Ülkemizde yaşayan Suriyeli gençlerle Türk gençlerini kaynaştırmak için “Yeşil Sahada Barış İçin Kardeşlik Turnuvası" düzenleniyor. Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi, Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın düzenlediği etkinlikte 16 ilden seçilen takımlar Antalya'da bir araya geldi. Maçlar sonunda iki ülke oyuncuları sarılıp tokalaşsa da Suriyeliler'in kendi aralarındaki sevgi gösterisi biraz daha duygusaldı. Centilmen davranışlar kadar sertliğin de yaşandığı maçlarda futbol, bütün heyecanıyla oynanıyordu. Takımlarda 9 Suriyeli 9 Türk oyuncu var. Keşfedilmek, rahat bir hayat ve aileleriyle mutlu yaşamak gibi aynı hayallere, aynı hedeflere sahipler. Türkçe ve Arapça'nın yerini ortak dil futbol aldığında onları daha iyi anlıyoruz. Turnuva boyunca Halep'ten acı haberler gelmeye devam ediyordu. Kimi gece uyuyamamış kimiyse sahaya ülkesini temsil ettiğini düşünerek çıkmaya başlamış. Sırtında Mardin, Samsun, Urfa, İstanbul, Hatay, Maraş yazan gençler otobüslerde yan yana maçlara gidiyor. Arap, Türkmen, Kürt, Türk... Bu yolculuklarda sadece futbol konuşulmuyor. Düşünceye saygı ve bu topraklarda bir arada yaşamanın yolları da gençlerin kafa yorduğu olaylar. Yaşça küçük oldukları düşünülse de kurdukları cümlelerden kısa zamanda büyüdüklerini görüyoruz. Suriyeli gençlerden kimle konuşsak farklı bir hikaye dökülüyor.
Yeşil sahalarda top koşturan Suriyeliler, acılarını unutup hayata daha sıkı sarılıyorlar. Kilis takımında hem kaptanlık yapan hem de 10 numaralı formayı giyen Yusuf İssa Basha, aynı zamanda gelinlik dikiyor. Suriye'de 2 sene hukuk okuduktan sonra Türkiye'ye gelmiş. “Futbol, hayatın normale döndüğünü hissettiriyor. Futbol oynarken hayatta olduğumu hatırlıyorum" diyen Basha, omzundan ve alnından kurşunla yaralanmış. Kanas cinsi silahla sokaklarda gelişi güzel insan öldürdüklerini, her an ölüm tehlikesi yaşadıklarını söylüyor. Savaşta babasını da şehit veren Basha, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sizce neden Kilis'te oturuyorum? Tabii ki Halep'e yakın olduğu için. Şimdilerde Avrupa ülkeleri de bizi kabul edecekmiş. Gerek yok. Türkiye'den Suriye'ye dönmek dışında ayrılmam." 'İnsanlar Suriye'de hayatsız' diyerek söz başlayan Maraş takımından Mahmuod Kerno, “Birkaç gündür gelen Halep haberleri hepimizi etkiliyor, savaş ortamını tekrar hissediyoruz. O insanlar için yaşamaya devam etmeliyiz, futbol da hayata dahil. Sahada her şey normale dönüyor. Bir gün Suriye'ye geri döneceğim" diyor. Bir hayali var mı diye sorduğumuzda ise şu cevabı veriyor: “Önce savaş bitsin sonra hayal kurarız."
Samsun takımının kaptanı Yusuf Bayrak, Samsun halkının Suriyeli misafirlere değişen bakış açısını şöyle anlatıyor: “En başta Samsun halkı Suriyeliler'e sıcak bakmıyordu. Ancak zaman geçtikçe antrenmanı izleyen, çiğköfte partimize katılan insanlarla kaynaştılar. Futbolun birleştirici gücünü saha içinde de dışında da gördük." Savaştan önce mobilya işçisi ve oyuncakçı olarak çalışan Mahmud İşkudar, 2 senedir Türkiye'de. 29 yaşındaki İşkudar'ın 3 kardeşi şehit olmuş, ailesi ise Kilis'teki kampta kalıyor. Sporla ilgili her şeyin kesintiye uğradığını belirten Halepli, “Suriye'deyken Bolisi takımında oynuyordum. Türkiye'ye gelince de mahalli liglerde oynamaya devam ettim. Futbol oynarken acılarımızı unutuyoruz. Suriye'den getirdiğim yiyecekleri sattığım bir dükkanım var. Burada kardeş gibi yaşarken hayata tutunmaya çalışıyoruz" diyor. Suriyeliler arasında Türkiye'ye en son gelen isim Haysem Mahmud. 1 yıldır Osmaniye'de.
Takımın en iyilerinden. 24 yaşındaki Türkmen genç şunları söylüyor: “Müslümanlar hep zarar görüyor. Halep'ten hiç iyi haber gelmedi. Durum hep kötüye gidiyor. Geceyi uykusuz geçirdim. Futbol benim hayatım ama bazı acıları hiçbir şeyi unutturamaz." Evrakları olmadığı için ne profesyonel oyuncular futbola devam ediyor ne de genç yetenekler hayali olan takımlara transfer olabiliyor. Gençlerin hayata tutunmak için araç olarak gördükleri futbola devam etmeleri, buradan geçim sağlayabilmeleri için devlet tarafından bazı adımların atılması gerekiyor. Profesyonel futbolcu olan Hatay takım kaptanı Safwan Basmage bu konuyla ilgili şunları söylüyor: “Suriye 1. Ligi'nde mücadele eden Umaye takımında oynuyordum. Sadece futbol değil, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı Suriye'de. Halep'ten gelen haberlerden dolayı gece uyuyamıyoruz. Elimizde sadece futbol var. Ancak kimlik ve lisans sorunları nedeniyle ondan da uzaklaşıyoruz." Hatay'ın Türk oyuncusu Osman Yıldırım, futbolun samimiyeti arttırıp kardeşliğe katkı sağladığına değinerek şunları söylüyor: “Onların mutlu olduğunu görmek çok güzel. Turnuva sayesinde Suriyeliler'in halinden anlamaya başladık. Her şeyi unutturamayız ama yanlarında olduğumuzu gösterebiliriz." Yeşil sahalarda 20 yıllık deneyime sahip olan hakem Kadir Kahraman ise, turnuvanın önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Futbol en birleştirici oyun, bazı zamanlarda iki düşmanı bile aynı sahada görebiliyoruz. Suriye'de direnen şehirlerin ağır yara aldığı şu günlerde böyle bir etkinliğin yapılması çocuklara az da olsa bir tebessüm sağlıyor." Turnuvanın final maçı Hatay ve Kilis arasında yarın (19 Aralık) saat 12.30'da Ankara'da oynanacak.
Halep İttihad takımında oynamış olan Yahya Nazif 4 yıldır Türkiye'de. 24 yaşındaki Nazif, Irak ve Lübnan gibi ülkelere karşı toplamda 6 kez milli formayı giymiş. İstanbul'da yaşayan profesyonel futbolcu, futbola devam etmek istediğini söylüyor ve devam ediyor: “Ben futbolcuyum, başka bir mesleğim yok. Tek başıma antrenman yapıyorum ama yeterli değil. Böyle turnuvalar her zaman olmuyor, futbola devam etmem için evrak sorunlarının halledilmesi gerekiyor. Keşfedilip bir takımda oynama umudum var."
17 yaşındaki Mardinli Vedat Sarıboğa'nın ise hayali büyük bir takımda oynamak. 3-4 yıldır zaten Mardin'deki Suriyeli arkadaşlarıyla halı saha maçları yaptıklarını söyleyen Sarıboğa, “Bu turnuva sayesinde daha da yakınlaştık. Futbolu dünyanın ortak dili olarak görüyorum. Sahayı savaş alanına benzetseler de o duygular sahada kalıyor" diyor.
Urfa'dan Abdullah Kındarji Suriye Milli Takımı'nın yıldızlarından. Özbekistan ve Çin gibi ülkelere karşı dünya kupası elemeleri de dahil 50'ye yakın maç oynamış. Kındarji, “Futbol oynarken her şeyi unutuyorum. Suriye'de bombalar patlıyordu, burada da olaylar oluyor. Futbol insanların en büyük ortak eğlencesi, bu da onu hedef haline getiriyor. Görüyorum ki Suriye'dekiler de Türkiye'dekiler de tepkilerini maçlarda dile getiriyorlar" diyor.
Yeşil sahalarda 20 yıllık deneyime sahip olan hakem Kadir Kahraman ise, turnuvanın önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Futbol en birleştirici oyun, bazı zamanlarda iki düşmanı bile aynı sahada görebiliyoruz. Suriye'de direnen şehirlerin ağır yara aldığı şu günlerde böyle bir etkinliğin yapılması çocuklara az da olsa bir tebessüm sağlıyor."
Antalya'daki buluşmada bir de şanssız bir olay yaşandı. İki ülke futbolcularının Antalyaspor-Fenerbahçe maçını birlikte izleme ve Eto'o, Mehmet Topal, Van Persie gibi futbolcularla bir araya gelme çabaları sonuçsuz kaldı. Turnuva projesini düzenleyen Gençlik ve Spor Bakanlığı, Suriyeli gençlerin passolig kart başvurusunu kabul etmedi. Ancak Türk futbolculara izin çıktı. Bunun üzerine 8 takımın teknik direktörü ortak karar alarak “Suriyelilere siz burada kalın biz maça gidip geliyoruz diyemeyiz" diyerek geceyi otelde geçirdiler. Proje koordinatörü Serkan Demir, “Futbol sayesinde birlik olmaya, yara sarmaya çalışıyoruz. Maçlar oynandıkça tanışmanın kaynaşmaya dönüştüğünü, yüzlerin güldüğünü gördük. Bazı aksilikler olsa da projenin hedefine ulaştığını adım adım görüyoruz" diyor.
