Dünden bugüne mübarek gün ve geceler müslüman toplum ve bireylerde her daim farklı duygu durumları ve heyecanla karşılanır, kutlamalar yapılır. Geleneksel toplumda devlet erkânından vatandaşa kadar bir dizi kutlamaların yapıldığını kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu formatı besleyen mekanizma ramazan ayında rutin işlere ara verip, tatil formatında bir yaşama biçiminin düzenlenmesidir diyebiliriz. Bu anlamda her ramazan kendi rengi ve programıyla gelir demek hiç de yanlış olmaz. Bu programların içinde kitaplar mutlaka bulunur. Bazımız planladığı kitabı yazar, kimi tercüme eder, kimi de okur. Biz de bu saikle bir ramazan kitaplığı hazırlamayı uygun gördük diyor kitaplığımıza sizleri de buyur ediyoruz.
Ramazan oruç ayı olduğu kadar Kur’an ayıdır da. Vahiy meleği Cebrail (as) ile Hz. Peygamberin her ramazan karşılıklı gelen vahiyleri okumalarına teşmil edilen mukabele geleneğinin önceliği vardır. Ramazan bu anlamda müslümanın Kur’an’la birebir iletişim ve etkileşim imkânı bulduğu aydır. Dolayısıyla bu ramazanda da dinleyerek veya bizzat okuyarak mukabeleyi tamamlamayı gündemimize almamız iyi olur.
KUR’AN MEALİ OKUMALARI
Okuduğumuz ayetlerin anlam dairesini, bize sunduklarını, bizden istediklerini veya diğer bilgilenmeler için de meal okumaları devreye girmeli. Ehil kişilerin yaptığı meal derslerini takip etmek veya kendimiz programımıza koymak suretiyle bu okumayı gerçekleştirmek ramazanın ruhuna manevi atmosferine dâhil olmak için de bir fırsattır. Tema bazlı meal okumaları da yapabiliriz. Kur’an’da geçen dualar, isimler, müminler, müşrikler, münafıklar veya filleri… vs gibi bir konuyu merkeze alarak Kur’an-ı tarayarak okumak da mümkün. Böylece hatim bittiğinde aldığımız notlara baktığımızda Kur’an’da o konunun ele alınış biçimi hakkında bir fikir edinebiliriz.
TEFSİR VE HADİS ÇALIŞMASI
Bir Ramazan kitaplığında tefsir de bulunmalıdır. Baştan sona okumak mümkün olmasa bile sure bazı okumalarla Kur’an-ı anlama ameliyemizi geliştirmek iyi olacaktır. Bu konuda Elmalı tefsiri iyi bir kaynaktır.
Kur’an, meal, tefsir üçlemesinin yanına hadis de konmalıdır ki tamam olsun. Ayet – hadis ilişkisi, bazı ayetlerin hadislerle de açıklandığını görmek, bilmek ilimler arasındaki koordinasyonu görmek, bilmek kişiyi olumlu etkileyecektir. Hz. Peygamber (sav)’ın söz, fiil ve takrirleri olan hadislerle ünsiyet, ramazanın ihyasında önemli bir seçenektir.
YENİ BİLGİLER EDİNMEK
TASAVVUF VE AHLAK ÜZERİNE
Ramazan kitaplığı için, ahlâk ve tasavvuf merkezli olmak üzere fıkıh, kelâm, felsefe, mantık gibi geleneksel İslâmî ilimlere dair önemli bilgiler ihtiva eden Gazali’nin İhyası da önemli bir eserdir. Mustafa Çağrıcı hocamızın yeni tercüme ettiği Muhtasar İhya tercümesi doğru ve güzel bir tercih olacaktır. Günümüz insanı için okunması ve anlaşılması kolay bir İhya önemli bir kazanımdır.
ALLAH’IN İSİMLERİNİ ZİKRETME VE ANLAMA
PEYGAMBERİMİZİN HAYATINI ÖĞRENMEK
Hz. Peygamberin insanı yönü, yaşayışı, yeme, içme, konuşma, âdâb ... vs gibi vasıflarını öne çıkartan, merkeze alan Şemâil kitapları da Ramazan kitaplığı için önemli bir kaynaktır. İslam kültür geleneğinde önemli bir yere sahip olan bu tarz kitaplar yaklaşık bir asırdan fazla yazılmadığı için ciddi bir boşluk oluşmuştur. İşte bu saikle hareket eden Ali Yardım hoca da tercüme- telif olarak iki kısımdan oluşturduğu Peygamberimiz’in Şemâili kitabı hem boşluğu doldurma hem de imkan sağlama açısından güzel bir örnektir. Tercüme kısmı Tirmizi’nin Şemâil adlı kitabıdır. Bu kitapta “Hz. Peygamber’in beşeri hayatını kendi şartları içinde “olduğu gibi” tesbit etme hedefi gözetilmiştir” diyen Ali Yardım hoca, böylece bize bir ramazan Hz Peygamberle birarada bulunma imkanını da sağlamış olmaktadır diyebiliriz.
HOCALARIMIZIN HATIRAT KİTAPLARI
Bunların dışında daha özel okuma anlamında hatırat kitapları da ramazan kitaplığında yer almalıdır. Tarihten, yakın tarihten veya hala yaşayan hocalarımızın hatıratları da iyi bir ramazan okuması olarak düşünülebilir. Hayrettin Karaman, İsmail Karaçam, Tayyar Altıkulaç, Ahmet Muhtar Büyükçınar, Ali Ulvi Kurucu veya Osmanlı Dönemi ulema sınıfına dair hayat hikayeleri okunup not tutmak, kendilik inşamızda kullanmak anlamında önemli bir kaynaktır. Hem yaşadıkları döneme ait dini hayat konjüktür ilişkisini hem de bireysel duruşlarını, mukavemetlerini anlatan bu kitaplar, insan için model ve örneklik anlamında da kıymetlidir.
Alan okumalarımızı daha özelleştirerek mikro düzeye de çekebiliriz. Mesela bu yıl ramazan ayının tarihte İstanbul veya diğer şehirlerde nasıl ihya ediliyordu? diye bir sorudan hareketle okumalar yapabiliriz. Ahmet Rasim’in Ramazan Karşılaşması isimli kitabı bu konuda güzel bir örnektir. Kitap İstanbul Ramazanlarında yaşanan mikro hayatlardan örnekler sunmakta ve bizi dil, gündelik hayat ve algı açısından tarihle bugün arasında heyecan, hareket, hayretle yakalamakta. Mesela Ramazan Çalgıları hikayesinde … İnsan dümü de anlıyor teki de. Hem garip bir etkisi var … sesi uzaktan da hoş geliyor, yakından da… Davul bize babadan kalmadır… bir de bunun için severim. Selçuklu dedemizden mirastır… Kara Osmana… vs. böyle eski döneme ait ip uçları veren çok enteresan anektodlar vermekte. Tarihe merakı olanların es geçmeyeceği bir kitap olacağını düşünüyorum.
Bunların yanına Ali Çelik’in Beyan yayınlarından çıkan Peygamberimiz’in Ramazan Günlüğü kitabını da koyabiliriz. Kitap oruç hakkında ilmihal bilgilerinin yazıldığı ve hadisler üzerinden Hz. Peygamberin Ramazan Günlüğünün tanzim edildiği iki kısım olarak düzenlenmiş. Enes (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (sav)’e “Hangi sadaka daha faziletlidir? Diye sorulunca, Ramazan ayında verilen sadaka” buyurmuştur. Ramazan kitaplığındaki hadis kitaplarının yanına böyle temalı hadis kitabı da iyi olur diyoruz.
Seyahat kitaplarının da ramazan kitaplığına ve okumalarına yakışacağını düşünülebilir. Özellikle Korona’dan dolayı ev yaşamını deneyimlediğimiz bu yıllarda seyehatin amacı, anlamlı, insana kattıkları, kazandırdıklarını tefekkür imkânı verecek bu kitaplar hem manevi hem de maddi anlamda mutlu edecektir de. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi gibi klasiklerin yanında, Houarı Touatı’nın Ortaçağda İslam ve Seyahat kitabının da Ramazan kitaplığı için uygun olduğunu düşünmekteyiz Döneme dair insan hayat ilişkisi hakkında bilgi veren bu kitapların ciddi bir ufuk zenginliği katarak ramazanı şenlendireceğini önemli bir kazanımdır.
SANAT VE ŞİİR
İslam sanat ve estetiğine dair kitaplar da ramazan kitaplığına dâhil edilmelidir. Mesela İsmail Kara Hocanın Mahya kitabı bu alanda hem tarihten günümüze mahya yazıları üzerinden yaşanan değişim ve algıyı sunmakta hem de sanatın insan için taşıdığı anlam ve önemi teyit etmektedir diyebiliriz. Bu alanda birçok kitaplar mevcuttur biz sadece mesela nevinden örnekler veriyoruz.
Şiir, mani kitaplarının da ramazan kitaplığına dahil edilmesi gerekir. Âmil Çelebioğlu’nun derlediği Ramazan-nâme’deki beyitler hem keyifli hem de ramazana dair dönem bilgisi, dile dair duruş ve duygu durumlarını göstermesi açısından önemlidir. Hazır eyledim iftarı, Elimi sunaydım bari, görmedim böyle inehan, lub lub yutuyor bumbarı… Kızarttım kazın ucunu, Doldurdum badem içini, Kazlara bir iş eyledi, Söyleyem size suçunu, Ne budu kaldı ne kanat, ne içi kaldı ne bir et, Kemiklerin çatur çatur, Ol yedi ben ettim pesend… aynı zamanda bir günlüğün nazım formu olarak da düşünebileceğimiz bu kitaplar hem ramazan günlerimizi şenlendirmekte hem de döneme dair bilgiler vermektedir diyebiliriz.
Artık dünyanın yeni bir evresine giriş yapmış bulunmaktayız. Bu zaviyeden olarak online dersler de hayatımıza dahil olmakta. Ramazan özelinde de birçok ders programı hazırlandığını sosyal medya hesaplarında görmekteyiz. Ve fakat Kur’an’ı Kerim’i Türkçe bilenlerinde anlayabileceği iddiasından yola çıkan ve bu konuda birçok sözlük çalışması olan F Serap Can Karamolla Hocahanımın kuranseferberliği instigram ve Youtube hesabından duyurduğu, her gün 10-15 dakika Kur’an kelimeleri üzerinden yapacağı dersler dikkatleri çekmektedir. Başlayıp deneriz sağlamasını da bitince yaparız diyelim o vakit.