|

Sınav sırası öğretmenlerde

Bir şeyler yapıyormuş gibi görünmekle bir şeyler yapmak arasındaki farka işaret ediyor Hüseyin Akın, “Bana Öğretmenini Söyle” adlı kitabında. Eğitim konusuna hakiki, samimi bir yaklaşımın elzem olduğunu hatırlatan Akın, gençlerle sağlıklı bir temas sağlanmasının önemine değinirken sınav kağıdını öğretmenlerin önüne koyuyor.

Haber Merkezi
04:00 - 15/07/2019 Pazartesi
Güncelleme: 11:38 - 14/07/2019 Pazar
Yeni Şafak
Bana Öğretmenini Söyle Şule Yayınları'ndan çıktı.
Bana Öğretmenini Söyle Şule Yayınları'ndan çıktı.

ORHAN GAZİ GÖKÇE

Şair-Yazar Hüseyin Akın, “Bana Öğretmenini Söyle” isimli kitabıyla eğitime ilişkin muhtelif zamanlarda kaleme aldığı yazılarını bir araya getirdi. Edebiyatımızın mahir ve velut kalemlerinden Hüseyin Akın’ı, birçok edebiyat dergisine öncüsü, ağabeyi olmakla birlikte ülkemizin köklü okullarında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak uzun yıllar görev yapmış ve kendine has bir üslup geliştirerek başarılı bir meslek hayatı geçirmiş bir isim olarak da tanıyoruz.

ÖZENSİZLİK HAYATI ETKİLİYOR

Hüseyin Akın, dışardaki hayatla sınıftaki hayatın uyuşmamasından bahisler açarak içinde hayat olmayan bir eğitim sürecinin faydasız olduğunu ifade ediyor. Eğitim konusundaki özensizlik, düzensizlik ve yaklaşım hataları gençlerin hayatının; toplumun ise dinamizminin kaybına sebep olma ona göre.

Yeni nesilden yakınmanın, yazıklanmanın üzerimizden mesuliyeti kaldırmayacağını bilakis muhasebeye ve eleştiriye muhtaç olanların yetişkinler olduğunu da kitapta okuyoruz. Gençlerimizle birebir temas imkânı olan öğretmenlerin nitelik bakımından her daim gelişime ve yenilenmeye ihtiyacı olduğunu savunurken öğretmen yetiştirme rejimimizin sağlıklı olmadığına ilişkin notlar düşüyor. Öğretmen öğrenci arasındaki ilişkinin formalleşmesinin toplumsal bağlarımıza da zarar vereceğini düşünüyor. Öğretmenlerin muhakkak bir sanat alanıyla ilgilenmesi gerektiğini vurgulayan Akın, ev-okul arası bir dünyada sıkışmayan özgür düşünen, neşeli bir öğretmen profili hayal ediyor.

Kitapta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi hocalarına dönük tatlı-sert eleştirileri var. “Din adamı değil dinin adamı olmak” ile birçok sorunun çözüleceğine inanan yazar, İmam Hatip Liselerine de uzunca yer veriyor yazılarında. İmam Hatip mezunu olmakla övünen ancak İmam Hatipler konusunda “mağduriyet söylemi” ve “arabesk tutum”dan mustarip olan Akın, şu tespitte bulunuyor: “İmam Hatip Liseleri üzerinde övgüden mütevellit sarhoşluktan başımızı kaldırıp da göremediğimiz durum tam da budur. O kadar haylazlık ve yaramazlığına rağmen evladına laf söylemeye kıyamayan ebeveyn gibiyiz.”

Hüseyin Akın eğitim yöneticiliğinin öğretmenlikten bir kaçış yeri olarak algılandığından da yakınıyor, son dönemde çokça tartışılan “Deizm”, “Din Yorgunluğu” gibi konulara değiniyor, “Değerler Eğitimi” konusunda da samimiyet arayışını sürdüren yazar, toplam kaliteden çok insanî kalite önemsenmediğinde gençlerimize bir değer katmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Eleştirirken elbette alınan mesafelere kayıtsız kalmayan Akın, “Kirli suyla birlikte bebeği dışarı atmamak” konusunda hassas davranıyor.

Eğitim hususunda entelektüellerin, akademisyenlerin, yazarların hatta eğitim yönetiminin üst düzey yöneticilerinin teorik çerçevede yaptıkları eleştiriler bize ne kadar mesafe kazandırır bilmiyorum lakin işin mutfağında yıllarca pişmiş ve dahi pişirmiş Hüseyin Akın’ın söylediklerine kulak vermeli kanaatindeyim.

  • Bana Öğretmenini Söyle
  • Hüseyin Akın
  • Şule Yayınları
  • 2019
  • 215 sayfa
#Bana Öğretmenini Söyle
#Hüseyin Akın
#Şule Yayınları
5 yıl önce