|

Senaryoyu yazarken gerçekliğe önem verdim

Yönetmenliğini ve senaristliğini Sadık Şir Niyaz’ın yaptığı “Kurmanjan Datka” filmi, Alay Kırgızlarının başına geçen ve “Alay Kraliçesi” diye anılan Kırgızların kadın kahramanı Datka’nın yaşamını anlatıyor. “Senaryoyu yazarken gerçekliğe önem verdim” ifadelerini kullanan Sadık Şir Niyaz, “Siyasi meseleleri gerçekle uyarlamak ve farklı ülkeleri bir araya getirip bir uyum içerisinde anlaştırmak zordu” diyor.

Dilber Dural
04:00 - 16/07/2023 Pazar
Güncelleme: 06:26 - 16/07/2023 Pazar
Yeni Şafak
Sadık Şir Niyaz
Sadık Şir Niyaz

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle 15 Temmuz Derneği tarafından düzenlenen “On5Sıfır7 Film Haftası”nın üçüncüsü geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Film haftasının onur konuklarından biri de Kırgız yönetmen Sadık Şir Niyaz’dı. Aynı zamanda film haftasında Niyaz’ın “Dağların Kraliçesi: Kurmanjan Datka” filmi de seyirciyle buluştu. 1 buçuk milyon dolarlık bütçesiyle Kırgız sinema tarihinin en pahalı filmi olan “Dağların Kraliçesi: Kurmanjan Datka” filmi, Kırgızların tarihinde önemli bir sayfa olan Rus Çarlığının egemenliğine girildiği dönemi anlatıyor. Eşinin bir suikasta kurban gitmesinin ardından Alay Kırgızlarının başına geçen ve “Alay Kraliçesi” diye anılan Kurmanjan Datka’nın yaşamının anlatıldığı filmin yönetmen ve senarist koltuğunda Sadık Şir Niyaz oturuyor. Başrolünü Elina Abai Kyzy’nin oynadığı filmde; Nazira Mambetova, Aziz Mıradilaev, Adilet Usubaliev ve Milan Abdulav yer alıyor. Film, 2015 Uluslarası Tiburon Film Festivali’nde “En İyi Film Ödülü”, “Uluslarası Fukuoka Film Festivali’nden “Kumamoto Şehir Ödülü” ile “Ak İlbris Film Ödülleri “En İyi Yönetmen”, “En İyi Görüntü”, “En İyi Kurgu Ödülleri”ni kazanmış. Biz de onur konuğu olarak Türkiye’ye gelen Sadık Şir Niyaz ile bir araya gelip Kurmanjan Datka filmini konuştuk.

Filmde, eşinin bir suikasta kurban gitmesinin ardından Alay Kırgızlarının başına geçen ve “Alay Kraliçesi” diye anılan Kurmanjan Datka’nın yaşamı anlatılıyor. Kırgızların, Çarlık Rusyası‘na karşı verdiği bağımsızlık mücadelesine öncülük eden efsanevi lider Kurmanjan Datka’nın hikâyesini anlatan bir film çekme sebebiniz neydi?

Filmi, Kırgızistan’da milletvekiliyken çektim. O zamanlar 45 yaşındaydım. Devlet o zaman yönetmenler için yarışma düzenlemişti. Ben de bu yarışmaya başvurdum. Kurmanjan Datka’nın hikayesini anlattığım filmim 10 kişinin katıldığı yarışmada kazandı. O dönemler siyasetle meşguldüm ama en büyük hayalim yönetmen olmaktı. Hatta 40 yaşında Moskova’ya gidip film yönetmenliği okudum.


Doğruyu söylemek kolay değildi

Efsane olmuş bir kişi için senaryo yazmanın kurgu senaryo yazmaktan daha zor olduğu ve senariste daha çok sorumluluk yüklendiği söylenir. Siz Kurmanjan Datka’nın senaryosunu yazarken özellikle nelere dikkat ettiniz? Hangi zorluklarla karşılaştınız? Zor olduğu fikrine katılıyor musunuz?

Benim için kolaydı çünkü ben de bir efsaneyim. Ben böyle kaderleri seviyorum.

İlk filmim olmasına rağmen en iyi filmi yaptım. Senaryoyu yazarken de gerçekliğe önem verdim. Elbette yine de zorlandığım anlar oldu. Özbekistan hakkında bazı siyasi meseleler var. Rusya da vardı filmimizde. Kolay değildi doğruyu söylemek açıkçası. Hepsini bir araya getirip bir uyum içerisinde anlaştırmak zordu. Siyasi meseleleri gerçekle uyarlamak zordu diyebilirim. Kırgızistan bağımsız olmadan önce Kuzey ve Güney olarak iki yönetim vardı. Güney’in başında da Kurmanjan vardı ve sadece aslında Kurmanjan değil gerçekte yaşamış Rus çarları gibi başka güçlü figürlerde vardı ve bütün bu kişilerin birbiriyle olan ilişkisini gerçek olarak filme yansıtmak zor olan taraflarından biriydi. Hassas konular olduğu için çok dikkat ederek ilerledim. Ama bir diğer taraftan da onun gerçekliğine sadık kaldım. Bu ikisinin arasındaki dengeyi kurmak da bir zorluk.

Kurmanjan Datka hakkında derin araştırmalar yaparken kendi soyundan, ailesiyle, yaşayan birileriyle iletişime geçtiniz mi?

Bir sene boyunca durmadan araştırdım, birçok kişiyi aradım, görüştüm. Kurmanjan Datka ile ilgili hem efsaneleri dinledim hem de Kurmanjan Datka’nın torunlarıyla, torunlarının çocuklarıyla, o bölgede yaşayan insanlarla görüştüm. Kurmanjan Datka’nın yanında yürüyen bir kaplan olduğu efsanesini anlattılar mesela. O hikayeleri ve efsaneleri araştırdım. Daha sonrasında Özbek ve Rus tarihçilerle görüştüm. Bütün evrakları karşılaştırdım. Rus tarihçilerinin yazdıklarına da baktım, Kırgızların yazdığını da baktım.


Kazakistan devlet madalyonu adım

Filmde halk tarafından Hazretleri diye hitap edilen kişi Kurmanjan’ın babasına “Senin kızın on erkek çocuğuna bedel” diyor. Datka’nın verdiği mücadeleler, bugünkü Kırgızistan’ın ve Kırgızların geleceğini tayin etti. Film, Türk toplumundaki güçlü kadın imgesini yansıtması bakımından da önemli bir film. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

İçinizde güçlü bir irade varsa tabii bazen kendinizi güçsüz hissedebilirsiniz ama içinizde o güçlü irade varsa, kaderinizi değiştirebilirsiniz. Herkes kendi kaderini değiştirebilir ve Kurmanjan da öyle biriydi. O kadar güçlü bir geleneğin hakimi olduğu, Kırgızların ulus olarak çok zor bir zamanında, zor şartlar altında bütün her şeye karşı çıkarak ayakta durdu ve “Ben hayatımı böyle yaşamak istemiyorum, değiştirmek istiyorum” dedi. Hayır demeyi bildi. Kurmanjan Datka ulusun annesi. Datka’yı büyükannem olarak görüyorum.

Kurmanjan Datka filmi aynı zamanda Orta Asya film endüstrisi için de bir devrim. Bu film sadece Kırgısiztan değil bütün Orta Asya için bir devrim niteliğindedir. Mesela Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev bu film ile ilgili Kazak yönetmenlere hitap etmiş ve dedi ki: “Ben size 40 milyon dolar para verdim film yapın diye, bakın kardeş ülke Kırgızistan 1 milyon dolara sizin yaptığınızdan daha iyi film yaptı.” Bu film için Kazakistan devlet madalyonu aldım. Bunun akabinde Kazakistan’ın film endüstrisi tekrar organize edildi. Onlara örnek oldum.


15 Temmuz’da yüreğim sızladı

On5Sıfır7 Film Haftası’nın onur konuklarından birisiniz ve bu vesileyle Türkiye’ye geldiniz. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından da tam yedi yıl geçti. Neler söylemek istersiniz?

Yüreğim ağrıdı, yüreğim sızladı. Hainler, halkı vurdu, kardeş halkız biz. Bu tarz bir durum benim filmimde de var. Biz birbirimize değer vermiyoruz. Sadece Batıya bakıyoruz. Batıya yönelmiş durumdayız. Aslında tarihimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Atalarımızın yolundan gitmeliyiz. Halk olarak bir arada olmamız ve birbirimize destek olmamız gerekiyor.


#sinema
#senaryo
#gerçeklik
10 ay önce