların bütün dünyada karşılık bulan “reality show” konseptinin bir çeşidi olduğunu, ancak bizde işin “şov” kısmının uzun zamandır unutulduğunu anlatıyor. Mutlu, “Olup biten her şey ‘realite’ imiş gibi davranılıyor. ‘Şov’ dünyasında mesleğini icra eden biri olarak benim canımı sıkan bir şeydi bu. Filmimizde bir sahne var; ilahiyatçı konuk kainatın yaratılışını anlatırken sunucu sözünü kesiyor ve ‘Kainat yaratılmadan önce müsaadenizle yemeğimizi bir kontrol edeyim’ diyor. Buna gülüyoruz mesela ama ben bunu birebir gündüz kuşağındaki bir programdan aldım. O sunucu günlük hayatında böyle bir şey yapmaz, ama bu ‘gerçekmiş’ gibi davranıldı” diyerek senaryonun çıkışını anlattı.
DÜŞÜNDÜĞÜMÜZÜN TERSİNİ YAPIYORUZ
Başarılı bir doktorun kameralar açıldığında göbek atmaya başlaması sahnesine “Bu kadarına gerek var mı?” diye düşündüklerini söyleyen Mutlu, “Birebir aynı durum televizyonlarımızda yaşandı. Normalde yapmayacağınız şeyi neden TV’lerde yapıyorsunuz?’ Filmde bu sorunun peşine düşüyorum işte” diye özetledi.
Gündüz kuşağına gönderme
- Nalan’ın bir komedi, aynı zamanda meselesi olan bir film olduğunu söyleyen Yapımcısı Ertuğrul Fındık, “Aslında hepimiz televizyonda izlediğimiz birçok şeyin absürtlüğünün farkındayız. Bir televizyoncu kadının dönüşümü üzerinden medyanın bu absürt haline gönderme yapıyoruz. Müge Anlı ya da Esra Erol’un bazı ‘ciddi’ programları bana göre bizim filmimizden daha komik. Ama onlar trajikomik. Bizim filmimize gülüp eğlenebilirler. Ancak sabah programlarında bunlar ‘gerçek’ olarak sunuluyor. Asıl komedi de bu zaten” diyerek gündüz kuşağının durumunu ortaya koyuyor. Fındık, “Biz film yapmaya devam etmezsek çocuklarımız kısacık youtube videolarında yüzeyselliğe mahkum olacaklar” mesajını da ilave ediyor.
