|

Sinemaya insan yetiştirmek ama nasıl?

Yetişmiş insan sorunu her alanda olduğu gibi sanatın en popüler ayağı olarak görebileceğimiz sinemada da mevcut. Bunun aşılması için kısa vadeli ve az etkili organizasyonlardan çok daha fazlası gerekli. Türkiye’de sinema geleneğinden söz etmek için de elzem bir durum. Peki, bu nasıl yapılmalı? Örneği var mı?

Abdulhamit Güler
00:00 - 4/12/2021 Cumartesi
Güncelleme: 05:48 - 4/12/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Kültür-sanat alanının en önemli meselesi insan yetiştirmek ve üretim yapmak olsa gerek. Kültürel iktidar tartışmalarının çok ötesinde herhangi bir cenahı içine almadan üzerinde durulması gereken bir konu bu. Türkiye’de film üretim alanında yer alması gereken on binlerce kişiden bahsediyoruz. Dizi, televizyon, reklam ve dijital mecra üretimini de içine alan bu insan popülasyonunda sadece üretimin dişlisi olanlarla birlikte teoriye katkı sunacak kişiler de bulunuyor.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR

  • Sinema okulları, üniversitelerdeki bölümler, sivil atölyeler ülkemizde hayli fazla. Her yıl binlerce kişi bu organizasyonlardan mezun olarak sektöre giriyor. Fekat sektörün ihtiyacı olan ve savrulmaları önceleyecek müfredat ile gerçekten yetenekli kişilerin belirlenmesi ve üretime dahil edilmesi önemli.

Genel manzaraya baktığımızda bu noktada ciddi sorunlar olduğu aşikar. Öncelikle sinemamızın zihin yapısını da belrileyecek, bir gelenekten söz etmemize kapı aralayacak yapılar oluşmadı. Mesela İran’da Farabi Film Enstitüsü, Polonya Sinema Okulu, Moskova’daki benzeri, Kanada’da Vencouver Film Okulu örnek olabilir. Türkiye’de bir film okulu yok. Üniversitesi zaten hayal. Sinematek ve BİSAV gibi kurumlar belli zaman etkisi dışında gelenek oluşturamadı.

SİNEMA EĞİTİMİ AMA NASIL?

Sinema eğitimi veren bir organizasyonda olması gereken önemli birkaç unsur var. Öncelikle eğitim tek aşama ile sınırlı olmamalı. Kademe uygulaması ya da üst seviye eğitimlerle müfredat desteklenmeli. Kesinlikle üretim yapılmalı. Uygulamaya önem verilmeli. Ve bütün bu süreçlerin sonrasında katılımcılar sektöre dahil edilmeli.

  • Ülkemizde sinem alanı dışında bu organizasyona örneklik teşkil edecek yapılanmalar var. Mesela BKM, 30 yıla yakın zamandır uyguladığı sistemle tiyatro ve sinemaya yüzlerce kalifiye oyuncu yetiştirdi. Kendi projelerinde zaten sürekli bu katılımcılar yer alıyor. Sadece tiyatro ile sınırlı kalmıyor. Televizyon ve sinema üretimlerinde de BKM etkisini görüyoruz. Televizyonlardaki komedi üretimlerinin yanı sıra sinemadaki komedi filmlerinin önemli bir kısmında BKM imzası yer alıyor.

BKM ÖRNEĞİ VE UZUN VADELİ BİRLİKTELİKLER

BKM eğitimleri 2 ila 4 yıl arasında değişen süreçleri kapsıyor. Müfredat kısa vadeli tutulmuyor. Ve mutlaka sahne uygulaması yer alıyor. Örneğin BKM’nin son projesi Sinatro’ya 6 bin kişi başvurdu. Eleme ile son 50 kişi Yılmaz Erdoğan’ın Muğla Köyceğiz’de kurduğu yerleşkede eğitime devam etti ve son 23 kişi seçilerek süreç başlatıldı. Bu 23 kişi düzenli olarak seyirci önüne çıkacak, televizyondaki Çok Güzel Hareketler, Güldür Güldür Şov ve benzeri organizasyonlara katılacak. Birkaç senelik süreç tamamlandığında sektöre 23 yeni profesyonel katılmış olacak.

  • Yılmaz Erdoğan’ın Necati Akpınar ile birlikte 30 yıl kadar önce başlattığı BKM organizasyonu, bugüne kadar onlarca oyuncuyu başrol seviyesinde sektöre kazandırdı. Her alandaki sinema eğitimleri de bu minvalde uzun vadeli olmalı ve üretimi önceleyerek sektörün yetişmiş insan ihtiyacını karşılamalı.

Özellikle sinema atölyelerinin tam da bu vizyonla kısa vadeli etkisiz organizasyonlardan kurtulması gerekiyor. Sinemaya adım atma seviyesinde olan gençleri okumaya, anlamaya ve uygulamaya teşvik etmeli. Kendi hallerine kalmadan bunun birlikte yapılması sağlanmalı. Her aşamada mutlaka ama mutlaka film yapılmalı. Sinema büyük kısmıyla yaparak öğrenilen bir alan olduğundan kısa film üretiminden başlayarak belgesel, deneysel, videoart, orta ve uzun metraj uygulamalarla sinema havuzuna katkı sağlanmalı. Böyle yapılırsa orta vadede bir gelenekten ve Türkiye sinemasında yeni soluklardan söz edebiliriz.

#Türkiye
#BKM
#Güldür Güldür
#Çok Güzel Hareketler
#Yılmaz Erdoğan
#Necati Akpınar
2 yıl önce