Genç yaşlarına aldırmadan korunmaya muhtaç çocuklara ebeveynlik, yaşlıların ise torun hasretini gideriyorlar. Üstelik öğrenci olmaları da bu sorumluluğu sırtlamalarına engel olmuyor. Kimsesiz çocuklara, yaşlılara, engellilere maddi yardımdan ziyade manevi desteklerini esirgemiyorlar. İhtiyaçları olduğunda karşılıyorlar ama asıl amaçları onlara yalnız olduklarını hissettirmemek. 'Sen tut ki yetişsin' sloganıyla yola çıkan genç gönüllüler, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri önderliğinde 2010 yılında harekete geçti. Zamanla farklı fakülte ve üniversitelerden öğrencilerin katılımıyla kadrosunu genişleten gönüllülerin, Bursa, Konya, Adana, Ankara gibi Türkiye'nin çeşitli illerinde şube ve temsilcilikleri var. Toplumsal sorunlara duyarlı bir neslin yetişmesine katkıda bulunmayı gaye edinen bu öğrenci hareketinin kurucusu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Mustafa Tunç. Bu hareketi ve özellikle çocukları hayatlarının merkezine alan Tunç ve ekibi kimsesiz çocukların ailesi oluyorlar.
İlgiye ihtiyacı olan çocuklara, gençlere ve yaşlılara aile hayatının eksikliğini hissettirmeyen genç gönüllüler, her yıl yüzlerce gönüllüyle birlikte yurtiçi ve yurtdışında aktif olarak çalışıyorlar. İlgilendikleri kişilerin kaliteli bir yaşama sahip olabilmeleri için her türlü yardımdan çekinmeyen genç gönüllüler daha fazla gönül ehline ulaşmak istiyorlar. Yaptıkları işin tamamen gönüllülük esasına dayandığını belirten Tunç, "Kulübümüze üye olanlardan herhangi bir aidat talebimiz yok. İhtiyaçlarımız bağışlar ve düzenlediğimiz kermeslerle sağlanıyor. Üyelerimizden de tek isteğimiz süreklilik" diyor.
Tunç ve ekibi, çocuklara ve gençlere değer vererek ahlaki anlamda olgunluğa erişmiş bireylerin yetişmesi için birçok etkinlik düzenliyor. İlgilendikleri çocukların ve gençlerin toplum tarafından ötekileştirilmesini önlemek ve onları toplumla kaynaştırmak adına madde bağımlılığına, yanlış ilişki yaşamalarına mani oluyorlar. Genç gönüllüler, çocukların zamanı geldiğinde kaldıkları kurumlardan ayrılınca kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için uğraşıp duruyorlar. Derslerinde başarılı olmayan öğrencilere yuvalarda ve merkezlerde dersler veren gönüllüler böylece onların başarılı olmalarını istiyorlar. Bazen kendi evlerinde ağırladıkları gençler ile aralarındaki bağı sıkı tutuyorlar. Huzurevlerinde yaşayan büyüklerimizle de ilgilenen gönüllüler onlara yalnız olduklarını hissettirmemek için düzenli ziyaretler yapıyorlar. Ara ara kimsesiz çocuklar ve yaşlıları buluşturarak nesillerin arasında köprü görevi görüyorlar.
İlgilendikleri gençleri topluma kazandırmak, onların da gönüllülük faaliyetini hayatlarının her safhasında olmasını için uğraşan Tunç "Lise ve üniversiteler nezdinde girişimlerde bulunarak tanıtımlar yapıyoruz. Hayatlarının en değerli yılları olan gençlik zamanını topluma faydalı olma bilinci doğrultusunda geçirmelerini istiyoruz. Gençleri toplumsal yozlaşma ve duyarsızlaşmaya karşı muhafaza ederek, profesyonel adımlarla gönüllülük hareketini daha organize bir haline getirmeye uğraşıyoruz. Bu gönüllülük hareketi hiçbir siyasi ve ideolojik kuruluşa bağlı olmaksızın nesilden nesile sürmesi için çalışıyoruz" şeklinde konuşuyor.
Aile ve Sosyal Politikalar bünyesindeki kurumlara haftalık ziyaretlerde bulunan ve çocukların izin günlerinde onlarla vakit geçiren gönüllüler bayram, kandil, tatil demeden her fırsatı onlarla değerlendiriyor. Günün hangi saati olursa olsun kardeşlerimiz diye adlandırdıkları kimsesiz çocuklarla ilgileniyorlar. Piknik, gezi ve kermesler düzenleyen genç gönüllüler kitap toplama ve kütüphane kurma etkinlikleri yaparak ihtiyaç sahibi çocuklara oyuncak tedarik ediyorlar. Somali, Filistin ve Suriye gibi bölgeler için dönemsel kermesler düzenleyerek gelirini İHH derneği gibi sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla bölgelere ulaştırıyorlar.