Ciltlere sığmayacak zenginlikteki mutfağımızı tanıtmak, yaşatmak için, ülkemizde ve dünyada bir hafta süren etkinlikler yaptık. Her bir ilimizin ve ülke temsilciliklerimizin ayrı ayrı emek verip güzelleştirdiği bu haftada dillere destan mutfağıyla öne çıkan iller arasında Diyarbakır, aşçılar diyarı Bolu, ilçeleriyle boy gösteren başkentimiz Ankara da vardı.
DİLLERE DESTAN YEMEKLER
Mezopotamya mutfağının bütün zenginliğini nakışlı bakır tabaklarla sofralara taşındığı Diyarbakır’da burma kadayıf, kuru dolma, kenger boranisi, gebol , dalak dolması, pencegoşt gibi yemekler ve tatlılar arz-ı endam ettiler. UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı listesine dahil edilen Diyarbakır mutfağında coğrafi işareti alınmış tescillenmiş birçok yiyecek var. Köklü tarihiyle Türk mutfağına bambaşka zenginlikler kazandıran Diyarbakır’da bu konudaki çaba da artarak devam ediyor. Başkentte ise Ankara’nın yirmibeş ilçesinin lezzet hazineleri gözler önüne serildi. Millet bahçesinde elleriyle hamur açan kadınların hazırladıkları yanıçlar, gözlemeler, çorbalar, helvalar, Ankara tavası halka ikram edildi. Bolu’da, Kahramanmaraş’ta aşçılık öğrencileri, profesyoneller ve hanımlar el ele yerel mutfakları gösterişli sofralarla sergilediler. Her bir ilde, hatta ilçede ayrı bir lezzet öyküsüne rastladığımız güzel ülkemizin mutfağını yaşatmak ve tanıtmak için ilk işimiz yerel restoranlardaki yöresel lezzet sayısını artırmak, uluslararası tescillerini aldığımız ürünlerimizi dünya pazarına sunmak olmalı. Hemen her ilimizin peyniri, kurutması, tarhanası, uzun süre saklanabilecek ürünleri var. Bunların dünya pazarında yer bulup tanınması hem ekonomik, hem de kültürel anlamda çok önemli adımlar olacak. Bugünkü yazımızı Ankara ve Diyarbakır’dan birkaç lezzetle sonlandırmak istiyorum. Sağlıklı, mutlu bir hafta sonu dilerim.
Ankara Tava
- -Yarım kilogram kemikli kuzu ön kol
- -2 su bardağı arpa şehriye
- -3 adet domates
- -2 adet kuru soğan
- -2 diş sarımsak
- -2 yeşil biber
- -3 yemek kaşığı tereyağı
- -3 su bardağı su
- -Tuz ve baharat
Etimizi yüksek ateşte kızdırılmış bir tavada mühürlemek için kızartalım. Soğanımızı doğrayıp etimize ekleyelim ve hafifçe kavuralım. Baharat ve tuzumuzu ilave edelim. Bir tencereye aldığımız etin üzerine suyumuzu ekleyip kaynatalım. Ayrı bir yerde ince doğranmış biberleri, sarımsakları kavuralım. Arpa şehriyelerini kavurup pembeleştirelim. Biber, sarımsak ve arpa şehriyeyi karıştıralım. Düz dipli bir tencerede tereyağını eritelim,arpa şehriyeli karışımı yerleştirelim. Üzerine rendelediğimiz domatesi koyalım. En üste kemiklerinden ayrılmış eti yerleştirelim. Et suyunu ekleyip kapağını kapatalım. Kısık ateşte 20 dakika pişirelim. Afiyet olsun.
Pencegoşt
- -1 kg ciğer
- -2 bardak pirinç
- -4 yemek kaşığı tereyağı
- -1 büyük soğan
- -1 büyük ciğer perdesi
- -1 adet yumurta
- -1 çay kaşığı tuz
- -1 çay kaşığı karabiber
- -1 çay kaşığı kırmızı biber
- -1 tatlı kaşığı nane
Ciğerin zarını soyup yıkayalım, küp küp doğrayalım. Soğanı ince ince kıyıp bir tavada tereyağında kavuralım. Ciğerleri ilave edip pembeleşinceye kadar kavuralım. Tuz, karabiber, kırmızı biber ve naneyi ekleyip karıştıralım. Ayrı bir yerde pirinci ıslatalım. Yıkayıp tereyağında kavuralım. Pirincin ölçüsü kadar tuzlu su ilave edip pilavımızı pişirelim, dinlendirelim. Dinlenen pilavı ciğerli karışım ile iyice harmanlayalım. Ciğerin yağlı perdesini 20X20 cm büyüklüğünde parçalara ayıralım. Ciğerli pilav karışımını perdenin ortasına koyalım. Köşeleri üstüne kapatıp ters çevirelim. Yumurtayı çırpalım, perdenin üzerine sürelim, 200 derecelik fırında pembeleşene kadar pişirelim. Afiyet olsun.
