|

Savaş cephesinden yeni haber yok

II. Dünya Savaşı’nın neden olduğu yıkımı yansıtan fotoğraflarıyla dünyada büyük ses getiren İsviçreli fotoğrafçı Werner Bischof’un en özel kareleri ilk kez İstanbul’da sergileniyor. Avrupa’dan Uzakdoğu’ya uzanan farklı coğrafyalardaki acıyı kayıt altına alan sanatçının 1936-1954 yılları arasında çektiği kareler oldukça sarsıcı. Oğul Marco Bischof, “Dünya yanıyor ve biz hiçbir şey yapmadan yaşıyoruz. İnsanları bu sergilerle etkilemeye ve harekete geçirmeye çalışıyoruz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/07/2018 Pazar
Güncelleme: 04:18 - 8/07/2018 Pazar
Yeni Şafak
1952, Kuzey Kore’de bir kamp. Fotoğrafta görünen küçük çocuk kampın en genç üyesi.
1952, Kuzey Kore’de bir kamp. Fotoğrafta görünen küçük çocuk kampın en genç üyesi.

1972 yılında Vietnam Savaşı’nda köyüne atılan bombadan kaçarken çığlık çığlığa yollara düşen küçük kız çocuğu Kim Phuc, Sovyet-Afgan savaşında öksüz kalan, 1985’de National Geographic’e kapak olarak bakışlarıyla herkesi sarsan Afgan kızı Şarbat Gula, geçtiğimiz ay İsrail işgaline karşı sapanıyla direnen 29 yaşındaki Filistinli Fadi Ebu Salah… Savaşta çekilen tek bir karenin ciltler dolusu kitaptan, akademik çalışmadan ya da bir bildiriden çok daha etkili olduğu kesin! Çünkü yıllar sürse de o imge zihnimizi hep diri, yaşananları hep güncel tutuyor…


İKİ DÜNYA SAVAŞI ARASINDA

İsviçreli Werner Bischof, 1930’lardan 50’li yıllara dek, dünyanın dört bir yanında yaşanan savaşı, kıtlığı, acıyı kayıt altına alan bir fotoğrafçı... 1916 doğumlu Bischof, kısa süren yaşamı boyunca Almanya, Macaristan, Japonya gibi II. Dünya Savaşı’nı en ağır şekilde yaşayan ülkeleri ziyaret etti, gözünü Hindistan, Peru gibi kıtlıkla mücadele eden coğrafyaların çaresizliğine çevirdi.


Magnum fotoğrafçısı olarak tanıdığımız Bischof’un çok özel kareleri ilk kez Türkiye’de! Leice Galeri’de açılan sergi, Bischof’un 1936-1954 yılları arasında çektiği acı kareleri gözler önüne seriyor. 16 Mayıs 1954 yılında henüz 38 yaşındayken Peru’daki And Dağları’nda geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Bischof’un arşivindeki 60 bin fotoğraftan özel olarak seçilen kareler acıları iliklerinize kadar hissettiriyor. Geçen zamanın bir şeyleri pek değiştirmediğini bir kez daha yüzümüze vuruyor. Babasının ölümünden 1 hafta sonra dünyaya gelen oğlu Marco Bischof ile Werner Bischof’u ve karelerini konuştuk…


ACILARI DÜNYAYA DUYURDU

Marco Bischof, dünyanın zor dönemlerden geçtiği, seyahat etmenin oldukça zor olduğu yıllarda babasının büyük bir maceraya atıldığını söylüyor. Önce Almanya, Macaristan gibi ülkelere ardından Uzakdoğu’ya, Kore’ye açıldığını dile getiren Bischof, “Fotoğraf babama dünyayı keşfetme imkanı sundu. Aslında savaş fotoğrafçısı değil ama savaşın izlerini göstermek istiyor. İsviçre’deki insanlara diğer ülkelerde yaşananları anlatmaya çalışıyordu. İnternet ve televizyonun olmadığı, haftada sadece bir derginin yayımlandığı dönemde insanlar neler olup bittiğini zor öğreniyordu. O da İsviçre’de yaşayıp ne olup bittiğinden habersiz insanlara dünyanın geri kalanında neler olduğunu gösterdi.


BİR MİSYON ÜSTLENİYOR

Belki kendi ülkesindekiler açlık nedir bilmiyordu ama fotoğrafları görünce insanların neler yaşadığını anladılar. Özellikle çocukları çok çekmiştir çünkü ona göre çocuklar geleceği temsil ediyordu” diyor. Babasının fotoğraf koleksiyonuna 30 yıl önce odaklandığına, negatifleri tek tek incelediğine dikkat çeken Marco Bischof’a göre bu sergiler bir misyon üstleniyor. Fotoğrafçıların tıpkı şairler gibi hepimizin düşündüğü fakat ifade edemediğimiz şeyleri ortaya çıkardığını belirten Bischof, “Biz sergiyi, bu fotoğraflar bugün hala çok önemli olduğu için yapıyoruz. Dünyada hala neler olup bittiğini görebilmek, bugünü anlamak, içimize dönüp düşünmek için bir fırsat. Bu kareler insanları etkilemek için var. Belki yüz kişiden biri bunlardan etkilenecek ve bin kişiden biri de bu konuyla ilgili bir şeyler yapmaya karar verecek. Biz de bu yüzden paylaşmaya devam edeceğiz. Yoksa dünya yanıyor ve biz hiçbir şey yapmadan yaşıyoruz. İnsanları bu sergilerle etkilemeye ve harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bugün hala devam eden, savaş, fakirlik ve acıların hepsini düşünmemizi kendimize dönüp varoluşsal soruları hatırlamamızı sağlıyor” diyor. Sergi 30 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilir.


Diyecek sözü vardı

Oğul Marco Bischof, Werner Bischof’un günümüz için çok önemli bir yeri olduğunu belirtiyor: “Babam mesajı olan, demek istediği sözü olan bir fotoğrafçı. Bugün nadir rastlanan bir şey bu. Hem çektiği fotoğraflar, hem verdiği mesaj hem de bunları görsel hafızamıza kazınması çok önemli. Bazı karelerin kime ait olmadıklarını bilsek de ne olduğunu biliriz. Onun fotoları da öyle.Hepsi imge hafızamızda yer etti.”

#Fotoğraf
#Werner Bischof
6 yıl önce