Başhekim Ahmet Ayer, Ramazan ayında oruç tutmanın ruh ve sinir hastalıkları yaşayanlar açısından huzuru bulma yolu olduğunu söyledi. Oruç tutmanın bir motivasyon aracı olduğunu belirten Ayer, 16 saate varan oruç süresinin yeterli beslenilmediği taktirde halsizlik, bitkinlik, konsantrasyon bozukluğu ve gerginlik yaratabileceğini kaydetti. Orucun faydasına inanıldığı takdirde huzur aracı olacağını ifade eden Ayer, "Ruh sağlığını çok daha olumlu yönde etkiliyor. Oruç kendimizi daha iyi noktaya getirebilmek için inandığımız bir ibadet. Faydasına inandığımızda zorluklara karşı dayanıklılığımız artıyor. Sindirim sistemi, dolaşım sistemi Ramazan ayında temposunu düşürüyor, kendisini dinlendiriyor. Bu sistemlerin kendisini onarması için önemli bir fırsat oluyor. Sağlığı yerinde olan ve istekli olan insanlar için bu faydalar söz konusudur. Oruçlu olmak sadece aç ve susuz kalmak değildir. Kendimize disiplin uygulamamız anlamına geliyor" dedi.
Ruh ve sinir hastalarının, ruhsal anlamda yenilenmeye ihtiyacı olduğunu ve hastanede bunu başarmaya çalıştıklarını kaydeden Ayer, orucun da bunun için bir fırsat olabileceğini söyledi. Ayer, "Oruç tutarak ruhsal anlamda yenilendiğimizi, tazelendiğimizi, kendimizin sınırlarını aştığımızı, yeni hedeflere hazır olduğumuzu hissedebiliriz. Aldığımız hazlar, mutluluklar, başarma hissi huzur düzeyimiz artar. Ruh hastaları için orucun önemli bir rolü vardır. Ancak düzenli tedavi verdiğimiz hastalardan, akıl hastalığı tedavisi görenler için oruç tutmanın farz olmadığını, tedavileri açısından da bunun mümkün olmayacağını söylüyoruz. Tedavi düzeninin bozulmaması gerekir. Düzenli ilaç kullanması gerekmeyen psikiyatri hastalarında, kendisini yeniden toparlamaya çalışan, sevgiye, yeniden hayata katılma fırsatı kazanmak isteyen akıl hastalığı dışında depresyon hastalarında, aksiyete bozukluğu grubu hastalarında oruç yararlı olabilir. Akıl hastaları dışındaki hastalarımızın tedavileri uygunsa bu huzur ve mutluluğu bulmaları için orucun yeni bir yol olduğunu
