Çocuklarda astım ve alerjinin görülmesiyle ilgili konuşan Dr. Yunus Emre Baysal, çocukların hastanelere en fazla getirilme nedenlerinden birinin öksürük olduğunu söyledi. Çocuklara öksürük sonrasında çok kolay astım tanısı konulduğuna dikkat çeken Dr. Baysal, “Astım denmesi için en azından son 6 ayda en az 3 kez hava yolu tıkanıklığı şikayeti geçirmiş olması gerekiyor. Ayrıca solunum yolu sıkıntısı yaşarken, kullanılan hava yolu açıcı ilaçlarla düzeldiğinin görülmesi çok önemli. Belli tetikleyicilerle ortaya çıkan hava yolu tıkanıklığının nedenleri, ev tozu akarları, mevsime bağlı olarak havada artan polenler, parfüm, kirli hava, sigara dumanı, evde kedi, köpek, kuş beslenmesi, sık viral solunum yolu enfeksiyonu maruziyeti ile solunum yolu hassasiyet artabiliyor. Bir şeylere alerjimizin olması, astım olunacağı anlamına gelmiyor. Türkiye'de çocuklara yönelik yapılmış bir araştırmada alerji oranı yaklaşık yüzde 40 civarında. Bu oran çok yüksek. Genel olarak baktığımızda çocuk popülasyonunda yüzde 6 ile 10 arası astım yatkınlığı var" dedi.
Hekimlerin, anne ve babaya çocuklarının sağlık durumunu olabildiğince anlaşılır bir dille anlatması gerektiğine dikkat çeken Dr. Baysal, konuyla ilgili konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:
“Aileleri tedaviye ikna etmemiz gerekiyor. Sık hastalanan, hastalığı ağır ve uzun geçiren, özellikle de belli mevsimlerde hava yolu sıkıntısı yaşayan çocukların alerji ile ilgili testlerinin yapılması gerekli. Aslında bu çocukların Çocuk Alerji bölümlerinde değerlendirilmesi daha uygun olur. Astım tanısıyla tedavi başlanılan hastalarda tedavinin sürdürülebilirliği ve alerjen maruziyeti açısından ailenin farkındalığı çok önemli. Çocukluk döneminde astım tedavisinde doktorun önerdiği şekilde özellikle mevsim geçişlerinde düzenli kullanacağı ilaçlar var.Solunum yoluyla ilgili sorunları ne kadar erken düzeltirseniz kalıcı havayolu hasarı o kadar azalıyor. Aile ile hekimin uyumu da çok önemli. Hekim, anne ve babaya evde solunum sıkıntısı olduğunda yapılacak müdahaleyi olabildiğince berrak bir şekilde anlatmalı."
Çocukların alerjiden korunması için ailenin bir takım tedbirler alması gerektiğini söyleyen Dr. Baysal, “Aile öncelikle alerjen maruziyetini olabildiğince azaltmalı. En yoğun maruz kalınan alerjen; yastık, çarşaf ve yorgan kılıflarında, halıda bizim deri atıklarımız ile yaşayan ev tozu akarı denilen canlıların dışkısıdır. Çocukluk çağı astımında özellikle alerjenler ki en çok da akar alerjisi ön plana çıkmaktadır. Mümkünse aile akarlara karşı özel yorgan ve yastık kullanmalıdır. Çarşaf ve yorganların haftada bir değiştirilmesi gerekiyor. Evde çiçekli bitki istemiyoruz. Çocukların odasında peluş oyuncakların olmaması gerekiyor ki bazen bunları kucağına alarak uyuyor. Ayrıca odalarında halı yerine, yıkanabilir kilim kullanılsın. Odada parfüm kullanılmaması gerekiyor. Çocukların yattığı odanın olabildiğince sade döşenmesi ve güneş görmesi gerekiyor. Çocukların banyo gibi nemli ortamlarda uzun süre bekletilmesini istemiyoruz" diye konuştu.
