|

Sait Faik’i ceketimde taşıyorum

Sait Faik Hikâye Armağanı’nın 61.’si sahibini buldu. ‘Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü" adlı kitabıyla ödüle layık görülen Bora Abdo, Sait Faik Abasıyanık’ın iyi kötü tüm yönlerini ceketinde taşıdığını söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/05/2015 الأربعاء
Güncelleme: 22:27 - 12/05/2015 الثلاثاء
Yeni Şafak

Darüşşafaka Cemiyeti ile İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle düzenlenen Sait Faik Hikâye Armağanı'nın 61.'si sahibini buldu. Bu yılki ödülün sahibi sıra dışı hikayeleriyle dikkat çeken Bora Abdo oldu. Doğan Hızlan'ın başkanlığında toplanan Jale Parla, Metin Celâl, Hilmi Yavuz, Nursel Duruel, Beşir Özmen ve Murat Gülsoy'dan oluşan Sait Faik Hikâye Armağanı Jürisi Abdo'nun Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü-Beni Unutma Dörtlemesi 1 isimli kitabını “yenilikçi tutumu ve çok katmanlı anlatımıyla sıra dışı bir öykü evreni kurmaktaki başarısı” nedeniyle ödüle layık gördü. Abdo, “Sait Faik Abasıyanık, benim gözümde tüm okurlarının ve yazarların gözlerinde olduğu üzere en yüksek ve anlamlı yerde. İnsan sevgisinin ve bunun yanı sıra ciddi kötümserliğinin de tüm etkilerini ben de ceketimde taşıyorum” diyor.



BALIĞA ÇIKMA ARKADAŞIM


“Ustamla metinlerinin dışında kurduğum bir deniz ve ada bağımız da var. Vapur Burgaz'a yanaştığında yalnızca aklıma Sait Faik ve öyküleri gelir. Büyükada'ya, yaz-kış oturduğum evime doğru ondan uzaklaşırken aklımda aynı onun gibi denizin ve yosun kokusunun çözebildiğim tüm şifrelerini saklamaya çalışırım. Belki bu yüzden onunla sadece bir usta yazar ve okur ilişkisinden ziyade bir arkadaşım, birazdan balığa çıkmayı tasarlayacağım bir akranım olma içtenliğini de gizliden gizliye yaşatırım” diyerek sözlerine devam ediyor Abdo. Sıklıkla 'Çağanoz kimdir?' diye soruna muhatap olan Abdo, cevabı kendisi de bilmiyor.



Gram tereddüt etmedim


Abdo, bu ödüle layık görüldüğü için elbette mutlu ama aynı zamanda bu ödül, metinlerinde yeniliği aramanın, iç içe anlatı tekniklerini ve modernizmin sınırlarını zorlayıp deneysel edebiyata verdiği emeğin de karşılığı. Bir yazar hem özgün olmayı hem de özendiği büyük kalemler gibi yazmayı isteyebilir. Abdo, böyle bir ikilem içine hiç girmediğini söylüyor ve “Dokuz yıl sadece okudum. Dünya dillerinin oluşturduğu bu büyük yapıyı hayranlıkla izledim. Sonrasında kendi çabamla bu büyük yapıya biraz kum, tuğla, hikâye ve duygu ekleyebilmeyi istedim sadece. Üstelik bu kadar da sınırlıyken sakladıklarımı çıkarmamın gram tereddüdünü hissetmedim” diyor.


#Sait Faik Hikâye Armağanı
#Darüşşafaka Cemiyeti
#Bora Abdo
٪d سنوات قبل