|

Nigar Hanım’ın günlükleri müzeden çıktı

Osmanlı’nın son dönemindeki en önemli isimlerinden Şair Nigâr Hanım’ın Türk edebiyatına ışık tutan günlükleri özel eşyalarının bağışlandığı Aşiyan Müzesi’nden çıktı. Şair Nigâr Hanım, Türk edebiyatında en uzun süre günlük yazan isim. Günlüğün ilk sekiz defterini yayınlayan Zeynep Berktaş 56 yıllık ömrünün yaklaşık 31 yıllık kesitini günlük formunda belgeleyen Nigâr Hanım’ın günlüklerinin toplam 19 ya da 20 defterden oluştuğunu ancak günümüze 13 defterinin ulaştığını söylüyor.

Halil Solak
04:00 - 2/05/2021 Pazar
Güncelleme: 21:37 - 30/04/2021 Cuma
Yeni Şafak
Şair Nigâr Hanım
Şair Nigâr Hanım

Şair Nigâr Hanım, Osmanlı’nın son döneminde yaşayan en önemli ve öncü kadın yazarlardan biri. Hikâyeden tiyatroya, çeviriden makaleye pek çok türde eserler veren Nigâr Hanım’ın edebiyat ve kültür dünyamız için en önemli eseri günlüğü. Edebiyat çevrelerince yıllardır yayınlanması beklenen günlüğün metni, Nigâr Hanım’ın 1918’deki vefatından sonra oğulları tarafından Âşiyan Müzesi’ne teslim edilmişti. 10 yıldır bu hacimli metin üzerinde çalışan ve ilk cildini yayınlayan Zeynep Berktaş ile günlüğün macerasını konuştuk.

Nigâr Hanım’ın Türk edebiyatındaki yerinden başlayalım…

Ara Nesil Dönemi’nde eser veren Nigâr Hanım pek çok konuda öncü bir isim. Öncelikle Divan şiiri geleneğinden ayrılarak kendi kadınlık duygu ve düşüncelerini anlatıyor. Şiire kadın ruhu ve dünyasını getirme cesareti gösteriyor. Başka kadınlara da bu konuda örnek oluyor. Şiirlerine hemen kadınlar tarafından nazireler yazılıyor, bunlar gazete ve dergilerde yayımlanıyor. Bir başka noktadan da öncü. Edebiyatımızda en hacimli günlüğün sahibi. Bugüne kadar yayımlanan günlüklerin hacmine bakılırsa tamamlandığında Nigâr Hanım’ın edebiyatımızda en uzun süre günlük yazan isim olduğu ortaya çıkacak.


Şair Nigâr Hanım’ın günlüklerini çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Nigâr Hanım’ın günlüklerinden Nazan Bekiroğlu Hocam’ın yazdığı “Şâir Nigâr Hanım” monografisi vesilesiyle zaten haberdardım. Daha önce katkıda bulunduğum “Sevgili Kızım: Fuad Köprülü’den Fevziye Abdullah Tansel’e Mektuplar”, “Fazıl ve Feylosof Kızım: Fatma Aliye’ye Mektuplar”, “Ay Dolanır Günler Geçer: Fevziye Abdullah Tansel’in Günlükleri” gibi kitaplar hasebiyle günlük ve mektuplara ayrı bir ilgim ve merakım vardı zaten. Yaklaşık 10 yıl önce Nazan Bekiroğlu Hocam’ın önerisi ve yayın yönetmenimizin beni tavsiyesiyle başladı bu serüven.

İMHA EDİLEN DEFTERLER!
Günlükler kaç defterden oluşuyor?

Günlüklerin toplam 19 veya 20 defterden ibaret olduğuna dair kayıtlar var. Ancak elimizde 13 defter mevcut. İlk 8 cildini bir cilt hâlinde topladım. Geri kalan kısmı sonbaharda 2. cilt olarak yayımlanacak.

Diğer defterlerin imha edildiğinden bahsediliyor. Nedir bu mesele?

İmha edilen defterler konusunda hâkim olan iki görüş var: Biri Nigâr Hanım’ın kendisi tarafından imha edildiği. Bunun sebebi olarak da şu öne sürülüyor: Nigâr Hanım’ın günlüğünün bazı yerlerinde İttihat ve Terakki’ye ağır tenkitler yönelttiği, bu sebeple de yok ettiği vurgulanıyor. Bunun doğruluğu tartışılır. Çünkü Nigâr Hanım elimizdeki günlüklerinde de İttihat ve Terakki’ye ülkeyi düşürdükleri durum sebebiyle ağır tenkitler yöneltiyor. Eğer bu sebeple yapsaydı onları da ayıklama yoluna giderdi.


Bu ihtimal biraz zayıf o halde... İkinci görüş nedir?

Hem İttihat ve Terakki hakkındaki tenkitler hem de aile içi mahrem konular sebebiyle oğullarının bir ayıklama yaptığı yönünde. İkinci görüş daha doğru gibi geliyor bana. Çünkü Nigâr Hanım çok cesur bir kadın ve günlükleriyle arasında çok hissî bir bağ var. Günlükleri okuduğumda bunu gördüm. Bu sebeple onun kıyabileceğini, hele defterleri tam olarak yok edebileceğini zannetmiyorum. Günlükleri elimizde olsaydı kültür ve edebiyatımız adına büyük kazanç olacaktı diye düşünüyorum.

GÜNLÜKLERİ BABASINA OKUYOR
Peki günlük, hatırat ya da mektup konusunda hep şöyle bir soru akla gelir: Acaba yayınlanmak üzere mi yazıldı? Peki Nigâr Hanım günlüklerini bir gün yayınlanmak üzere mi kaleme almış?

Günlüklerde buna dair bir talebe rastlamadım. Ama bunu isterdi herhalde. Çünkü hayatının neredeyse bütün ayrıntılarını anlatmış. Babası Osman Paşa’nın teşvikiyle günlük yazmaya başladığını düşünüyorum. Nigâr Hanım’ın eşi İhsan Bey son derece problemli bir insan. Onun yüzünden çocuklarına ve sıcak bir yuvaya hasret kalıyor. Babasının içindeki sıkıntıları dışa vurması için bir yol olarak Nigâr Hanım’ı günlük tutmaya teşvik ettiği anlaşılıyor. Günlükte şunu görüyoruz: Nigâr Hanım genellikle sabahları günlüklerini babasına okuduğunu kaydediyor. Böylece Osman Paşa onun ruh dünyasını da kontrol ediyor. Babası ve annesi hayatları boyunca Nigâr Hanım’a destek oluyorlar. Bunu günlüklerde sık sık vurguluyor.

Günlükleri Nigâr Hanım’ın hayatının hangi dönemlerini kapsıyor?

Nigâr Hanım 25 yaşından itibaren günlük tutuyor. Hayatının sonuna kadar bazen her gün bazen aralıklarla yazıyor. Birinci defterin tarihi 24 Ocak 1887 ve son defter olan yirminci defterin tarihi ise 31 Ekim 1917. 1918’de vefat ettiğine göre 56 yıllık ömrünün yaklaşık 31 yıllık kesitini günlük formunda belgelemiş. Bazen günlüğüne yazmaya ara verdiği için kendi kendine sitem ediyor. Bazen de kâğıt ve kalemi dertlerine ortak olmaya çağırıyor. Dediğim gibi Nigâr Hanım’ın günlüğüyle arasında çok derin bir bağ var.


Sultan Abdülhamid’den nişan
Nigâr Hanım’ın babası bir Osmanlı paşası. Dolayısıyla devrin önemli şahsiyetleriyle tanışmış, dostluklar kurmuş olmalı kızı da. Devlet erkânından kimlerle temas halinde Nigâr Hanım?

Nigâr Hanım’ın yerli ve yabancılardan oluşan geniş bir çevresi var. Pek çok devletin konsolosluk görevlileriyle babası vasıtasıyla tanışıyor ve onların verdiği davetlere katılıyor. Bildiği yabancı diller vasıtasıyla yabancılarla rahatlıkla diyalog kurabiliyor. Resim ve musikiyle ilgilenmesi, bilhassa piyanodaki ustalığı onu dost çevresi içinde bir merkez hâline getiriyor. Sultan II. Abdülhamid tarafından kendisine bir nişan veriliyor ve Abdülhamid, devrinde böyle bir “şaire” yetiştiği için gurur duyduğunu ifade ediyor. Bu da Nigâr Hanım için yazmaya çok büyük teşvik oluyor. Daha sonraki dönemlerde özellikle Meşrutiyet’ten sonra saray ve çevresiyle yakın ilişkileri var. Sultan Reşad, Veliahd-ı Sani Sultan Vahdettin, Şehzâde Burhanettin Efendi, Hatice Sultan, Fehime Sultan, Naciye Sultan’la görüşmeleri var. Bu görüşmeleri günlüklerde ayrıntılı olarak anlatıyor. Saray ve çevresinden maddi ve manevi yardımlar görüyor ve minnettarlığını günlüklerinde dile getiriyor. Münif Paşa, Salih Münir Paşa başta olmak üzere devlet adamlarıyla da görüşüyor.


Edebiyat ve müzik dünyasından da iyi bir çevresi olmalı?

Babası devrin önemli piyano ustalarından ders almasını sağlıyor. Ünlü piyano hocaları olarak Cosmi Devlet, Géza Hegyei, Henri Furlani dikkat çeker. Edebiyat çevresi de çok geniş. Recaizâde Mahmut Ekrem günlüklerde en çok görülen ve aile dostu kabul edilen bir isim. Bunun yanı sıra Ahmet Mithat, Ahmet Rasim, Cenab Şahabeddin, Süleyman Nazif, Faik Ali başta olmak üzere devrin pek çok ünlü ismi Salı toplantılarına katılıyor. Kadın yazarlardan Makbule Leman, Fatma Aliye Hanım ve Emine Semiye Hanım’la arkadaş. Özellikle Emine Semiye Hanım’ı ruhunu en iyi anlayan insan olarak görüyor ve ayrı bir yerde konumlandırıyor. Kadın yazarlarla bazı toplumsal faaliyetlerde de bulunuyor, yardım derneklerinde çalışıyor.


Hem kardeş hem dert ortağı
Nigâr Hanım’ın kendi çağdaşı kadın yazarlarla ilişkileri nasıl?

Fatma Aliye Hanım ve Emine Semiye Hanım’la arkadaş olduğunu vurgulamıştım. Nigâr Hanım’ın hatıra defteri olan Albüme-i Edibe’de ikisinin de çok samimi yazıları var. Özellikle Emine Semiye Hanım, Nigâr Hanım için arkadaştan da öte bir kardeş gibi. Hem kardeş hem dert ortağı. Emine Semiye Hanım, “Onu benim kadar kimse anlamadı.” diyor ölümünün ardından yazdığı yazıda. Emine Semiye Hanım Serez’deyken Nigâr Hanım onu iki defa ziyaret ediyor. Emine Semiye Sefalet romanını Nigâr Hanım’a ithaf ediyor. Görüşemedikleri zaman mektup yoluyla bağlantı kuruyorlar. Bu samimi mektuplardan bir kısmı bugüne ulaşmıştır. Ayrıca yine dönemin en önemli kadın yazarlarından Makbule Leman ile de iyi arkadaş olduğunu da biliyoruz.

#Nigâr Hanım
#Şair
#Edebiyat
3 yıl önce