|

Öteki İngiltere’nin siyah-beyaz tanığı

Londra’da bir sokaktayız. Karşımızda siyah beyaz bir dünya. Fotoğraflar Tish Murtha’ya ait. 1950’lerin ortasında düşük gelir grubuna mensup bir ailenin on çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya gelen fotoğraf sanatçısının çektiği karelerde gerçek insan hikayeleri var.

Yeni Şafak ve
12:36 - 1/07/2018 Pazar
Güncelleme: 12:41 - 1/07/2018 Pazar
Yeni Şafak
1950’lerin ortasında düşük gelir grubuna mensup bir ailenin on çocuğundan üçüncüsü olarak  dünyaya gelen fotoğraf sanatçısının çektiği karelerde gerçek insan hikayeleri var.
1950’lerin ortasında düşük gelir grubuna mensup bir ailenin on çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya gelen fotoğraf sanatçısının çektiği karelerde gerçek insan hikayeleri var.

Oxford Circus metro istasyonuna sadece birkaç dakika mesafede merdivenlerden inilen bir sokak. Sokak Londra’nın tüm gösterişinden uzak, adeta terkedilmiş görüntüde. Kapıdan içeri girdiğinizde üst katlara çıkmak için zamanın gelmediği söyleniyor ve beklemeye başlıyorsunuz. Burayı ziyaret sebebiniz İngiltere’nin refah döneminin başlarında kendilerine iyi bir gelecek gelmesini bekleyen gençlerle, çocuklarla buluşmak. Yıllardan 2018 ve bu çocukların birçoğu şimdi orta yaşlarının üzerinde olmalı. 1970’lerde Newcastle’da çekilen fotoğraflar, üzerine cila çekilmiş refah devletinin hemen öncesine denk geliyor. Zamanın geldiği ve fotoğrafları yakından görebileceğimiz bilgisi ulaşıyor ve bu çocuklarla buluşmadan önce binanın en üst katına çıkıyoruz. İsteğimiz, diğer fotoğrafçıların Daa tanık oldukları insanlara ve insanlık hallerine tanıklık etmek. En üst kata çıkarken tulum giymiş şapkalı ve gözlüklü biriyle karşılaşıyoruz. Türkiye’den geldiğimizi öğrenince merhaba diyor, Alanya’ya tam 13 defa gelmiş. İrlandalı, cana yakın bir fotoğrafçı. Kartvizit değiş tokuşundan sonra farklı hızlarla sergiyi gezmeye devam ediyoruz. Üst katlar, görmek istediğimiz siyah-beyaz sosyal belgesel fotoğraflarına göre daha ışıltılı bir hayatı anlatıyor.


ÖFKE VE BOŞ BAKIŞ

Plajlarda türlü özelliklere sahip orta sınıf, sinemada sahneye mıhlanmış bakışlarıyla kültür endüstrisi tüketicilerinin fotoğrafları. Video yerleştirmeler de var. Aşağı katlara doğru inerken adeta toplumsal sınıflar arasındaki görünmez sınırları simgeliyor. Anne, baba ve iki kız çocuğundan oluşan gezi heyetimiz kendi rotasını çiziyor. Sergideki tamamı siyah-beyaz olan fotoğraflar İngiltere’nin zenginliği halk tabanına yaymadan önceki halini gösteriyor. Bugünlerde ancak mülteci kamplarında rastlanabilecek kareler sanayi sonrası topluma geçişte çöken toplumsal katmanların acı birer belgesi olarak belleğe kazınıyor. Fotoğraflardaki çocukların yanında büyükler, büyüklerin yanında çocuklar yok. Gençlerin gözlerinde de umut belirmiyor. Öfke ve anlamsızlık, bir de amaçsız bir bekleyiş. Bu kareleri çeken kişi, yetmişler ve seksenlerde genç işsizliği temasının etrafında sokakları arşınlamış bir fotoğrafçı. Siyah beyaz ve fotoğraf deyince aklınıza kolayca gelecek erkek imgesi zihninizi hapsetmesin. Bu kareler kadın bir fotoğrafçıya, Tish Murtha’ya ait.

BENZİN POMPACISIYMIŞ

1950’lerin ortasında düşük gelir grubuna mensup bir ailenin on çocuğundan üçüncüsü olarak İngiltere’de dünyaya gelir. İyi bir eğitim alamaz. Sosisli sandviç satıcılığı ve benzin pompacılığı yapar. Sonra fotoğrafçılığın eğitimini alır, şahit olduğu sefaletin tanıklığını fotoğraf makinesiyle yapar. Fotoğrafını çektikleri arasında ailesinden kişiler de vardır ama karelerin içine doluşanların çaresizlik ve sefaletin bir araya getirdiği kocaman bir aile olmadığını kim iddia edebilir. Kelimelerin yetmediği, kifayetsiz aldığı yerde fotoğraflarla bir döneme tanıklık eden Murtha’nın sergisinde fotoğraflara bakıp görmekle yetinmeyenler için kalem ve kağıtlar yerleştirilmiş fotoğrafların karşısında. Bir de yazılanların içine atılacağı kutu. İşçi sınıfının kayıp çocuklarının fotoğraflarına bakarken mülteci kamplarındaki tanıklıklarıma ve biraz da 60’lı yıllarda Almanya’daki gurbetçi ailelerin sokaklarda kendi başına büyüyen çocukların fotoğraflarına gidiyorum. Sergiyi gezdikten sonra aşağı kattaki fotoğraf kitaplarının ve baskılarının satıldığı yerde girişte karşılaştığımız İrlandalı fotoğrafçıyı görüyoruz ve bize Türkçe olarak “güle güle” diyor. Zaman tünelinden çıkıp Londra sokaklarında yürümeye başlamadan önce Fotoğrafçılar Galerisi’nin girişindeki foto-haber dergisindeki siyah-beyaz terör fotoğraflarından çaresizliğin kaybolmadığını sadece yer değiştirdiğini bir defa daha fark ediyorum. Diğer bir nokta: Belgesel fotoğrafçılık dünyanın en lüks caddelerinden birinin hemen ardında insan acısına yaktığı sessiz ağıtı sürdürüyor.


İster Londra’da ister
İnternet’te ziyaret edin
Murtha’nın “Tish Murtha: Works 1976-1991” ismini taşıyan sergisi Londra’daki Fotoğrafçılar Galerisi’nde (Photographers Gallery) 17 Ekim’e kadar görülebilir. Sergide yer alan pek çok fotoğrafına ve Tish Murtha hakkında ayrıntılı bilgiye
ulaşabilirsiniz.
ÖTEKİ İNGİLTERE’NİN FOTOĞRAFÇISI

Tish Murtha’nın fotoğrafları İngiltere’nin eski tip sanayi üretiminden çekildiği dönemlerde hızla artan işsizlik dönemlerine tanıklık ediyor. Fotoğraflarında dezavantajlı kesimlerin sesini duyurmaya gayret ediyor.

ACININ İÇİNDEKİ NEŞE

Üstü üste konulmuş yatakların üzerine üst katlardan atlayan çocuklar İngiltere’nin bundan yaklaşık kırk yıl önce geçirdiği toplumsal dönüşümü eğlenceli bir fotoğraf karesinde anlatıyor. Tish Murtha fotoğrafları gerçekliği estetize bir biçimde tarih sayfalarına not düşüyor.

#Londra
#İngiltere
6 yıl önce