|

Okuma notları: İkindiyazıları

İkindiyazıları diye bir dergi vardı. Ücretsizdi. Edebiyat dergisi olmasına rağmen iki bin okuyucuya ulaşmıştı. Tıpkıbasımı yapılıp tek ciltte toplanan efsâne dergi artık elimizin altında..

Hakkı Yanık
04:00 - 15/11/2022 Salı
Güncelleme: 21:52 - 14/11/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
İkindiyazıları
İkindiyazıları
Andırın
’daki
Sanat Matbaası
’nda kurşun harfleri tek tek elle dizilen eski bir makine ile basılıp yayımlanan
Andırın Postası
gazetesinin sanat eki
İkindiyazıları
’nın ilk nüshası okurla buluştuğunda Gazi Üniversitesi’nde ‘taze’ öğrenciydim.
İkindiyazıları’nın çıkış hikâyesi sanki bir destanın başlangıcı gibidir: İlk sayı
Kahramanmaraş
’ın Andırın ilçesinde yayımlanan Andırın Postası’nın içinde tek yaprak olarak 24 Nisan 1984’te çıkar. Üç yıl sonra iki yaprak (dört sayfa) ve bağımsız bir dergi haline gelir. Dergiyi
Kâmil Aydoğan
(H. İsmail Yasin) yönetir. Genel düzenden de
Mehmet Ali Zengin
(Nedim Ali) sorumludur. 90. sayıdan itibaren yönetmenlik her sayı başka bir isme geçer. Düzen ve düzelti sorumlusu ise değişmez. 126. sayıdan sonraysa yayıma iki aylık olarak devam eden dergiyi
Ömer Aksay
yönetir. Yarım gazete boyunda, sarı kağıda kapaksız ve resimsiz basılan İkindiyazıları, bu tarihten itibaren taşra ve büyük şehirlerde yaşayan şairlerle yazarların alâkasını çeker. Dergide, Adnan Özer, Ali K. Metin, Arif Ay, Cevdet Karal, Cihan Aktaş, Duran Boz, Ebubekir Kurban, Fatma Şengil, Gökhan Özcan, Halime Toros, Hakan Albayrak, Hasan Aycın, Hüseyin Akın, Hüseyin Atlansoy, İbrahim Kiras, İhsan Deniz, İlhami Atmaca, İrfan Çiftçi, Kâmil Doruk, Kâmil Yeşil, Kemal Sayar, Levent Sunal, M. Âkif Kireçci, Mevlana İdris, Mehmet Şeker, M. Ragıp Karcı, Mustafa Aydoğan, Mustafa Özçelik, Mustafa Ruhi Şirin, Nazir Akalın, Nihat Genç, Nurullah Genç, Osman Özbahçe, Ömer Aksay, Recep Garip, Şaban Abak ve Yaşar Bedri gibi isimler yeralır.
Beş-altı yıl içinde etkili, sevilir ve adından sıkça sözedilir hale gelen İkindiyazıları, hikâye, şiir, deneme ve portre gibi edebî türlere yer vererek âdeta taşradan Türkiye’ye açılan bir pencere vazifesi görür. İşin mucizevî yanı şudur ki bütün bu çalışmalar (istisnalar dışında) sadece dört sayfaya sığdırılır! Böylelikle Andırın’dan çıkıp Maraş’a ulaşan cılız su, gürleşerek Türkiye ırmağı olur. Nice genç kalem burada neşvünema bulur. 131 sayı çıkan ve son nüshası Ekim 1994 tarihini taşıyan dergi, yaklaşık iki bine yakın aboneye ücretsiz olarak ulaşır. Orijinal ve sivildir İkindiyazıları; alanında tek ve samimidir. Destanlaşan bir mücadelenin adıdır. İşte o destan, geçen yıl
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi
’nin himayesinde,
Duran Boz
’un editörlüğünde tıpkıbasımı yapılarak tek ciltte toplandı ve yitmekten kurtarıldı.

İnanmış birkaç adamla başlayıp küçük hayalleri büyüğe, ‘yokluk’ları ‘var’a çeviren ‘İkindiyazıları destanı’nın sadece bir ‘tıpkıbasım’da kalması üzücü. Bu muhteşem hikâyenin şimdiye kadar kameraya yansıtılmaması Türk sinemasının bugünkü hal-i pürmelâlini gösteriyor herhâlde.

Merhum M. Ali Zengin’in kendisine yöneltilen,
“İkindiyazıları neden ücretsiz?”
sorusuna, verdiği, “Dergimizi parayla satmıyoruz.
Çünkü bu emeği asla parayla satın alamazsınız.
” cevabını hatırlayalım ve destanlaşan yayınlarımızı, destanlaşan insanlarımızı unutmayalım.

POSTA ÇIKINI

İkindiyazıları bahsi açılmışken
Posta Çıkını
’nı atlamak iyi olmaz. İkindiyazıları’nın iletişim eki olarak yayımlanıyordu ‘çıkın’. Bir nevî mektup dergisiydi ve mizahî yanı vardı. Zamanının sosyal medyasıydı, ‘sosyal matbuat’ı yani. Bu ekte dergiye katkı verenlerin mesajları ve okuyucuların mini mektupları yeralıyordu. O mektuplaşmaya
Sûhte
müstearıyla katılan biri olarak hatırladığım onlarca müstear isim var. Bir Garip Asker, Farz-ı Mahal Ben, İpucu R., Kardeşin Grand, Kasımpaşalı, Kendileri, Mesture Abla Bacınız, Mim Ye, Mugâyir Sosyolog, Muhtar, Senin İfadenle Şâir, Slogancı, Toplumsal Biri ve Üç Kitapşörlerden Biri bunlardan bazıları. Tıpkıbasıma Posta Çıkını da dahil edilebilseydi ne güzel olurdu. Çıkın’ın
Slogancı
’sından bir alıntıyla bitirelim:
Kahrolsun alışveriş ve paranın soysuz imparatorluğu!

Hepimizin ‘Hamle’si

Gazetedeydim. Mesaiye ara vermiş,
Luan Starova
’nın
Keçiler Dönemi
’ni (
Dergâh Yayınları
) okuyordum.
Yeni
Şafak
’ın emekçilerinden
Gökhan Görkay
arkadaşımız aradı. “Sana bir şeyler geldi abi” dedi, “Maraş’tan.” Gittim, paketi teslim aldım. Duran Hoca göndermiş. İkindiyazıları’nın ardından bir başka güzellik:
Hamle
. Yeni, hem de tek ciltte!
70 yıl öncesinin dergisidir Hamle. İdare yeri
Maraş Lisesi
’dir. 22 sayı yayımlanan derginin istikrarlı bir çizgi sürdürmediği, sahibinin sık sık değiştiği, bazı yıllar çıkamadığı görülür. İlk çıktığı yıl (1952) iki sayı, ikinci yıl dört sayı, üçüncü yıl yedi sayı, dördüncü yıl beş sayı çıkar dergi. İki yıl ara verdikten sonra 1958’de üç sayı daha yayımlanır. 22 sayıdan biri kayıptır! (18. sayı). Cahit Zarifoğlu, Jacques Prevert, M. Nuri Pakdil, Özdemir İnce, Salah Birsel, Samim Kocagöz, Sezai Karakoç, Şevket Yücel, Y. Kadri Karaosmanoğlu ve Y. Nabi Nayır gibi ilginç isimlere yer veren Hamle, ‘güzel adamlar’ın ‘atılım’ yaptığı bir dergi olur, edebiyat ve fikir dünyasına önemli katkılar sağlar, gençlerle ustaları buluşturur.
Hamle’nin var olan 21 sayısı,
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi
’nin
kültür dairesi
tarafından tekrar basılıp tek ciltte toplandı. İkindiyazıları’nda olduğu gibi bu tıpkıbasımın da editörlüğünü yapan isim Duran Boz. Kahramanmaraş Belediyesi’ne, Duran Hoca’ya ve tıpkıbasıma emek verenlerin cümlesine şunu söylemek istiyorum:
Dergiseverlerin kalbinde ‘özel’ bir yeriniz var, unutmayın!.

BİR EDEBİYAT ÂŞIĞI: DURAN BOZ

Duran Boz
Hoca ile tanışıklığımız ‘gönül’den. Telefonla görüşürüz arada bir. Çalışmanın ve azmin insan suretine girmiş hâlidir. Bir edebiyat âşığıdır. Okur, yazar, derler, yayımlar. Bıkmadan usanmadan çalışır, çabalar. 1958’de Maraş’ta doğan Hoca, tahsilini bitirir, öğretmen olur. Altı çocuk büyütür. Bir yandan da yazı ve şiirler yazar. Edebiyata kafa yorar. Dergiler yönetir, editörlük yapar. Yahya Kemal, Mehmet Âkif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi önemli isimler üzerine çalışmalar yürütür. Şiir ve yazılarında
Ömer Erinç
adını kullanan Boz,
Turna Gözleri ve Karanfil
(şiir-1991),
Geniş Zaman Süvarileri
(şiir-1999),
Seferi Yazılar
(günlük-2010) adlı eserleri kaleme alır. Köksal Alver ile birlikte
Mekân Hikâyeleri
’ni (
İ
z Yayıncılık
-2017) hazırlar. Daha birçok çalışmada (derleme, biyografi vs.) onun imzasını görmek mümkündür. Hocalığa ve edebî uğraşlarına devam eden Boz’u muhabbetle selâmlıyorum: Kalemine kuvvet Hocam!..
#İkindiyazıları
#Posta Çıkını
#Andırın
#Duran Boz
1 yıl önce