Kapalı bir ortamda herhangi bir tütün ürününü tüketirken ortama salınan tütün dumanını orada bulunan insanların soluması pasif içicilik olarak tanımlanıyor.
Tütün ürünü kullananların etrafındaki kişilerin de sağlığından da sorumlu olduklarını unutmamaları gerektiğini hatırlatan Göğüs Hastalıkları Uzmanları Dr. Esra Sönmez ve Dr. Hişam Alahdab, “Sigara içenler sadece kendilerini değil, eşlerinin ve çocuklarının hayatlarını da riske atıyor” dedi.
Eşi sigara içen ancak kendisi içmeyen kadınlarda akciğer kanseri gelişme riskinin, eşi ve kendisi sigara içmeyen kadınlara göre 1.2-2 kat yüksek.
Açık havada tütün tüketmek dışında, kapı ya da pencere açmak ve klima çalıştırmak gibi yöntemlerin pasif tütün içiciliğine engel olmadığını vurgulayan Dr. Esra Sönmez ve Dr. Hişam Alahdab, “Her yıl 30.000-40.000 pasif içici kalp hastalıklarından dolayı hayatını kaybediyor. Bu rakam akciğer kanserine bağlı ölümlerin oldukça üstünde” uyarısında bulunarak, eğer pasif tütün içimine bağlı hastalıklara yakalanmak istenmiyorsa, bulunulan hiçbir ortamda tütün tüketilmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Habertürk'ün haberine göre, sigara içen bir bireyle aynı evde yaşayanlarda koroner kalp hastalığı riskinin sigara içilmeyen evde yaşayan bireylerle kıyaslandığında yüzde 20’ye yakın artış gösterdiğini söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanları Dr. Esra Sönmez ve Dr. Hişam Alahdab, “Her iki ebeveyni sigara içen çocuklarda solunum yolu hastalıkları riski, sigara kullanmayan ebeveynlere sahip çocuklarla kıyaslandığında yaklaşık yüzde 70 daha fazla. Çalışmalara göre, sigara içmeyen annelerin bebeklerinde zatürre ve bronşit nedeniyle hastaneye yatırılma oranı yüzde 9 iken, günde bir paketten fazla sigara içen annelerin bebeklerinde bu oran yüzde 31” dedi.