Henüz 2 yaşındayken tanıştı adı bir türlü konamayan o hastalıkla… Ailesinin sabahları dinlediği müziğe eşlik edip başını bir o yana bir bu yana sallamasıyla evinin neşe kaynağıydı Remzi Yılmaz. Zaman içerisinde yakından gelen seslere tepki veremeyen ve doktorlar tarafından güç bela 'otizm' tanısı konulan Remzi'nin bu durumunu kabullenmek ailesi tarafından pek de kolay olmamış. Aldığı özel dersler ve alternatif tedavilerle otizmle mücadele eden Remzi, şu günlerde yaptığı çalışmalarla dikkatleri üzerine çekiyor. Günlük yaşamdan ilham alarak kaleme aldığı eskiz ve tasarımlarla kendini ifade eden Ankara Güzel Sanatlar Lisesi 1.sınıf öğrencisi Remzi'nin eserleri sadece kağıt üzerinde değil cam bardak, seramik ve kupalarda da kendini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde bu eserlerinden meydana gelen bir solo sergi açmaya hazırlanan Remzi'yi ağabeyi Tayfun Yılmaz'dan dinledik.
Remzi'nin uysal ve mutlu bir çocukluk dönemi geçirdiğini söyleyen Tayfun Yılmaz, hastalığın getirdiği zorlu süreçleri kendilerinin de yaşadığını dile getiriyor. Remzi'nin özellikle ilkokul ve ortaokul yıllarında arkadaşsız kalmasının kendilerini çok üzdüğünü söyleyen Yılmaz “Biz asla pes etmedik. Kaynaştırma öğrencisi olması bizim için çok önemliydi. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'ndan oldukça destek gördük. Türkiye'nin otizmli çocuklar hakkındaki yasaları gayet güzel ama uygulama noktasında mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz” diyor. Otizm tanısının zor konduğunu ve hastalığı kabullenmelerinin tam 6 yıl sürdüğünü ifade eden Yılmaz “Otizm bizi savunmasızlığı, zorluğu, güçlüğü, gizemliliği ve sevecenliğiyle karşıladı. En önemlisi de hastalığı kabul edip onunla beraber yaşıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Remzi'nin sanata yöneliminin bundan 7 yıl önce bir misafirlikte başladığını dile getiren Yılmaz, onun sıkılarak çizim yapmaya başladığını söylüyor. Remzi'nin sanata olan merakının aileden geldiğini söyleyen Yılmaz “Aileden de gelen bir yetenek Remzi'nin gizemli dünyasıyla birleşti ve ortaya harika eserler çıkmaya başladı. Yaklaşık 3 yıldır Remzi çizdiklerini seramik sanatıyla da buluşturuyor. Eskizlerini seramik ile üç boyutlu hale getiriyor. Ona kapısını aralayan sanat Remzi'nin iç dünyasını bizimle buluşturuyor” diyor. Remzi'nin eserlerini oluştururken günlük yaşamdan ilham aldığını söyleyen Yılmaz “Örneğin yaptığı bir eser müzede gördüğü vazo ile sevdiği pandanın birleşimi de olabiliyor ya da rüyasında gördüğü herhangi bir yaratık ile çikolata” ifadesinde bulunuyor.
Geçtiğimiz seçim döneminde televizyonda gördüğü 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da çizen Remzi'ye Kılıçdaroğlu "Aferin, özellikle kulaklarımı karikatüründe çok iyi çizmişsin" demiş. Siz de Remzi'nin ürünlerini merak ediyorsanız eserlerin hikayeleriyle birlikte yer aldığı www.designremo.com'u ziyaret edebilirsiniz.
Remzi'ye aile içinde Remo diye seslendiklerini söyleyen Yılmaz “Remzi, küçücük bir çocuykken ona bu ismiyle seslenemedik. Önce Remozotti, sonra da Remo demeye başladık. Bu nedenle Remzi'nin oluşturduğu markaya da Remo adını verdik. Bir markasının olması kendini iyi hissetmesini sağladı” diyor. Günde 50'yi aşkın eskiz çalışması yapan ve gördüğü herşeyi kağıda döken Remzi, şu sıralar Sultan teyzesinin eskizlerinin bulunduğu bezleri ve önlükleri tasarlıyor.
