Moderatörlüğünü Seyfettin Ünlü’nün yaptığı söyleşiye, Yard. Doç. Dr. İrfan Çiftçi ve Şair Ali Günvar konuk oldu. Şiirde aidiyet meselesi üzerine durulan programda, gelenek ırmağımızdaki şiirimizin kadim medeniyet değerlerimizle iç içe yapısı ele alınarak gelenekten yararlanan şairlerin şiirleri üzerinde incelemeler yapıldı.
Şiir’in bir bütün olarak etkilendiği mecraları anlatan Ali Günvar, şiirin hem dildeki alanı genişleten hem de kendini geliştiren bir fonksiyon olduğunu söyledi. Ali Günvar ‘Saf Şiir’ kavramına değinerek içinde bulunduğumuz zaman diliminin insanları artık saf şiire doğru götürdüğünü söyledi. Günvar konuşmasına şöyle devam etti: “Şiir aslında dil içinde çok daha önceki zamanlarda kendini ortaya çıkardı. Vezin, uyak, ölçü ve kafiye daha sonra görülmeye başlandı. İnsanlar belirli bir zaman sonra dertlerini şiirle değil de farklı alanlara yönelerek anlatmaya başladılar. Kamyon arkası yazılarının şiirden daha etkili olduğu zamanlar yaşıyoruz. Özellikle de Ortaçağ şairin hayal dünyasına büyük sınırlar koydu. Çünkü ilk vezin ve kafiyeli şiirler o zaman kendini gösterdi. Daha sonra şiir yavaş yavaş içinde barındırdığı fonksiyonlardan arınmaya başladı. Mesela matbaanın çıkmasıyla şiirin üzerinden haber fonksiyonu kalktı. Roman türünün yayılmaya başlaması şiirin yönlendirme gücünü, sinema ve televizyonsa görsel hafızasını ve slogan tarafını zayıflattı. Dolayısıyla bugün şiir kendi içine çekilerek üzerindeki bütün yükleri atıp saf haline doğru yol almaktadır. Artık yazmak da çok zorlaşmaya başladı…”
Türk Şiirinin tarihsel sürecini ele alan İrfan Çiftçi ise son dönemlerin ikinci yeni, garip, beş hececiler, halk şiirleri ve serbest şiir akımları üzerine konuştu. Çiftçi “Şiir zaman içerisinde değişik formlara girer çünkü şairlerin kullandığı üslup ve anlam, yaşadığı ya da içinde bulunduğu medeniyet ve kültürün etkilerine göre şekil alır. Türk Şiiri Akdeniz ve İslam kültüründen etkilenmiştir. Saf şiir’e ulaşmak tekdüzeliği de berberinde getirir. Şiir kendi dönemindeki ya da ortaya çıktığı yerdeki yaşamla harmandalıdır. Divan şiirinde yer edinmiş şairlerin çoğunda filozofluk, alim ve bilginlik vardı. Günümüzdeki şiirlerin birçoğu ise şiirlerini neredeyse tamamen başka argümanlarla kaplıyor. Kötü şiir iyi şiiri kovdu diyenlere hak vermemek elde değil” dedi.
